Miles
Birkaç saat sonra uyandığımda Agatha kenarda oturmuş telefonuyla uğraşıyordu. Dışardan gelen kahkaha seslerini duyduğumda yüzümü ekşittim.
"Uyanır uyanmaz ikisinin sesini duymak iğrenç değil mi?"
"Agatha."
"Tamam iğrenç değil ama sinirimi bozuyor."
"Çok mutlular."
"Evet ben burda ağlarken en yakın arkadaşım sevgilisiyle gülüşüyor nasıl arkadaşlık ama?"
İç çekip yanına gittim.
"Boşversene."
"Sen yapabiliyor musun?"
"Yapamıyor gibi miyim?"
"Hiç kimseye bir şey göstermemen benim anlamadığım anlamına gelmez Miles."
"Doğru sen anlıyorsun ama bu boşvermediğim anlamına gelmez. Evet üzülüyorum ama üzüntümü de pek taktığım söylenemez."
"Nasıl başarıyorsun?"
"Hiçbir şeyi umursamamayı mı?"
"Evet."
"Bilmem sadece bunun daha iyi olacağını düşünüyorum. Olayları ya da insanları çok fazla düşünmezsen seni o kadar üzemezler."
"Bahsettiğimiz kişi Alex sürekli berabersiniz."
"Zaten bir tek o üzebiliyor."
Agatha daha fazla bir şey söylemedi bunun yerine yanıma gelip kafasını dizlerime koydu.
"Dışarı çıkmak zorunda mıyız?"
"Sanırım evet ama eğer istersen kamp olayını burada bitirebiliriz."
"Kafamıza göre gidemeyiz daha çok dikkat çekecek."
"Midenin kötü olduğunu söyleriz."
"Çok fazla yalan söylemiyor muyuz Miles Kane."
"Bir şeylere katlanmak istemiyorsak söyleyebiliriz bence."
"Alex anlayacaktır."
"Mia da."
"Belki kamp kötü bir fikirdi?"
"Belki."
"O zaman onlara gideceğimizi söyler misin?"
"Tamam hemen dönerim."
Dışarı çıktığımda Alex ve Mia'nın ateş başında oturmuş sohbet ettiklerini gördüm. Agatha'nın dediği gibi bu moralimi bozsa da bir şey belli etmeden konuşmaya çalıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
505~milex
Narrativa generaleMiles Alex'ten gidemiyordu. Gitse de sonunda döndüğü yer hep onun yanıydı. Alex Miles'tan zaten hiç gidememişti..