10

1.7K 241 159
                                    

Şimdi size neler olduğunu anlatayım.

Evet, Jisung ve Minho bu anlatılanları yaşadı. Ama bu bir yıl önceydi. Bir yıl önce 2019'un ekim ayında tanışmış, 6 ay boyunca bir çok şey yaşayıp sevgili olmuşlardı. Daha sonra önceki bölümlerde anlatıldığı gibi Minho'nun babası bu ilişkiye karşı çıkıp görüşmelerini istemedi. Fakat Minho ve Jisung etraflarında onların sevgilerine karşı çıkan hiçbirşeyi umursamadılar. Jisung tüm bunları günlüğüne yazıyordu.

Hayatının nasıl renklendiğini, nasıl mutlu olabildiğini...

Daha sonra yine buluşacakları bir gün Minho'nun evden kaçtığı anlaşılmış ve araba ile peşine düşülmüştü. O gün büyük bir kaza olmuş ve kaza Minho'nun sonu olmuştu.

Jisung, Minho'yu kaybettiğini kabullenemedi tabii ki. Sevgilisi, her zaman yanında olmasını istediği Minho'su nasıl onu bırakmış olabilirdi ki? Uzun süre kendine gelemedi.

Ta ki 2020 yılının ekim ayına kadar. Tanıştıkları ay gelince sanki Minho varmış gibi davranmaya başlamıştı. Onu o kadar özlemişti ki, halüsinasyon gördüğünün farkında değildi.

Onunla 1 yıl önce ne yaşadılarsa aynılarını yaşadığını zannetti. Sanki yanındaymış gibi gülüyor, konuşuyordu. İnsanların ona tuhaf bakışlarını görmüyordu. Çünkü yanında çok özlediği Minho'su vardı.

Sonunda bazı şeylerin farkına vardığında ise gerçeklik ile hayali ayırt edememiş, Minho'yu kurtarabileceğini düşünmüştü. Hyunjin bu yüzden onu eve kilitlemişti. Başına birşey gelmesini istemiyordu çünkü o gün Minho'nun öldüğü gündü.

Jisung, hala hastalığının verdiği aptallıkla koştu. Minho'yu görene kadar. Gerçi aslında Minho yoktu ya, hepsi Jisung'un zihninin oyunlarıydı.

Araba sadece kendisine çarptığında ise hala Minho'yu gördüğünü sanıyordu. Oysa Minho yoktu.

Şimdi hasta yatağında hemşirenin kendisi için getirdiği ilacı içtikten sonra yanı başında duran defteri aldı.

Minho, özlemin o kadar ağır ki göğüs kafesimdeki daralmayı hafifletecek birşey bulamıyorum. Yanımda olsan, resmimi çizsen ya, sonra bana versen. Bazen pencereyi açıyorum. Rüzgar getiriyor bana kokunu. Geçmişim de geleceğimde senmişsin gibi. Seni yaşamışım sadece sanki. Sensiz tek bir an bile geçiremiyorum ama şu hale bak, yoksun. Çok tuhaf. Bazen kokunu, gözlerindeki ışığı unutacağım diye korkuyorum. Tekrar seni göremeyeyim diye bana ilaçlar veriyorlar. Ve sen gittikçe kayboluyorsun. Oysa ben seni hep yanımda dilemiştim.

Şimdi ne olacak bilmiyorum. Nasıl gideceğim parka, kafeye? Aklıma gelmeyecek misin? O patika yollarda tek başıma yürüyebilir miyim sanıyorsun? Neden geri gelip resmimi çizmiyorsun yine? Elimde kalan bu bir kaç anının yerine sen gelemez misin?

Gözlerim seni arıyor Minho. Lütfen gel.

Hiç olmayacak birşey dilediğini biliyordu Jisung. Sadece öyle yazmak istiyordu işte. Lütfen, gel.

Bahar gelmiş olmasına rağmen yanından ayırmadığı bereyi başına geçirmiş, atkıyı da boynuna dolamıştı.

Derin bir nefes alıp kaldığı odanın penceresini açtı. Bahar gelmişti. Ilık rüzgar Jisung'a yine Minho'nun kokusunu getirdi.

Keşke Minho'yu da getirebilseydi.

Yazayım da bitsin artık dedim. Okuduğunuz için teşekkürler.

autumn story °minsung°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin