✨𝓒𝔂𝓷𝓸𝓼𝓾𝓻𝓮✨

1.6K 41 13
                                    

Kulağımda kulaklığımla ormanın içindeki taşlı yolda yürüyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kulağımda kulaklığımla ormanın içindeki taşlı yolda yürüyordum.Duyduğum korna sesiyle kafamı izlediğim manzaradan çevirip soluma baktığımda beraber çalıştığım profesyonellerden biri olan Richard'ı gördüm,arabasının sağ camı hafifçe açıktı ve benimle aynı hızla gidiyordu.Kulaklığımı çevirip arabasına doğru yürüdüm.

"Günaydın Bay Taylor."

"Günaydın Yulia.İstersen bırakabilirim,yol uzun ve o topuklularla yürüyebileceğini sanmıyorum." Hafifçe gülümsedim,ben gülümseyince o da gülümsemişti.

"Aslında yürümek iyi geliyor,yine de teşekkür ederim."

"Sen bilirsin,ofiste görüşürüz." kafamı sallayıp geri yolun kenarına geçip yürümeye başladım.Kulaklığımı taktım ve Bella'yı aradım.

"Neden Endrit mesajlarıma dönmüyor?Henry'den mi bahsettin?"

"Bahsetmedim ama saklamanı gereksiz buluyorum."

"Ben de,ama anlatasım gelmiyor."

"Henry ile aranız nasıl?"

"Bilmiyorum,iş dışında hiçbir şey konuşmuyoruz.Onunla karşılaşmamak için elimden geleni yapıyorum." atölyeye varana kadar Bella ile konuştuk.

"Ben geldim,kapatmam lâzım,seni seviyorum."

Eski binanın içine girip ceketimi astım ve içeri doğru ilerledim.Cam duvarlardan atölyede çalışan insanları ve ofisinde telefon görüşmesi yapan insanları görebiliyordum.Stajyer olduğum için bana pek bir iş yaptırmıyorlardı.Genelde yaptıkları şeyleri izliyor,evrak işleriyle uğraşıyor ve kahve getirip götürüyordum.

"Yulia." bana seslenilen yere baktığımda atölyedeki insanların bana baktığını gördüm.İçeri girdiğimde önde gelen mimarlardan biri konuşmaya başladı.

"Yardımın gerekli.Bu maket çizimini tekrar çıkartmamız lâzım." Tabii anlamında kafamı sallayıp laptop çantama uzanıp laptopumu çıkartırken kapıdan biri geldi.

"Gerek yok,hallettim." giren kişi Henry Cavill'dı.Elindeki uzun kağıdı masanın üstüne açtığında benim etrafımdaki insanlar masaya doğru yönelmişti.Ben de masaya doğru gittiğimde eliyle kağıdın üzerinde bir yeri işaret edip yanındaki meslektaşlarına bir şeyler anlatıyordu.İşaret ettiği yere bakarken gözüm sağ elinin yüzük parmağındaki yüzüğe takıldı.Bu nişanlı olduğu anlamına geliyordu.Ben onun yüzüğüne bakarak derin düşüncelere daldığımda yanımdaki insanlar hâla konuşuyorlardı.

"Sen ne düşünüyorsun Yulia?" konuştukları konuyu ve dediklerini dinlememiştim ve hiçbir fikrim yoktu.

"Katılıyorum" demekle kaldım.Uzatıp kendimi rezil etmenin bir anlamı yoktu."İzninizle" diyip kapıya doğru yürüyüp dışarı çıktım.Bu konuda ne hissettiğimi bilmiyordum.Bu haber beni kesinlikle mutlu etmemişti ama mutsuz da değildim.Olayların fazla değişmesi beni rahatsız ediyordu.Artık hakkındaki çoğu şey internette olduğu için telefonumu elime alıp instagram hesabına bakmaya karar verdim.Hesabını bir süre inceledikten sonra esmer,dalgalı saçlı,yeşil gözlü bir kadınla fotoğraflarını gördüm.Kızın hesabına girip inceledikten sonra telefonumu kapatıp geri içeri girdim.Bilgisayarımı alıp sakin bir köşeye oturup çalışmaya başladım.

𝓯𝓪𝓵𝓵 𝓽𝓸 𝓹𝓲𝓮𝓬𝓮𝓼 | henry cavillHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin