15'final'

2.5K 198 142
                                    

Evet güzeller.. Kurguyu burada bitiriyorum. Zaten kısa bir şey olacağı belliydi. Şu an ki okunması 1,59k açıkçası bu rakam bile benim için gerçekten çok büyük. Okuyan, destekleyen, yorum yapan, oy veren herkese minnettarım. Bu küçük hikayeme desteklerini esirgemeyen güzellere çok teşekkürler. Çok güzel yorumlar yapan kişiler vardı, onları çok öpüyorum. Umuyorum ki kendilerini biliyorlardır o güzeller. Bundan sonra da yayınlamazsam beni öldürecek olan biri için özel bölüm yayınlayacağım. O kişi kendini biliyor...
İyi ki varsınız, sizi seviyorum güzeller🌸

sinfulline ilk göz ağrımız bitiyor... Hadi gel ağlayalım :")

Keyifli okumalar dilerim...

Okuduğum mesajdan sonra heyecanla titreyen ellerimde tuttuğum telefonu masanın üzerine bıraktım. Kalbim ağzımda atıyordu sanki. Ve utanç yavaş yavaş benliğimi ele geçirmeye başlamıştı bile.

Tanrım, ben neler yazdım öyle!

Yazdıklarım aklıma gelince ellerimi utançla yüzüme kapatıp ayaklarımı yere vurarak çığlık attım. Yüzüm ısınıp, yanmaya başlarken ellerimi çekip kendime yelpaze gibi sallamaya başladım. Tüm vücudum heyecandan titriyordu.

Ve burası çok sıcak olmaya başladı!

Birazdan burada olacaktı ve kesinlikle kaçışım olmadığını biliyordum. Üstelik onları yazan ben olmuşken!

Derin derin nefesler alıp kendimi sakinleştirmeye çalışırken, masanın üzerinde bulunan sürahiden bir bardak su doldurup tek dikişte içtim. Ama hiçbir şekilde içimdeki yangını soğutmaya yetmiyordu.

Olduğum yerde durmak zor gelirken atölyenin içerisinde ileri geri yürümeye başladım. Ona karşı olan özlemim hala dinmemişti. Asla da dinmeyecekti. O yanımdayken bile ona dalıp gitmemin sebebi buydu. Özlemimi dindirmeye çalışıyordum kendimce. Hiçbir işe yaramadığını bildiğim halde..

Ondan ayrı kaldığım beş yılın yerini, bir ömür bile dolduramazdı...

Artık özlemim hat safhaya ulaşıp kendi kendime bir sızlanma bırakacaktım ki, atölyenin kapısı açıldı. Burnuma dolan kokudan kim olduğunu anlarken, kulağıma ulaşan kilit sesiyle bir an nefeslerim tekledi. Derin bir nefes alıp kendimi sakinleştirmeyi amaçladım ve bir yararı olmadığını anlayınca sonunda arkamı dönüp, onun kararan bakışlarıyla karşılaşınca atölyenin içerisine küçük bir iç çekiş bıraktım.

Tanrım, bakışları çok yoğundu, ağırlığı altında ezileceğim galiba!

Hafifçe parmak uçlarım üzerine yükselip ileri geri sallanmaya başladım. Dudaklarımı birbirine bastırıp sallanmaya devam ederken bana doğru attığı adımlar sebebiyle gözlerimi o hariç her yerde gezdirmeye başladım.

Aramızda beş adımlık bir mesafe kala içgüdüsel bir şekilde geri adımlamaya başladım. Geriye doğru attığım ilk adımda tek kaşını kaldırıp bana baktı. Daha sonra hafifçe sırıtıp, bana doğru bir adım daha attı. Tekrar geriye doğru attığım adımla kalçam masaya yaslanınca anlık irkilip başımı geriye çevirdim. Tekrar önüme döndüğümde ise çoktan aramızdaki mesafe sıfıra inmişti. Gözlerimin içine kararmış gözleriyle bakarak ellerini iki yanımdan masaya dayamış beni tam olarak masayla arasına almıştı.

Gözleri hala gözlerimdeyken dudaklarını yalamış ve bakışlarını heyecandan aralanan dudaklarıma indirip, alt dudağını dişlemişti.

"Bay Jeon, umarım mesajlarda gösterdiğiniz cesareti şu anda da gösterirsiniz." Normalde zaten kalın olan ve şu an daha da boğuklaşan sesi kulağıma dolduğunda nefeslerim teklemişti. "Zira yazdıklarınız pek bir hoşuma gitmişti."

Special Designer ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin