one

213 12 9
                                    

birinci yıl;

harry'nin ağzından;

hagrid beni dursley'lerin evinden kurtardığından beri kendimi harika hissediyordum. şu an trende hogwarts'a gidiyorum. bütün satın almam gereken şeyler tamamlandı, hatta hagrid doğum günüm için bana baykuş bile hediye etti! sanırım adını hedwig koyacağım. onun dışında banka gibi bir yere gittik. bir sürü cin cüce gördüm. ve çok gizli bir görev için hagrid oradan bir şey aldı, kimseye bahsetmememi istedi. ne olduğunu bilmiyorum ama baya önemli bir şey gibi duruyordu.

ondan sonra ailemin nasıl öldürüldüğünü öğrendim. adı anılmaması gereken kişi, yani voldemort öldürmüştü. ona adı anılmaması gereken kişi demeyi doğru bulmamıştım açıkçası.

ondan sonra da turuncu saçlı bir kadın sayesinde duvarın içerisinden geçmiş ve hogwarts'a gidecek trene binmiştim.

o sırada açılan tren kapısı sesiyle düşüncelerimden bölündüm ve kapıya baktım. o turuncu saçlı kadının oğullarından biri duruyordu. harbiden ne çok oğlu vardı onun?

"buraya oturabilir miyim? başka her yer dolu da." kafamla onaylarken karşımdaki koltuğa oturmasını seyrettim. bana gülücük yolladı.

"merhaba. ben ron weasley. tanıştığımıza memnun oldum." gülümsedim. çok enerjik birisine benziyordu.

"merhaba bende memnun oldum. bende harry potter." gözleri kocaman büyüdü ve şaşkın bir şekilde beni süzdü. ondan sonra fısıldadı.

"gerçekten o musun?" sesini zar zor duyabilmiştim. keşke biraz daha yüksek sesle konuşsaydı.

"evet oyum." merakla bana eğilirken dudağını ısırdı. "p-peki yara izi gerçekten var mı?" onaylarken elimle anlıma düşen saçlarımı geriye iteledim ve yara izimi gösterdim.

gözleri kocaman açılırken şaşkınlıkla mırıldandı. "vay canına."

o sırada tren kapısı açıldı ve bir tane kız bize bezgin bakışlarla baktı. "neville diye bir çocuğun kurbağası kaybolmuş. gördünüz mü?"

kafamı hayır anlamında iki yana sallarken gözüm ron'a takıldı. yanakları kıpkırmızı olmuş ve kıza bakıyordu. kız onun öyle baktığını fark edince yanakları kızarmaya başladı.

"hey sana bir soru sordum. gördün mü görmedin mi?" ron yutkunurken kafasını iki yana salladı. güldüm. ron ilk görüşte kızdan hoşlanmıştı.

kıza döndüm, kolunun altında bir sürü kitap vardı. akıllı ve kafa birisine benziyordu. eğer ron hoşlandıysa kızı yanımızda oturmaya ikna edebilirdim belki.

"adın nedir?" kız bana dönerken iç çekti. "ben hermonie granger. tanıştığımıza memnun oldum ama gerçekten gitmeliyim. neville'nin kurbağasını bulmalıyız."

ron heyecanla ayağa kalktı. sonra heyecanlı değilmiş gibi öksürdü. "i-isterseniz bende yardım edebilirim." hermonie güldü.

"hayır. daha giyinmemişsiniz bile. çabuk giyinin. 10 dakikaya hogwarts'da oluruz." sonra gülümsedi. çok güzel gülümsüyordu. ron'a baktığımda tekrar yanakları kızarmıştı. güldüm. hermonie ise konuştu.

"kabalığım için kusura bakmayın. adınız nedir? sizinle daha sonra konuşmak isterim." kendimi sonrada ron'u gösterdim. "ben harry potter. o da ron weasley."

hermonie ise şaşırmayan ilk kişiydi, kafasını salladı. "alnındaki yara izini gördüm, biliyordum. memnun oldum ikinizlede. sonra görüşürüz." olduğumuz yerden çıkınca ron geri oturdu ve kızarmış yüzle bana baktı. kıkırdadım.

"sanırım giyinsek iyi olacak."

--

tren durduğunda hepimizin bavulları götürülmeye başlandı biz ise hagrid'in yamacında toplandık. hagrid hepimizi küçük kayıklara bindirdi ve suyun üzerinde büyülü bir şekilde hogwarts'a doğru gittik.

içeri girdiğimizde bir merdivende toplandık. gözlüklü bir öğretmen bize okulu açıkladıktan sonra burada beklememiz gerektiğini söyledi ve büyük bir kapıdan içeri girip arkasından kapattı.

"trende anlatılanlar doğruymuş." yükselen sesi duyunca herkesin gözleri sarı saçları özenle taranmış olan bakımlı ve yakışıklı çocuğa kaydı. çocuk ise direkt bana bakıyordu. yutkunurken çocuğa bakakaldım sadece. o ise yanımıza geldi.

"demek harry potter hogwarts'a gelmiş." çevredeki fısıltılar artarken yüzüme baktı. "bu crab bu da goyle. ben ise draco, draco malfoy." elini bana uzattığında ron gözlerini kısmış bir şekilde ona bakıyordu ben ise elimi uzatıp elini sıktım.

"tanıştığımıza memnun oldum draco."

o ise içten bir şekilde gülümsedi. "ben de öyle, potter."

enemy or lover? / drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin