•*blood and flowers*•Duygularım daha da derinleşmeye başladıkça, kendimi ona kaptırdıkça, kacchan benden gitikçe daha da uzaklaşır olmuştu.
Ben onu hayatımdaki her şeyden öne koyar olmuştum. Her gün başını okşadığım kedi gibiydi benim için, ne kadar onunla ilgilenirsem beni o kadar tırmalayıp kanatıyordu. Kendisine ne kadar elimi uzatırsam, o kadar güçlükle geri itiyordu beni ve hislerimi. Belki de bu kadar vahim durumda olmamın nedeni, onu hep kendimden önde tutmamdı. Onun sözleri, onun fikirleri, onun hisleri ve kararları her zaman kalbime yaslanırdı.
"Hey, kacchan. Çocukken ne güzeldik, değil mi? O zaman da beni iterdin ama.. bir yanının hep benimle olduğunu bilirdim."
Yaslandığı duvardan bir milim kıpırdamadan bana bakıyordu. Haklı olduğumu gayet iyi biliyordu. Her ne kadar benden uzaklaşmadığını ve eskisiyle aynı olduğumuzu söylese de, biliyordu işte.
Hiçbir şey söylemeden gözlerini benden çekti ve karanlık gökyüzüne çevirdi. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve aramızdaki mesafeyi azalttım çekingen adımlarla. Gerçi bu mesafeyi ne kadar azaltırsam azaltayım, o benden hep uzakta kalırdı. Enerjimi yüksek tutmaya çalışarak konuşmaya devam ettim sesim ara sıra titrese de.
"Önceden bana hep destek çıkardın. Hatırlıyor musun, annemin vefatinde bile bana ağlamamamı söyleyip sarılmıştın. Hatta saçlarımı da okşamıştın!"
Güldüm gerginlikle.
"Küçükken de düştüğümde hep elini uzatır-"Sert sesi beni böldüğünde konuşurken hareket ettirdiğim ellerimi indirmek zorunda kalmıştım hayal kırıklığı ile.
"Deku. Ben senden uzaklaşmadım."
Aynı sertlikte bakışları ve çatılı karşlarının odağı ben olduğumda yutkunmuştum zorlukla.
"Sen benden daha fazlasını beklemeye başladın."
Ah.. doğru ya. Biz sadece sıradan çocukluk arkadaşıydık. Ellerimle sweatimin uçlarını sıkarken bakışlarımı yere indirdim.
Ben kacchandan ne bekliyordum ki? Sadece.. daima üşüyen bedenimi sıcak gülümsemesiyle ısıtmasını istemiştim. Herkese gösterdiği sert maskesini bana karşı indirmesini ve yalnızlığımı dindirmesini istemiştim.
"Kacchan, sen ne bilirsin ki? Etrafın hep seni seven arkadaşlarınla dolu. Annen ve baban bile hep yanında."
Kaşlarımı çatmamla sonunda gözlerimi ona çıkarmayı başarmıştım.
"Yalnız ve güçsüz hissetmek ne demek biliyor musun ki?"
Sessiz kalmasıyla kendimde daha fazla güç bulmuş olmalıyım ki sesimi biraz yükselterek konuşmaya devam ettim.
"Hayatımdaki tek insandan biraz daha ilgi beklediysem ne olmuş? Evet, bencillik yapıyorum. Uyurken kimsenin üstünü örtmek için gelmemesi, hasta olduğunda kimsenin sana 'kendini sıcak tut' dememesinin ne demek olduğunu bilseydin, eminim sen de bencillik yapardın."
Çelik bir duvar kadar sert ve soğuk bakışları biraz olsun yumuşarmış gibi olurken bana arkasını dönmüştü. Neyi vardı bu çocuğun cidden? İçimdeki üzüntü gittikçe sinire dönüşüyordu. O ise sakinliğini sonuna kadar koruyordu.
"Sen beni çok güçlü biri sanıyorsun, deku. Ben aslında dışarıdaki birinden, senden daha zayıfım. Herkes kadar zayıfım. Senin bana gösterdiğin şey sevgi değil. Sadece yalnızlığını örtecek birini istiyorsun ve hissettiğin tüm duyguların sebebi bana olan hayranlığın. Bana karşı duyduğun bu hayranlık yok olduğunda, hayatına birileri girdiğinde, yüzüme dahi bakmayacaksın. Yani, sana ihtiyacım yok."
Bana son kez bakarken gözlerinde nefretin olduğuna yemin edebilirdim.
"Defol. Git başka birine sevgisi için yalvar."
Çatı katının kapısını açıp gürültüyle kapadığında daha fazla gözyaşlarıma hakim olamamıştım. Ciğerlerim yanarken yutkunmaya çalıştım. Kısa sürede boğazımı tutarak acıyla yere çökmüştüm. Nefes almam gittikçe zorlaşıyordu ve ben neler olduğunu dahi kavrayamıyordum.
Kafamı açık gökyüzüne kaldırdım ve derin derin nefesler almaya çalışsam da nafileydi. Kusmaya başladığımda sıkıca gözlerimi kapatmıştım. Öğürmeler ve öksürükler bu boş çatı katını doldururken sesim kimseye gitmiyordu bile.
Kusmam bitmiş, sonunda nefes alabilmeye başladığımda elimi acıyan boğazımdan çekmeden gözlerimi açtım ve yere baktım.
Yer.. kanın kapladığı çiçeklerle doluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'querencia' || bakudeku
Fanfiction"rüyalarımda yaşamaya devam ettiğin sürece, kana bulanmış anemon çiçeklerini kusmaya devam edeceğim."