Günlerden salıydı, saat ise altı buçuğu gösteriyordu.
Gitmem gereken okulum ve görmem gereken biri vardı. Yatakta bir süre oturup galerimde onun fotoğraflarına baktım, bu benim için bir rutin gibi, totem gibi bir şey olmuştu. Bunu yaptığımda günüm daha güzel geçiyordu sanki.. ya da sadece dram yapıyorum.
Saat altı kırk beşi gösterdiği zaman artık yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Sonra formamı güzelce giydim ve saçımı karışık bir hale soktum, bu bence bende tatlı duruyordu.
Mutfağa gidip kendime ramen yaptım ve telefonumda onun basketbol oynadığı 2019'a ait bir video izlerken yedim. Bu videoyu çok kez izlemiştim, yine de onu basketbol oynarken izlemek çok keyifliydi, çok çekici gözüküyordu üstelik. Ama uzun süredir basketbol oynamıyor, aslında uzun süredir kendi için hiç bir şey yapmaya çalışmıyor.
Eskiden arkadaşlarıyla biftek ve sojusuna iddiaya girer, basketbol maçı yaparlardı ve genelde her zaman onların takımı kazanırdı, okul çıkışı biraz sahilde yürür ve balıklara kendi için aldığı ekmekten verirdi, arkadaşlarına şaka yapar, müzik odasında ki piyanoda neşe veren müzikler çalardı ve tuşlara sakince basardı, eskiden daha hoş giyinmeye özen gösterirdi, hatta bazen arkadaşlarıyla kendi aralarında rap düelloları yaparlardı. Şimdi basketbol oynamıyor, artık sahilde yürümüyor ve sadece lambanın altında ki bankta öylece oturup ufku, suyu izliyor, arkadaşlarıyla neredeyse hiç konuşmuyor, piyanoya artık daha sert basıyor, çaldığı müzikler acı dolu, şimdi sadece siyah ve bol giysiler giyip şapka takıyor önüne eğebildiği kadar eğiyor hatta siyah bir maske bile takıyor, sadece yalnız kaldığında sessizce şarkı mırıldanıyor.. O kötü durumda.
Benim için ise durum biraz daha farklı. Eskiden gerçekten karamsardım, hiç bir şey yapmak istemezdim, kendimden nefret ediyordum ve özgüvensizdim. Ama onu tanıdıktan sonra sanki hayat amacımı bulmuş gibi hissettim, sanki artık tamamlanmıştım, pozitif ve neşeli biri oldum, her geçen gün bir şeyler yapmaya isteğim arttı, o bana kendimi erkek gibi hissettirdi, kendime güvenim biraz daha artmıştı, bunca zamana kadar sanki ihtiyacım olan oymuş gibi..
Keşke beni daha çok görseydi.
Rameni bitirdikten sonra dişlerimi fırçaladım, ceketimi giydim ve çantamı koluma asıp evden çıktım.
Kulaklığımı taktım, onun eskiden söylediği bazı rapleri ses kaydı almıştım ve rastgele birini açıp dinlemeye başladım. Açıkçası pek rap dinlemeyi sevmiyorum, sadece onun sesini seviyorum.
Bisikletimin kilidini açtım, çantamı bisikletin arkasına koydum ve okul binasına doğru sürmeye başladım.
Her gün okula giderken daha iyi olması, eskisi gibi hayat dolu olması için dua ediyorum.
Ama olmuyor..
Sonunda okula gelmiştim, bisikleti kilitledim, çantamı aldım ve kulaklığımı çıkarıp okul kapısına doğru yürümeye başladım.
O sırada bahçede ki diğer öğrencilere ve öğretmenlere selam verip gülümsüyordum. Gülümsemenin bulaşıcı olduğu düşünüyorum aslında.
Okul binasının önüne geldiğimde Korece öğretmenimizi gördüm, hemen selamladım ve sınavları sordum.
[jhs]"Günaydın hocam!"
[öğretmen]"Günaydın Jung!"
[jhs]"Hocam sınavları ne zaman yapacaksınız acaba?"
[öğretmen]"Haftaya perşembe günü, söylediğimi sanıyordum."
[jhs]"Söylediniz fakat sınav tarihlerini yazdığım kağıdı kaybettim. Teşekkürler hocam!"
![](https://img.wattpad.com/cover/262943201-288-k252866.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Make Me Believe In Love (MMBIL) ❃ sope
Fanfic"Beni cidden seviyorsan, aşka inanmamı sağla, beni aşka inandır Hoseok." (200321)