enemy or lover? / drarry

four

sabah olduğunda kahvaltıya indik. bizim gibi birinci sınıfların çoğu esniyordu. anlaşılan çoğu uyuyamamıştı heyecandan. o sırada masamızın yanından geçen draco yutkundu. "günaydın potter." sanki hala onunla konuşmaktan vazgeçcekmişim gibiydi. çok fazla takıyordu kafasına. ona dönerek gülümsedim. "sana da günaydın malfoy. gecen nasıl geçti?" gülümsememi görünce rahatlarken omuz silkti. "normal tabii ki. siz inekler gibi heyecandan uyuyamayacağımı mı sandınız?" ron homurdanırken ben güldüm. "kaba seni." o ise el sallayıp kendi masasına yürüdü. ron homurdandı. "sadece haz edemiyorum bu çocuktan neden bilmiyorum." o sırada masaya yeni gelen hermione kaşlarını kaldırdı. "garip bir anlaşma biçimleri var ama sevdim. bence düşman olarak değil arkadaş olarak bakılmalı." ron yutkunurken anında onayladı. "bence de öyle bakılmalı. draco ile arkadaş olmaya devam etmelisin harry."

iki yüzlülüğüne gülerken öğretmenler hepimize ders programlarımızı dağıtmaya başladı. gülümsedim. bütün derslerimiz slytherinlilerle aynıydı. kafamı kaldırıp draco'ya baktığımda o sırada o da kafasını kaldırıp bana baktı. gülümsedik ve önümüze geri döndük. dünkü siyah saçlı sinirli öğretmenle tekrar göz göze geldiğimde ron'un abisi percy'e döndüm. "o kim?" percy bana eğilip mırıldandı. "profesör snape. iksir öğretmeni." yanındaki sarıklı bir adamı gösterdi. "o da yeni profesörlerden. korkuyla ilgili derslere girecek. ama snape korkuyla ilgili derslere girmek istiyor o yüzden profesör quirell'in yerini kapmaya çalışıyor."

öğrendiğimiz dedikodularla ron ve ben birbirimize bakarken hermonie omuz silkti. "bu bizi ilgilendirmemeli. dersler her şeyden önce gelir." ron mırıldandı. "hı hı tabii." ders programına baktığımda ilk dersimizin şekil değiştirme ikinci dersimizin ise iksir olduğunu görünce ofladım ve siyah saçlı öğretmene tekrar baktım. neden ondan kötü havalar seziyordum?

ron ve ben kahvaltıyı biraz fazla uzattığımız için şekil değiştirme sınıfına doğru koşturuyorduk. daha doğrusu kaybolmuştuk. merdivenler sürekli hareket ediyorlardı. sınıfa girdiğimizde masada bir kedi vardı ve herkes bir şeyler yazıyordu. draco bize bakıp sırıtırken sırıtmasına karşılık verdim. o sırada hermonie bize göz devirip önüne geri döndü. ron nefeslenirken mırıldandı. "allahtan ihtiyar öğretmen daha gelmemiş. azar yerdik yoksa." o sırada kediden insana dönüşen minerva profesörü görünce dudaklarımı birbirine bastırıp ron'a baktım. profesör ise gülümsedi. "bence sizi cep saatine dönüştürmeliyim. o sırada harry de erken gelmiş olur. ama eğer yolu kaybettik diyorsanız hiç sorun değil haritaya da dönüştürebilirim." ben gülmemek için dudağımı ısırırken ron yere bakınca nefes verdi profesör. "tamam geçin yerlerinize."

tenefüs olduğunda ron hermonie'ye sırtını dönüp sınıftan çıktı. göz devirdiği için triplenmişti sanırım. hermonie ise o davranışına tekrar göz devirirken iksir sınıfına yürüdü. o sırada draco ile beraber sınıftan çıktık. "ne oldu ikisine?" sorduğu soruya güldüm. "hermonie göz devirdi diye triplendi sanırım." bu sefer draco göz devirdi. "fazla naz iyi değildir. insanı bıktırır."

güldüm ve draco'ya baktım. "ben fazla naz yapsam bıkar mıydın?" sırıttı. "tipine bak konuş sen salak. şu tipte naz yapabilecek bir hava var mı?" güldüm. "o kadar mı çirkinim?" homurdanırken ellerini yanaklarıma bastırıp ovuşturmaya başladı. "yooo tatlısın. profesör snape kızmadan sınıfa yetişelim artık."