0.2

429 34 58
                                    

"Batuhan? Batu?" doktorun birkaç defa seslenmesi ile kendime gelmiştim, bakışlarımı ona doğru çevirdiğimde bana gülümsemişti. Bana gülümsemişti? "Düne göre daha iyi hissediyor musun?" anlamamışça ona bakmayı sürdürdüm. "Dün mü?" gülümsemesi yüzünden silinip yerini gergin bir ifadeye bırakmıştı. "Hatırlamıyor musun? Panik atak geçirdin." panik atak mı geçirdim? Panik atak..

"Bugün çok dalga var Batuhan-"

Gözlerimi sertçe kapattım. Yeniden başlamasını istemiyordum, duymak istemiyordum.

"Girmek istediğinden emin misin?"

"Hayır." birinin omuzuma dokunmasıyla korkarak açtım gözlerimi. "Ne oldu Batuhan, bir şey mi hatırladın?" hiçbir şey demeden doktora bakmayı sürdürdüm, onu ilk defa görmüştüm. "Kimsin sen?" karşımda oturan genç doktor tekrardan sıcak bir şekilde gülümsemişti. Buraya geldiğimden beri ilk defa bir insanın bana gülümsediğini görüyordum, şaşırtıcı. "Haklısın, kendimi tanıtmayı unuttum. Ben bu hastaneye yeni nakil oldum, ve yeni doktorun da benim. Adım Rüzgar, ama sen bana nasıl seslenmek istiyorsan öyle seslenebilirsin. Şimdi sen kendini tanıtmaya ne dersin Batuhan?"

Biraz durup düşündüm, kendimle ilgili tüm bilgileri içimden geçirip tekrar doktora döndüm. "Batuhan. Sanırım-" gözlerimi parmaklarıma dikip saymaya çalıştım.

2012'den bu yana, 9 sene.

"9 senedir buradayım." dikkatlice dinledikten sonra başıyla onayladı ve tekrardan gülümsedi. "Evet, biliyorum Batuhan. 9 sene gerçekten çok uzun bir süre öyle değil mi? Neden burada olduğunu hatırlıyor musun?" Neden buradayım? Deniz, dalgalar, Poyraz. Poyraz.. "Boğuldu. Ben- ben çok korktum, onlar da beni buraya yatırdılar." tekrardan anladığına dair bir işaret yapıp elindeki dosyaya göz attı hızlıca. "Arkadaşın mıydı?" bakışlarını tekrardan bana çevirdiğinde başımı iki yana salladım. "Sevgilimdi." gözlerimin dolduğunu hissederken beynimde yankılanan sesler geri geliyordu.

"Seni çok seviyorum Batu."

Ben de seni çok seviyorum Poyraz.

"Öyleyse asla bırakmayacağına söz verebilir misin?"
"Söz."

Neden sözünde durmadın sevgilim? Neden bırakıp gittin? Neden. Neden. Neden.

"Neden?" bakışlarımı tekrar doktora çevirdiğimde dolu gözlerim yüzünden onu bulanık görüyordum. Gözlerimi kırptığımda ise bütün yaşlar yanaklarımdan süzülüp yüzümü ıslatmıştı. Şimdi onu net görebiliyordum, burukça gülümsüyordu bana bakıp. Acıyormuş gibi. "Yiğit Alp Poyraz'ın ölümü üzerine 5 kez intihar etmeyi denemişsin. Neden yaptın bunu Batu?"

Bu defa ben gülümsemiştim, o harika yüzü gelmişti gözümün önüne. Hiç de uzakta değildi şimdi. Kıvırcık saçları, her detayını ezbere bildiğim yüz hatları, ve mükemmel gülümsemesi. Ona yeniden kavuşmak istiyordum. "Ona yeniden kavuşmak istiyordum-" cümlem yarıda kesildi ve gülümsemem yüzümü terk etti yavaşça. "Ama bir kez bile başarılı olamadım. O basitçe ölmüşken ben hiçbir denememde yanına gidemedim."

Hala bana bakıp gülümsüyorken bakışlarını tamamen gözlerime sabitlemişti. Gülümsemesi aynı Poyraz'ın gülümsemesine benziyordu, ya da paranoyak olduğum için öyle görüyordum. "Bence, Poyraz şu an yanında olsaydı senin yaşamanı isterdi." başımı iki yana sallayıp bakışlarımı aşağı çevirdim. "Ama yanımda değil."

O gitti, tamamen gitti Batuhan. Sen ise 9 yıldır bunu aşamamış bir aptalsın, 9 yıldır her gün onu hayal eden bir aptalsın.

"Biliyorum."

***

sea || poybatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin