Kızın fısıltısını duyduğum anda ona döndüm.
"Az önce ne dediniz?"
"Efendim?"
"Minho mu dediniz? Yani Lee Minho?"
"Onu tanıyor musun?"
"Evet dün dükkanımıza gelip çiçek almıştı mezarık için ama sonra nereye gittiğini bilmiyorum."
"Ah demek öyle dün babasının ölüm yıl dönümüydü hala burada olabileceğinden şüpheliyim."
Kim bilir nerdesin minho.Sözlerin hala aklımda dolanıyor...
"Peki sizin adınız ne acaba?"
"Adım Lisa. Minho'nun sevgilisiyim.Sen?"
"Ben Jisung."
"Tanıştığımıza memnun oldum."
"Bende." pek memnun olmasam da...
Lisa topuklu ayakkabılarını göstererek
"ben burada bu şekilde onu arayamam.Sana numaramı vericem eğer bulursan beni ara lütfen."Bir kağıt üzerine yazılı numarayı bana verdikten sonra mezarlıktan ayrıldı.
Ah tabi minho yakışıklı olduğuna göre böyle bir sevgilisi olması...aman neyse ne nasılsa beni ilgilendirmiyor değil mi?
Değil mi?
Zaman kaybetmeden mezarlığı aramaya başladım.Mezarlık o kadar büyüktü ki kaybolabilirdim.
Bir süre sonra artık umudumu kesmiştim ve bir mezarın kenarına oturup etrafı izlerken yorgunluktan gözlerimin kapandığını farketmedim bile...
~
Yavaşça gözlerimi araladığımda ilk gördüğüm şey kocaman gözlerin üzerimde geziyor olmasıydı.Kafasında motor kaskı olduğu için yüzünü göremiyordum. Aniden bana seslenmesiyle tamamen uyanmıştım.
"Uykucu güzel uyan artık mezarlıkta uyuduğunun farkındasın dimi?"
"M-minho sen misin?"
Aniden kahkaha ile gülmeye başladığında şaşırmıştım neden bana öyle gülüyordu ayrıca bu kaskın minhonun olduğu çok açıktı.
Aniden kaskı çıkarmasıyla minho olmadığını farkettim.
Omuzuna kadar gelen siyah saçları vardı.Yakışıklıydı..."Ben Hyunjin.Minho'nun kuzeniyim.Ayrıca motorunu çaldım umarım ona söylemezsin."
"Şuan herkes onu arıyor ve sen burda motorunu çaldığından bahsediyorsun DELİ MİSİN BE ADAM." aniden bağırdığımda irkilmişti.
"Sakin ol o çoktan eve geldi.Onu arıyordun anladım pekii o zaman neden burada seni uyurken buldum?"
"Çok yorgundum dinleniyim derken dalmışım işte herneyse beni boşver o iyi mi?"
"Bilmem herhalde motorunu çaldığım için evde sinir küpüne dönmüştür."
"Umarım seni bulunca ağızına sı- herneyse."
"Evet evet bencede.Gel seni evine bırakıyım tek başıma motor kullanırken sıkıcı oluyor biri gelirse adrenalin yaşarız."
Her ne kadar onunla gitmek istemesemde saatin geç olduğunu ve bir an önce eve yetişmem gerektiğini farkettiğimde kabul etmek zorunda kalmıştım.
Eşyalarımı topladım.Evimin adresini söyledikten sonra yola çıktık.Her şey normaldi başıma bişey gelmemesi beni çok mutlu etmişti.Hyunjin frenlerin kaybolduğunu söyleyene kadar...
O an avazım çıktığı kadar bağırarak ona durdurmasını söyledim ama bana tek dediği şey ehliyetinin olmamasıydı.
"EHLİYETİN YOKSA NEDEN MOTOR ÇALIYOSUN MANYAK ADAM!"
"BENİM SUÇUMDU BİLİYORUM ÖZÜR DİLERİM.AMA FRENLER KAYBOLMUŞ NERDE OLDUĞUNU BULAMIYORUM."
"MAL MISIN ORDA İŞTE BAS ŞU LANET FRENE!"
"NERDE LAN."
Hyunjin tek bir düzlemde ilerlerken çiçekçi dükkanımıza hızlı bir şekilde yaklaştığımızı farkettim.Hyunjin ise önüne bakmayıp freni bulmaya çalışıyordu.
"DÜKKANA GİRİCEZ ÖNÜNE BAKSANA ADAM."
O an can havliyle uzanıp freni sıksamda dükkana girmemizi engelleyememiştim...
Bölüm sonu~
Yazım yanlışlarım varsa kusura bakmayın 🥺💖
Ben🤝en heyecanlı yerde bölümü bitirmek.
Herneyse şunu da yazdığıma göre artık rahatça ölebilirim.Bu bölüm tam istediğim gibi oldu mutluyum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Going Dumb (Minsung)
RomanceJisung ve çiçekler...minho ve mezarlık...bunlar onlar için bir sınavdı. Ama ne jisung çiçekleri severdi ne de minho mezarlığı.