❥2

45.6K 2.4K 8.4K
                                    


__________________________________
Tekrardan söylüyorum rahatsız olucak varsa okumasın:)




___________________________________

Han karşısında onu süzen adama bakıyordu. Güzelim de neydi? Beyninde yankılanan soru ile savaşırken patron deninen adam "geçer misin?" Han adama bakınca gösterdiği yere geçti.

"Adım lee minho sende han jisung olmalısın" han bianda ismini duyunca adama baktı. "Evet,ama ismimi nerden biliyorsunuz ?" Şaşırmıştı. "Ah be güzelim hiçbir şeyden haberin yok mu?" Noluyordu?

Gene güzelim demişti. "Benim burada ne işim var?" Kısık sesle sordu. "Baban kumarda kaybetti" ne yani babam kumarı bırakmamış mıydı? "Nasıl?" Ağzımdan sadece bu kelime çıkabilmişti.

"Baban kumarda bana karşı kaybetti, ödüyecek o kadar parası yoktu" peki kendisinin burda ne işi vardı? "Benimle ilgisi ne?" Karşısındaki adamın sırıtışını duydu.

"Ya baban ölücekti, yada seni bana vericekti" kormaya başlamıştı. "Baban bi dakka bile düşünmeden seni bana verdi." Babası zaten şerefsizin tekiydi bunu yaptığına şaşırmamıştı.

Şimdi ne olacaktı? "Artık benimsin " ne demek istiyordu, "benimsin derken?" Kafası karışmıştı "yakında anlıcaksın güzelim" han hâla şaşkınlıklar içerisindeydi.

Minho'nun emri ile adamlarından biri han'ı bi odaya getirmişlerdi. "Bu oda sizin burda kalacaksınız" adam dediklerinden sonra gitmişti. Han şuan ne yapacağını düşünüyordu, artık bu evde kalıcaktı.

...

Sabah yumuşak Beyaz yataktan kalkmış lavaboya ilerlemişti. Elini yüzünü yıkadıktan sonra çıktı. Üstünü giyinmek için dolabı açtı çok kıyafet vardı, hangisini seçeceğini şaşırdı sonra eline aldığı siyah t-shirt'ü ve siyah dizi yırtık pantolonu giydi.

Kapıya gelen Adamların emri ile aşağıya inmişti, salona geldiğinde sofrada hazır olan kahvaltıyı gördü. Çok açtı, hemen sofraya oturdu. Çok çeşit yiyecek vardı, tam yemeye başlayacakken omzunda hissettiği elle irkildi.

Minho sandalyeyi çekip han'ın yanına oturdu. "İyi uyudun mu?" Han sorulan soru ile hemen minho ya baktı. "Evet,efendim" demişti. Han yanındaki minhoyu takmıyarak kahvaltısını yapıyordu.

"Efendim?" Minho han'a bakarak sordu. "Yanlış birşey mi dedim?" Han yanlış birşey dediğini düşünmüyor du. " dün sana ne dediğimi hatırla" han dün olanları düşünmeye başladı. "Ne demiştiniz" gerçekten çok yorgun olduğu için çok şey hatırlamıyordu. "Ben senin artık babacığınım, bana babacık de"

Babası yüzünden ne duruma düşmüştü, ne yani şimdi bu adama babacık mı dicem? "Bana zarar vermiceksiniz demi?" Meraklı gözlerle minho ya bakıyordu. " sözümden çıkmadığın süre kimse sana zarar veremez." Kurallar mı diye geçirdi içinden.

Han doyduğunu düşündükten sonra kalkıcakken minho han'ın bileğinden tuttu ve kucağına oturttu. "Ben sofradan kalkmadan kimse kalkamaz" han şokla minho ya bakıyordu. Minho kucağında oturan han yokmuş gibi yemeğini yemeye devam etti.

Han oturduğu yerde utandığı için ayaklarını izliyordu. "Neden ayaklarını izliyorsun güzelim?"
Han ayaklarına bakmaya devam ederken "şey arkadaşıma ne oldu?" Felix en son bardaydı. "Arkadaşın'ın haberi var sen merak etme" han bi miktarda olsa rahatlamıştı. "peki"

Minho yemeğini yemiş kalkıyordu, han da zaten kalkmak istiyordu ama bacağında ve boynunda hissettiği ellerle ne olduğuna baktı. Minho han'ı kucağına aldı dışarı çıkardı.

Arabanın önünde durdu. Kucağındaki çocuğu arabaya bindirmiş yoluna bakıyordu. Han nereye gittiklerini merak ediyordu. "Nereye gidiyoruz" minho sorulan soruya karşı sadece gülmüştü.

Gittikleri yol hiç yabancı gelmiyordu, han tekrar minhoya bakarak "nereye gidiyoruz" dedi. Minho bu sefer "az kaldı görürsün" dedi.

Şuan felixlerin evinin önünde naptıklarını merak ediyordu. Han minhoya dönerek "neden buraya geldik?" Dedi. "Arkadaşını merak etmiyor muydun" Güler yüzle sordu. "Ediyordum". Minho han'ı beklemeden zili çaldı.

Felix kapıyı açar açmaz karşısında han'ı görünce boynuna atladı.

Felixle yaşadığı olayı anlattı ve özlemini giderdikten sonra minho'nun emri ile eve gelmişlerdi. Han koltuktan kalkıp odasına doğru gidiyordu, merdivenden çıkarken karşısında minhoyu göreceğini düşünmüyordu. Minho han'a bakmış "nereye gidiyorsun?" Demişti. "Uykum geldi" minho anladım anlamında kafasını sallamıştı. Minho giderken "teşekkür ederim efendim"dedi  han, Minho onu felixin yanına götürdüğü için teşekkür etmek istemişti.

Minho han'ın üzerine yürümeye başladı. Minho ona bir adım atsa han da bir adım geriye gidiyordu. Sonunda sırtında hissettiği duvar ile irkildi. Minho iki elini duvara sabitledi ve han'a yaklaştı. "Bana efendim deme demedim mi?" Han aklına gelenlerle. "Teşekkürler b-babacığım" titrek sesi ile söyledi.

Minho iyice han'a yaklaştı ve kulağına nefesini vererek "rica ederim bebeğim" dedi ve gitti. Han dona kalmıştı. Bir kaç dakka sonra odasına çıkmış ve olanları unutmaya çalışarak uyumuştu.



__________________________________

                               -Han'ın üstündeki-__________________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                               -Han'ın üstündeki-
__________________________________

~şuan nasıl ciddi kalarak yazdığımı düşünüyorum nys umarım beğenirsiniz❤️💗

𝗗𝗮𝗱𝗱𝘆 /minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin