2. Bölüm: Beyaz Şehir

16 3 3
                                    


Selam. Herkese keyifli okumalar diliyorum. Oy vermeyi, yorum yapmayı unutmayın. Düşünceleriniz benim için çok değerli. İnstagram hesabım @yorumcukizinkitaplari

Aralık perdenin arasından süzülen sabah güneşi yüzüme vuruyordu. Ellerimi ışığa siper ederek gözlerim yarı açık halde "şu lanet olası perdeyi kapat." Dedim.
"Üzgünüm prenses ama uyanma vakti. Bugün yolculuğa çıkıyorsunuz ve sen daha valizini bile hazırlamamışsın."

Elimi başımın üzerine koydum.
"Perdeyi kapatırken Lanet olası çeneni de kapatmayı unutma"
Güldü.
"Bugün buradaki son saatlerin olduğundan sana cevap vermeyeceğim Diana. Bugün şanslı günündesin."
Yastığımı kafamın altından çektim ve yüzüme gömdüm.
"Artık sus!"
Yüzümdeki yastığı çekti ve yere fırlattı.
Homurdanarak yastığı geri aldım ve sertçe ona attım.
"Hey dikkat et! Saçım bozulacak. Siz gittikten sonra Emilyle buluşacağım."
Yatağımın başlığına yaslandım.
"Şasım varken o saçlarını kazımalıydım." Dedim sırıtarak.
" saçlarımı kıskandığını bu kadar belli etme Diana"
Gözlerimi kıstım ve dudağımı büktüm.
"Senin o deve dikeni gibi saçlarını neden kıskanıyım?."
Yüzüme çarpan yastıkla birlikte ayağa kaktım ve elime geçen tüm yastıklarla ona vurmaya başladım.
Ufak savaşımızın tam ortasında kapı ardına kadar açıldı.
Mark kollarını önünde kavuşturdu.
"Yapılacak onca iş varken siz ikiniz burada yastık savaşı mı yapıyorsunuz gerçekten?" Diye sordu ciddi bir ifadeyle.
"Evet, sen de katılmak ister misin" diye sordu ardından elindeki yastığı Markın suratının tam ortasına sertçe attı. Kendimi gülmemek için zorlarken jadon çoktan abisinin surat ifadesi yüzünden neredeyse bayılmak üzereydi.
"Az önce yüzün aynı kabız olmuş köpeğe benzedi"
Mark hızlı bir hamleyle kardeşinin boynunu arkadan sardı.
Jadon bir yandan katıla katıla gülüyor bir yandan da çığlıklarla yardım istiyordu.
Yataktan çıkmayıp keyif yapmak için her şeyimi verebilirdim ama sevgili kralımızın müstakbel hizmetkarları olarak saraya gitmemiz gerekiyordu.

"Diana" diye seslendi Jadon. "Yardım et"
"Şanslı gününde olan benim unuttun mu?" Dedim sırıtarak.
"Seni hain köpek" diye bağırdı arkamdan. Boğuşma seslerini hala işitirken uykulu adımlarla homurdanarak banyoya doğru yol aldım. Gece gözüme bir damla bile uyku girmemişti. Sürekli sağa sola dönerek huzursuzca kıpırdanmış ve geceyi sabah etmiştim.

O kadar çok esniyordum ki ağzım neredeyse uyuşmaya başlamıştı. Çenemi hafifçe ovuşturdum ve aynanın karşısına geçip kendime baktım. Gözlerim kızarmış, altındaki mor halkalar belirginleşmişti.

Ilık suda kısa bir duş aldıktan   sonra dişlerimi fırçalamak için üzerime aldığım havluyla lavabo tezgahına yaslanarak neredeyse bitmiş olan diş macunundan son bir damla alabilmek için kuvvetle sıktım. Ardından dişlerimde fırçayı oval haraketlerle gezdirdim. Ufak bir şarkı mırıldanmaya başladım.

Ağzımı yakan acı nane macunu tükürdüm ve gargara yaptıktan sonra üst çekmeceden tarağımı alıp başımdaki havluyu bir kenara atarak
karışmış ıslak saçlarımı neredeyse kafa derime işkence ederek taradım. Kopan ince teller ayak bileklerimin üzerine düştü.

Soluk ve cansız tenimin üzerine serpiştirilmiş minik kahverengi çillerimin hemen yanında kırmızı bir leke fark ettim. Kan gibiydi. Herhalde tırnağım çizdi diye düşündüm.

Aynaya iyice yaklaştım, ellerimi suyun altında tutarak ıslattıktan sonra yüzümdeki lekeyi ovaladım. Leke, daha da dağıldı. Sinirle aynaya baktım. Yoksa bu Jadon ve Mike'ın bana yaptığı bir eşek şakası mıydı? Böyle laubalilerden  hoşlanmadığımı söylesem de boşaydı! Üstelik bugün benim için önemli bir gündü.

İçimden söylenirken çenemin üzerindeki  diğer lekeyi fark ederek tırnaklarımı tenime kazarcasına sürttüm. Leke, daha da yayılmaya başladı. Neredeyse yüzümün tamamını kaplamıştı. Endişeyle tekrar suyu açtım ve bu sefer yüzüme sabun  sürüp iyice köpürterek yıkadım. Gözüme kaçan sabuna lanetler  yağdırdım, köşede duran havlumla yüzümdeki ıslaklığı  sildim ve bakışlarımı aynada şeytanice gülümseyen, kanlar içinde kalmış kıza yönelttim. Sanki kan dolu bir havuzdan yeni çıkmıştı. Saçlarındaki damlalar yere damlıyor ve beyaz zemini kirletiyordu. Titrek bir nefes alarak bir kaç adım geriledim.

Karanlık Şehrin AvcılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin