4

542 56 22
                                    

"Bize taşınsana, onunla kalmak zorunda değilsin hem Chenle ile seninle yaşamaktan keyif alırız biz. Değil mi Chenle?"

Jisung, bir bebekmişim gibi beni sarıp sarmaladığında Chenle'da bana sarılıp sevgilisini onaylamıştı.

"O gerizekalının yanında kalmak zorunda değilsin. Bizimle kal, para ödemek zorunda değilsin ihtiyaçlarını giderirsin sadece."

"Teşekkür ederim ama kabul edemem ki, oraya bir miktar para ödedim. Biliyorsunuz, kimseye mahcup kalmak istemem ve Jeno'ya da kalmak istemedim. Kiranın 6 ayını geçen ay biriktirip ödemiştim ama adam borçlarını kapatmış. Haliyle de verememişti. Jeno'ya da evimi verecek değilim 3 ay kalıp başka bir ev bulacağım."

"O zaman o gitsin evden sen niye ona katlanıyorsun?"

"Her ne kadar zengin dahi olsa sözleşmede her yerde adı var, o ev biz varken anlamlıydı. O gittikten sonra o evde kalamam, duvarlar üstüme üstüme geliyor zaten."

Ayaklanıp Chenle ve Jisung'un arasından sıyrılmak üzereyken Jisung tutmuştu.

"Bari bu gece burada kal, eskisi gibi üçlü uyuyalım!"

Chenle'nun dedikleriyle gülümseyip başımı onaylar şekilde sallamaya başlamıştım.

"Pekala, eskisi gibi uyumamızı özlemedim desem yalan olur."

Chenle ve Jisung'a sımsıkı sarılıp her ikisini de bol bol öptüğümde dizimizi izlemeye devam etmiştik. İkisini de çok seviyordum.

(y/n bende istiyorum sarılıp-öpüşmek hıh)

Yaklaşık 3 saat sonunda dişlerimizi fırçalayıp çift kişilik yatağa üç kişi sığdığımızda, ikisini de göğsüme yatırmış  sımsıkı sarılarak gözlerimi yummuştum.

Arada uyanıyor, koskoca evde Jeno'yu düşünüyordum. Yokluğumdan istifaade birini getirirse sabrımın sonuna gelir onu çok fena benzetirdim. Gerçekten.

En sonunda yapamayacağımı hissedip çocukları rahatsız etmeyecek şekilde odadan çıkmış, giyinip eve doğru yol almıştım. Başta gecenin bu saatinde dışarıya çıkmaya çok korkmuştum ama daha sonra içimdeki bu merak yerine başıma bela almayı göze aldığımı fark etmiştim.

Yürüyerek gittiğim için 1 saat sonra eve vardığımda, ışıkların kapalı olduğunu ama televizyon ışığının açık olduğunu fark etmemle hemen anahtarımı alıp kapıyı açmaya yeltenmiştim.

Jeno geç saatlere kadar durmayı sevmezdi. Belli ki eve yine birini çağırmıştı.

İçeriye girip göreceğim manzaraya kendimi hazırlamaya çalışıyor, ayaklarım geri gitmek istese de adım atıyordum. Zaten yaşamamış mıydım? Beni geren neydi?

Ben her şeye hazırken karşımda televizyon karşısında uyuyakalmış Jeno'yu görmek küçük bir tebessüm etmemi sağlamıştı. İzlediği şeyi merak edip televizyona döndüğümde ise bir zamanlar öylesine video atıp durduğumuz Youtube kanalımızdaki bir video izlediğini yarıda kaldığını fark etmiştim. Yavaşça koltuğa oturduğumda elimde televizyonun kumandasına gitmişti ve kendime hakim olamayıp videoyu açmıştım.

"Lee Jeno, ne yapıyorsun?"

Duştan çıktığım gibi üzerimi giyinmiş mutfakta bana ve Jeno'ya kahvaltı hazırlamaya başlamıştım. Uykuluydum çünkü dün 3 sezonluk bir dizi bitirmiştim. Jeno'da sanki marifetmiş gibi beni kameraya alıyordu.

"Sevgilim~ kendini tanıt!"

Jeno kamerayı burnumun dibine soktuğunda ister istemez kıkırdamıştım.

"Ben Na Jaemin, şimdi kahvaltı hazırlıyorum."

Sonra da Jeno yanıma gelmiş kamerayı kendine çevirmişti.

"Ben Lee Jeno, Na Jaemin'in erkek arkadaşı ve yakında kocası olacak Na Jaemin."

Televizyonu kapatıp bir hışımla ayaklandığımda Jeno'nun uyanıp beni izlediğini fark etmemiş bi anda önüme çıkmasıyla sendelesem de durmamıştım.

"Özür dilerim, ben özlüyorum Jaemin."

Durup hiç bir şey eskisi gibi olmayacak dememiştim. Onu kaale almamış merdivenleri tek tek çıkarak odama ilerlemiştim.

----
Beni beklediğinizi biliyorum ama şu ara gerçekten genel anlamda bağzı şeyler yaşıyorum ve için içinden çıkamıyorum kusura bakmayın..

Kendimi değiştirmek geliştirmek istediğim bi dönemdeyim ama pandemi yks vs derken bunalıyorum..
---

eski erkek arkadaş ya da oda arkadaşı?, nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin