Minho Jisung'u odada bırakıp babası ile konuşmak için salona gitmişti.Büyük bir tehlikenin onu beklediğini düşünmüştü ama babası Minho'ya o kadar sevecen yaklaşmıştı ki jisung onları merdiven kenarından gözetlerken ağızı açık kalmıştı.
"Oğlumun size verdiği rahatsızlık için özür dilerim." Jisung babasını daha önce hiç özür dilerken görmemişti.Ya asıl şuan rüya ise? Babasının katil olması Jisung'a daha mantıklı geliyordu.
"Hayır rahatsızlık vermedi onu buraya ben davet ettim.Sizin çok kızacağınızı düşünüyordu."
"Ben neden kızayım ki sonuçta cana geleceğine mala gelsin değil mi?" Bunu diyen benim babam olamazdı değil mi? Diye iç geçirdi Jisung.
"Ah evet çiçekler için kuzenimin adına ben özür dilerim.Gereğini yapacağıma söz veriyorum.En kısa zamanda orayı tamir ettireceğim."
"Bu arada oğlum nerde onu çok özledim görsem iyi olur." Ne beni mi özledi? Yoksa beni dövmeyi mi? Jisung içinden geçenlere hakim olamıyordu.Bu düşünceler onu daha çok strese soktu.
"Üst katta uyuyor.Uyandığı zaman onu eve getireceğim hiç merak etmeyin."
"Peki o zaman ben kalkayım size iyi günler.Birde eve mutlaka erken getirmeye çalışın işe gitmeden onu görmem gerek." Jisung içinden yüzlerce binlerce kez sıçtığını söylüyordu.Bu sefer cidden sıçmıştı...
Jisung'un babası evden ayrıldığında bütün aile üyeleri toplanıp beraber kahvaltı ettiler.Herkes o kadar sessizdi ki çok gerici bir ortam içerisindelerdi.Sofra toplandıktan sonra Jisung Minho'yu köşeye sıkıştırıp sorguya çekti.
"O benim babam olamaz o... o çok kibardı yani o böyle biri değil neden beni çok seviyormuş gibi davrandı bilmiyorum sadece eve gitmek istemiyorum."
"Bence baban gayet şirin bir adam ve eve erken gitsen iyi olur yoksa çok kızacak.Ayrıca sana bir şey yapacakmış gibi durmuyordu.Ben seni eve bırakırım hadi hazırlan."
Jisung'un gitmekten başka çaresi yoktu sonuçta tek gecelik burada kalacaktı.Zaten hiçbir eşyasını buraya getirmemişti.Minho hazırlandıktan sonra Jisung'u annesinin arabasıyla eve bırakmıştı,nasılsa motoru artık yoktu.
Minho gitmekte tereddüt etmişti.Jisung yolda hiç konuşmamış ve çok gergin görünüyordu.Bu yüzden beklemenin en doğrusu olacağını düşünmüştü.Kısa bir süre sonra Jisung eve girdiğinde bir süre evin önünde bekledi.Eğer bir şey olursa hemen yardım edebilirdi.
Minho tam gidecekken evden Jisung'un babasının çıktığını gördü.Herşeyin yolunda olduğunu düşünüp evin önünden ayrıldı.5 dakika geçmeden hemen ardından jisungda evden çıkıp eski işi çiçekçiye geri döndü.
Minho evde olanları merak ediyordu.Ya babası gerçekten Jisung'a zarar verdiyse diye sürekli içinden kendini suçlamıştı.Yeni motor aldıktan sonra ilk işi Jisung'un yanına gitmek olacaktı.
-Jisung'un Ağızından-
Evin kapısının önüne geldiğimde 1 dakika boyuna kapıyı çalıp çalmamak konusunda beynimde gerici bir savaş olmuştu.
En fazla ne olabilirdi ki?diye düşünüp kapıyı çaldı.Çok geçmeden kapı aniden açıldı ve annem kısık sesle bana fısıldadı.
"O Minho denen herife dua et ki baban canını bağışladı yoksa çoktan ölmüştün."
Başımı eğip sesimi çıkartmadan salona sözde babamın yanına gittim.Kızgın gibi durmuyordu.Ta ki beni şoka sokacak hareketi yapana kadar...Beni gördüğü an koşarak sarılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Going Dumb (Minsung)
RomanceJisung ve çiçekler...minho ve mezarlık...bunlar onlar için bir sınavdı. Ama ne jisung çiçekleri severdi ne de minho mezarlığı.