Muktimedya Deniz.
Annem sayesinde tarzım olmayan siyah pileli bir etek giymiştim. Aynada ki yansımama baktım. Depresyonda ki ergenlere benziyordum. Şu saçma eteği çıkardım ve siyah dar pantolonumu giydim. Üzerine de siyah bir croptop giydim. Aynanın karşısına geçtim ve pentagram kolyemi taktım. Bordo rujum,eyeliner ve rimel ile işimi tamamladım. Böyle daha çok kendim gibi görünüyordum. Bu çocuk için neler yapıyordum böyle. Tamamen Asel Sığ giyinimimle merdivenlerden aşağı indim. Annemin yüzüne sıcacık bir gülümseme yayıldı " kendin gibi ol,bunu sevecektir " dedi. Gülümsedim ve ona sarıldım. Vay canına güzel göz neler yaptırıyordu bana. Aslında ondan korkmam gerekliydi çünkü onu aşağılamıştım. Anneme sofrayı hazırlamasında yardımda bulundum. Zil çaldı ve kapıyı annem açtı. İçeri kırklı yaşlarında bir çift girdi. Kadının saçları altın sarısıydı ve gözleri Tanrım harikaydı. Adamın ise kendine has bir yakışıklılığı vardı. Hafif yanık teni ve siyah saçlarıyla gerçekten uyum içindeydi. Arkalarından altın sarısı saçları olan gözleri tanımlayamayacağım güzellikte bir çocuk girdi. Çocuk dediğime bakmayın 19-20 yaşlarındaydı. Gizlendiğim yerden çıktım ve aileye selam vermeye gittim. Kadın güzel yüzüyle beni bir süzdü ve sıcak bir gülümsemeyle karşılık verdi. Onları içeri çağırdım. Çocuk benim sesimi duymuş olacak ki lanet telefonundan başını kaldırdı. Sağolsun gözleriyle rötgenledi. Gülümsedim ve "sen de geçmeyecek misin?" dedim. Kafasıyla onayladı ve takip etti. Mutfağa girdiğimizde karşılıklı sandalyelere oturduk ve yemeğimizi yemeye başladık.Annem söze başladı "Mine bir oğlun olduğunu bilmiyorduk "dedi kadın gülümsedi ve annemi yanıtladı."kendisi son zamanda geldi tatlım, şehirdışında işleri vardı" dedi. Annem devam etti "kaç yaşında" haha sanki çocuğu istemeye geldik."19'unda ama bir sene sınıfta kaldı bundan dolayı Asel'in okuluna yazdıracağız"dedi. Annem kafasını salladı."Size afiyet olsun"dedim ve izin alarak yukarı odama çıktım. Odamın kapısını açmamla büyük bir şok geçirmem bir olmuştu. Güzel göz , karşımda yatağımda oturuyordu. Koca bir sırıtmayla bana baktı ve " harika görünüyorsun ama bu sana kötü şeyler yapmayacağım anlamına gelmiyor" dedi. Ani bir reflekse geri geri gittim ve kapıyı örttüm. Hemen mutfağa koştum ve bir bardak su doldurdum. Kimseye bakmadım. Salona geçtim ve salonda ki balkonumuza çıktım. Derin bir nefes aldım. Biraz olsun rahatlamıştım ama boynumda hissettiğim nefesle kısa sürdü. " Korkma şirine , benim " dedi. Çığlık atacakken yapılı gövdesi ve elleriyle beni engelledi. " Şimdi söyle bakalım" dedi. "Deniz'in burada ne işi var ?".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOMBRE
Non-FictionSiyahlar içinde ki mavinin. İki siyah ile tanışması. İki siyahın , aslında siyah sandıkları maviyle Karanlıklarını aydınlatması. Yani SOMBRE. Madem cennetlik değiliz, cehennemin hakkını verelim. Kitap yayından kaldırılacaktır okumayınız.