Draco'nun o tuhaf rüyayı görmesinin üzerinden tam tamına dört gün geçmişti. Aynı zamanda Kral'ın ölümünün üstünden de tam tamına altı gün geçmişti. Sarayda hala yas ilan edildiği için Draco derslere girmemiş, Harry ile at binme derslerini yapmaya devam etmişti. Ayrıca düğün yaklaştığı için de Draco'nun başına bir çok iş çıkmıştı. Bu yüzden rüyayı düşünecek çok bir vakti olmuyordu.
Sabahın erken saatlerinde Harry tarafından uyandırılmıştı. Kahvaltı saatine daha çok olduğu için Draco onun neden böyle aceleci davrandığını anlayamasa da, odadan çıkıp da Harry ile birlikte saray terzisine gittiğinde durumu anlamıştı.
"Nasıl bir damatlık istersiniz, efendim?" diye sordu, terzi, Draco'nun kol ölçüsünü alırken. "Sade bir şey mi yoksa gösterişli bir şey mi istersiniz?"
"Çok sade olmasını istemem." dedi, Draco, gerginlikle. Bu damatlık olayı o kadar hızlı gelişmişti ki nasıl bir şey istediğini kendi bile bilmiyordu. "Ama çok gösterişli bir şey de istemem. İkisinin ortası olsun."
Terzi kol ölçüsünü aldıktan sonra Draco'nun önünde eğildi. "Siz nasıl isterseniz, efendim."
Draco'nun ölçüleri bittiğinde terzi bu sefer Harry'ye geçti. Harry'nin de ölçüleri alındıktan sonra terzi onların eline bir katalok verdi.
"Burada örnek modellerimiz var."
Harry yavaş yavaş sayfaları geçerken Draco bir sayfadaki modeli görmesiyle Harry'yi durdurdu. "Sence de bu çok güzel değil mi?"
"Evet, güzelmiş." dedi, Harry. "Sana yakışır."
Draco gülümsedi. "O zaman benimki bu olsun." Sonra da sayfaları çevirmeye devam etti. "Şimdi seninkine bakalım."
Sayfaları çevirirlerken, Harry bir sayfada durdu. "Beğendim bunu. Hem uyumlu oluruz."
Draco gülümseyerek Harry'yi kafasıyla onayladı. "Evet, güzelmiş."
Terziye beğendikleri modelleri gösterip, damatlıkların renklerini belirlediler. İkisi de beyaz giyenecekti. Siyah çok domede olduğu için beyazın daha iyi bir seçenek olduğuna karar vermişlerdi.
Terziden çıktıktan sonra, yemek odasına doğru giderken Draco, "Bu damatlık işini tamamen unutmuşum açıkçası." dedi, heyecanla. "Tabii bu buz dağının görünen kısmı, değil mi? Daha bir çok işimiz var."
"Maalesef." dedi, Harry. "Ancak sana kötü bir haberim var, Draco." Draco olduğu yerde durduğunda Harry de durmak zorunda kaldı. Draco'nun yüzündeki gerginliği fark ettiğinde de hafifçe gülümsedi. "Çok da kötü bir haber sayılmaz. Babam daha yeni vefat ettiği için düğün tarihini ertelemenin daha iyi olacağını düşündük annemle."
Draco hafifçe gülümsedi ve Harry'nin koluna girip yürümeye devam etti. "En iyisini yapmışsınız. Kötü bir haber değil bu. O senin baban ve hiçbir şey olmamış gibi düğün yapamazsın sonuçta."
Harry kafasıyla Draco'yu onayladı. "Düğünü iki ay sonra yapmanın iyi olacağını düşündük. Sen ne düşünüyorsun?"
"Bence de iki ay iyi." dedi, Draco. "Hem daha rahat bir şekilde hazırlık yapılmış olur. Aceleye gelmez."
Yemek odasının kapısından içeri geçip Kraliçe'nin önünde eğildiler ve kendileri için ayrılmış yerlere oturdular. Son bir haftadır olduğu gibi hala Kraliçe biraz solgun görünüyordu. Sonuçta hayat eşini kaybetmişti. Bu bir Omega için çok kötü bir şeydi ama zamanla kendine geleceğinden emindi Draco. Kraliçe her zaman onun gözünde güçlü bir kadın olmuştu.
"Bugün damatlıklarınız için terziye gittiğinizi duydum." dedi, Kraliçe, yemeğe başlamaları için izin verdikten sonra. "Draco müsait olduğun bir zaman yanıma gel de kataloktan neyi beğendinizi göster bana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forgotten Prince | Drarry
FanfictionKral James Potter, ölümcül bir hastalığın pençesine düşer. Ölüm döşeğinde olan Kral, tahta geçecek oğlunu, Prens Harry Potter'ı evlendirmeye karar verir. Kraliçe Lily Potter, oğlu bir soyluyla evlenmek istese de, halkın gözünde iyi bir izlenim uyan...