0.4

294 35 30
                                    

"Şu dalgalar neye benziyor biliyor musun?"

"Söyle bakalım, neye benziyor?"

"Senin saçlarına. Gerçi senin saçların kıvır kıvır, ama bu dalgalar da çok farklı sayılmaz. Sanki senin saçlarına dokunduğumda asi dalgalarla savaşıyormuş gibi hissediyorum."

Poyraz uzandığı yerden başını kaldırıp Batuhan'a baktı, gülümsedi.

"Hmm, baya fena edebiyat yapıyorsun."

Batuhan'ı oturduğu sandalyeden kendine doğru çekti ve burnuna ufak bir öpücük kondurdu.

Batuhan anında panikleyip etrafına bakındı.

"Ne yapıyorsun? İnsanlar var."

"Siktir et. İsterlerse öldürsünler, yanımda sen varken insanlar umurumda değil."

Gülümsedi Batuhan. Poyraz'ın omzuna başını yasladı usulca. Uzun süre denizi izledikten sonra Poyraz başını, omzundaki Batuhan'a çevirdi.

"Denize girelim mi?"

Batuhan da bakışlarını Poyraz'ın omzundan kaldırıp yüzüne çevirdi.

"Olur, girelim-

"HAYIR! HAYIR GİRMEYİN!"

Bağırarak gözlerimi açmamla yanımda da bir hareketlilik olmuştu. Nefes nefese bakışlarımı yanımda yatan doktoruma çevirdim. Korkmuş görünüyordu. Ben hızlı hızlı nefes alırken elleriyle yüzümü avuçlayıp sakinleşmemi sağladı.

"Sakin ol Batuhan. Sakin ol, bir şey yok. Hepsi kabustu."

Doktorumun gözlerinin içine bakarken Poyraz'ı anımsadım. Aynı büyük kahve gözler. Gözlerimden yaşlar süzülüp doktorumun ellerini ıslatmıştı. Parmak uçlarıyla gözyaşlarımı sildi. O sırada aklıma gelen şeyle deli gibi başımı iki yana sallamaya başladım.

"Hayır, hayır hiçbiri kabus değildi. Hepsi yaşandı ve ben-

Ve sen hiçbir şey yapamadın.

"Sus."

Rüzgar anlamamışça bana bakarken kafamdaki iğrenç ses konuşmaya devam ediyordu.

Gerçekleri duymak acıtıyor mu? Poyraz senin yüzünden öldü. Neden onu yalnız bıraktın?

"Lütfen kes sesini ben bir şey yapmadım."

"Batu, Batu bana bak. Lütfen sadece bana odaklan. O ses sadece kafanın içinde, tamam mı?"

Yatakta yüzlerimiz birbirine dönükken bana biraz daha yaklaştı ve fısıldar gibi konuştu.

"Ve biliyor musun? O yalancının teki."

Gülümsedi ve gözlerime dolmuş birkaç yaşı daha temizledi. Onun bu hareketine karşı ben de gülümsedim.

Rüzgar beni iyi hissettiriyordu.

Poyraz'ı hatırlatıyordu bana. Sanki o hiç ölmemiş de karşımdaymış gibi hissediyordum.

Ellerini yüzümden çekip yatakta oturur pozisyona geldi. Hala bana bakarken ben de oturdum ve sırtımı yatak başlığına dayadım.

"Ee, bugün bana ne anlatmak istersin?"

"Poyraz'a çok benziyorsun."

Ağzımdan bir anlık çıkan şeyle gülümsedi tekrardan.

"Öyle mi? Nasıl benziyoruz mesela? Bana anlatabilirsin."

Bacaklarımı kendime doğru çekip düşündüm. Yüzü aklıma gelmişti tekrardan.

"Kıvırcık saçlarınız, gözleriniz, gülüşünüz, ama özellikle davranışlarınız. O da senin gibi çok güler yüzlü ve oldukça da kibardı."

Bakışlarımı tekrardan doktoruma çevirdiğimde başını sola yatırmış gülümseyerek bakıyordu bana.

"Madem beni Poyraz'a benzettin. İstersen onunla yaptığınız şeyleri tekrarlayabiliriz. Çoğunlukla neler yapardınız beraber?"

Bakışlarımı doktorumdan çekip duvara çevirdim.

"Denize girelim mi?"

"Denize giderdik."

***

Çok çok çok uzun zaman sonra yazdığım bir bölüm bu. Kötü yazdıysam ya da mantık hataları olduysa özür dilerim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

sea || poybatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin