☆ çok güzel görünmüyor mu? Bir dokunun derim :))
Okulun geri kalan saatlerinde ve eve gidene kadar tahammül etmeye çalıştığım Doğu'dan yolda karşılaştığımız Mert sayesinde kurtulmuştum. Eve doğru yürüken aklımda yeşeren sahilde yürüme fikrine karşı koyamayıp sahile doğru adımlamaya başladım. Bu sırada yeni kulaklığımı -Yiğit'in hediyesi olan- kulağıma takıp listemden sevdiğim bir şarkıyı açtım.
Bir süre sahilde yürüdükten sonra oturup dinlenmeye karar kıldım. Gözlerimle kendime uygun bir yer aradıktan sonra boş bir bank olduğunu fark ettim. Manzarası çok güzeldi ve konum olarak çok da kalabalık bir yerde değildi, gittikçe açık havada ders çalışma fikrine yöneliyordum. Evde ne zaman ders çalışmaktan bunalsam kitaplarımı alır uygun bir yere gider dışarıda çalışmaya devam ederdim. Bu şekilde çalışmak hoşuma gidiyordu.
Çantamdan çıkardığım soru bankasından zorlandığım bir konu hakkında alıştırma yapmaya başladım. Zor da olsa bir şeyler işaretleyebilmiştim ama yine de konuyu anlamakta zorlanıyordum. Yaklaşık 10 dakikalık uğraşımın üzerine çözmeyi başardığım soruyu gururla işaretlerken arkamda duyduğum sesle irkildim.
Sorunun senden istediği şey o değil
Yiğit'i görmemle elim ayağıma dolaşmıştı, sonuç olarak benden hoşlanıyor olabilirdi -kendisine hiç sormadığım için emin olamıyordum, belkide sadece şaka yapıyordu...-
N-Nasıl yani?
Kekelememe engel olamamıştım ve bu onun suratında küçük bir gülümseme oluşturmuştu. Belli etmemeye çalışsa da paniklemem hoşuna gitmişti.
Oturabilir miyim?
Sorduğu sorunun üzerine yavaşca yana kayarak onun için yer açtım.
İyice bana doğru yaklaştı ve kitabın üzerinden soruyu anlatmaya başladı.
Lan ne ara yaptı bu soruyu da ne ara anlatavak kıvama geldi bu çocuk ya yanıma geleli 2 dakika bile olmadı!
Kıkırdayarak bana döndü
Bu kitabı daha önce bitirmiştim, oradan biliyorum soruyu.
Bir saniye o bana nasıl cevap verdi.. LAN! Hay kafama sıçasıcalar yaa...
Yiğit ben onu öyle şey etm-
Anladım sorun yok, sen soruyu anladın mı?
Hayır anlamında kafamı salladım, kafam basmıyordu şu konulara. Cevabımı aldıktan sonra kitabı eline alıp soruyu bir süre inceledi, sonra soruyu anlatmak için kitabı dizlerine bırakıp bana doğru yaklaştı. Gerçekten de güzel kokuyordu, bunu aklıma getirmemeye ve soruya odaklanmaya çalışıyordum ama bir türlü başaramıyordum.
Caner, sen beni dinliyor musun?
Sırıtarak bana bakan Yiğit'in koluna dirseğimi geçirdim, bilerek yapıyordu şerefsiz işte! İnleyerek öne doğru eğilen, acıyla kolunu tutan bir Yiğit görmeyi beklememiştim. Panikle çocuğa doğru eğilip iyi olup olmadığına bakmaya çalışıyordum.
Ya, valla isteyerek yapmadım, acıyor mu, Yiğit niye bana bakmıyorsun?
Öpsen geçer belki
Yiğit'in aniden doğrulup bana karşı kurduğu cümle ile bücudumdaki bütün kanın yanaklarıma çekildiğini hissetmiştim. A be mal! Karşında eşşek kadar çocuk oturuyo, nasıl canını yakabilirsin ki! Kendi kendime sitem ederken yanaklarım daha da çok kızarmaya başlamıştı.
Yiğit koluna vurduğum yeri bana dogru uzattı.
Saçmalama ya! Ne diye öpecekmişim ben senin kolunu.
Ya illa kolumu öpmek zorunda deği-
Bu sefer de karnına geçirmiştim bir tane. Yeniden sızlanmaya başlamıştı.
Yok ya.. bir daha numaralarını yemem Yiğit efendi, sen zekiysen ben de deliyim.
Karnımı deştin be yavrum
Hay elimin ayarını... lan Doğu bana boşuna "dengesiz pezevenk" demiyor.
Yiğit çok mu acıyor.
Yok yok, çok kötü değil.
Karşımda güçlü görünmeye çalışıyordu salak. Aslında gayet iyi rol yapıyordu piç, ama benim süper ötesi zekamı kandırmaya yetmiyordu. Aklıma gelen fikirle Yiğit'e daha çok yaklaştım.
Yiğit Doğu büyük ihtimalle eve geç gelir, en son Mert ile birliktelerdi konuşmaya dalarlar. Sen bizim daireye gel hem sana özür olarak kahve yapayım hem de vurduğum yere bir bakalım olur mu?
Tek nefeste söylediğim şeylerin üzerine gülümseyip teşekkür etti. Ayağa kalkmasına yardım ettim ve eve yürürken yardımcı olabilmek adına koluna girdim. Her ne kadar canı yansa da durumundan gayet memnun görünüyordu. Eve geldiğimizde kolumu belinden dikkatlice çekip kapıya doğru yöneldim. Anahtarı kilide sokup çevildikten sonra kapıyı yavaşça aralayarak önden girmesi için başımla işaret ettim. Bir an duraksadı ve yamukça güldü.
Sen beni eve atmaya çalışmıyorsun, değil mi?
Bu bölüm olmak biraz kısa, çünkü neredeyse hiç oy almamak hikaye. Ben dilenmek ve lütfen demek 👉👈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limon Kokusu |B×B|
Short StoryKitap eşcinsel karakterlerin hikayesini konu almaktadır. Bu tür konularda hassas veya homofobikeniz okumanız tavsiye edilmez.