Dünyada tek bir insana inanmıştım. O kadar inanmıştım ki, bunda aldanmış olmak, bende artık inanmak kudreti bırakmamıştı. Ona kızgın değildim, ona kızmama, darılmama, onun aleyhinde düşünmeme imkan olmadığını hissediyordum. Ama bir kere kırılmıştım. Hayatta en güvendiğim insana duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağıtılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi. Sonra, aradan seneler geçtiği halde, nasıl hala ona bağlı olduğumu gördükçe, ruhumda daha büyük bir infial duyuyordum.
-Sabahattin Ali
"Eee... ben ne giyeceğim giderken? Hiç güzel elbisem yok. Sadece bir tane var ve o da orası için fazla abartılı. Bence hiç gitmeyelim."
Çağlar bana gülümsüyor ve "Sen onu bana bırak ne dersin? Sadece makyaj malzemelerini al ve benimle gel." diyor. Ne dediğini anlayamadığım için mecbur makyaj çantamı alıyorum ve onun peşinden gidiyorum.
Nedense evden çıkıyoruz ve apartmanın bir üst katına gidiyoruz. Çağlar cebinden bir anahtar çıkartıyor ve kilidi açıp içeri giriyoruz. Evin ne kadar muhteşem döşenmiş olduğu anca ışıklar açıldığı zaman fark ediyorum. "Burası kimin evi böyle?"
"Kız kardeşimin evi. Nihan, annemin öldüğü sene evden ayrıldı ama benimle beraber yaşamak yerine bir üst kata taşındı. Biliyorum ilginç bir kardeşim var. Her neyse, o da yaklaşık bir iki hafta önce Londra'ya gitti ve evi de bana kaldı. Tabii içindekilerde. Bedeni sana yakındır. Hadi senin için bir şeyler bakalım."
Ben daha bir şey bile söyleyemeden beni elimden tuttu ve yatak odasına çekiştirdi. Odanın içinde bir oda daha vardı. Hemen oraya girdik ve girdiğimiz an hayranlığım bir kat daha arttı! Burası bir giyinme odasıydı... İçi sadece kıyafetlerle dolu bir oda!
Biraz duruyorum ve "Kardeşin cidden bütün bu kıyafetleri bırakıp mı gitti? Nihan'a kızdığımı söyle. Burası rüya gibi ve bunların hepsini öylece bırakıp gitmiş!" diyorum heyecanla. Ben birkaç kıyafeti kendime zar zor alırken millet kıyafetlerini beğenmiyor da hepsini bırakıp gidiyor. Lükse bakın ya! Sanırım zenginlik böyle bir şey işte.
"Sana ilginç bir kardeşimin olduğunu söylemiştim."
Yaklaşık beş dakika boyunca dolaptaki kıyafetlere öylece baktım. Hepsi o kadar güzeldi ki... Ben bunları giyemem ki!
"Bir şeyler seçmeyi düşünüyor musun Derin? Biraz daha beklersek geç kalacağız yoksa."
"Ama bunların hepsi çok güzeller. Bana yakışmaz bunlar." diye ısrar ediyorum üzgün bir sesle.
"Saçmalama! Hadi lütfen seç bir elbise ve giy. Eminim hepsi sana çok yakışır."
Ona cevap vermiyorum ve yine bir beş dakikada dolapta elbise arıyorum ve en sonunda hafif diz altında biten, dantelli siyah bir elbise buluyorum ve bunu giymeye karar veriyorum. Tam üzerimdekileri çıkartıp elbiseyi giyeceğim sırada tek kaşımı kaldırıp Çağlar'a bakmaya başlıyorum.
"Ne?"
"Ne bekliyorsun diyordum... Giyineceğim, hadi çık dışarı."
"Hmm... Aslında seni üzerinde kıyafetlerin yokken de görmek isterdim açıkçası."
Onu yavaşça odadan dışarı doğru ittiriyorum ve "Ona daha erken canım. Hadi çık, yoksa geç kalacağız." diyorum gülerek. O çıktıktan sonra hemen odanın kapısını kapatıyorum ve aceleyle giyinmeye başlıyorum. Elbiseyi giydikten sonra ona uyumlu hafif topuklu, siyah bir ayakkabı buluyorum ve onu giyiyorum. Bu arada elbisem Moschino ve ayakkabım da Jimmy Choo! Nihan, müthiş bir insansın sen ya!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKKAT BEN EVLİYİM!
Chick-LitDerin, nişanlısı Tamer ile evlenmeyi planlamaktadır. Fakat Derin düğün gününde ilginç bir şekilde zaten önceden birisiyle evli olduğunu öğrenir. Nişanlısıyla beraber bu olayı araştırdığı zaman yaklaşık iki senedir Çağlar Özdemir adında bir adamla ev...