ölü birinin odası nasıl gözükür?, bts

yoongi, 34

bir uçurumun kenarına park edilmiş karavanın yeşil rengi üzerine çizilmiş grafitiler yüzünden eski parlaklığını kaybetmişti. kapı ve pencereleri tamamen kapatılıp kilitlenmiş bu karavanın içine girebilirseniz, büyük ihtimalle burnunuzu tıkamanız gerekirdi. sadece içinize derin bir nefes çekmeniz bile bu karavan sahibinin ne kadar pasaklı olduğunu düşünmenize neden olabilirdi ama ondan fazlasını yapıp etrafa bir göz gezdirirseniz aslında ne kadar derli toplu ve düzenli bir yer olduğunu görebilirdiniz. 

sağ tarafınızda kalan direksiyon bölümünün üst kısmına minik bir yatak yerleştirilmişti. sanki küçük bir çocuğa ait gibi görünüyordu. o kısma tırmanmasının daha eğlenceli olması için de halatlar konulmuştu. direksiyonun üzerindeki dikiz aynasından sarkan, minik bir el izinden yapılmış anahtarlığın üzerindeki 'canım babacığıma' yazısı da o yatağın sahibinin kim olduğunu kanıtlar nitelikteydi.

hemen karşınızda küçük bir oturma alanı, onun biraz solunda derli toplu bir mutfak duruyordu. tüm bulaşıklar yerli yerinde olsa da dibinde kahve kalmış bir fincan masanın üzerinde yan tarafındaki gazeteyle öylece duruyordu. buzdolabından gelen kokuyu başarıyla aşabilirseniz, burnunuzu tıkamanızı tavsiye ederdim sahiden, perdeyle ayrılmış bir yatak odasıyla karşılaşırdınız. oraya girmeden önce ise buzdolabından daha kötü bir çürük kokusunun yayıldığı banyonun kapısı büyük bir ihtimalle açmazdınız ve direkt yatak odasına adımlardınız. 

yatağın başlığı, perdeler açık olsaydı muazzam bir uçurum manzarasına bakan pencereye yaslandırılmıştı. burası da içerisi gibi derli topluydu. sadece yatağın üzerinde beyaz bir zarfın içinde özenle yazılmış bir mektup ve onun yanında ise bir fotoğraf albümü bulunmaktaydı. yatak odası tamamıyla beyaz renkle döşenmişti ama odada bulunan gardırobun içi rengarenk kıyafetlerle doluydu. yatağının ucunda ise tavşan görünüşündeki ev terlikleri yan yana durmaktaydı.

kokudan daha fazla etkilenmeden karavandan ayrılmamız gerekir değil mi?