Selaaaaaaaaaam.
Hoşgeldiniz.
İyi okumalar. 🤍🖤Silik yansımaların oluştuğu bitmek bilmeyen bir azap sarmıştı her yanımı. Tükenmiyor, tüketiyordu.
Ayşen ablaların sohbetine dahil olmasamda onları dinliyordum. Gözüm camda aklım ise bambaşka yerlerdeydi.
"Kızım kalk bir çay doldur hele." Uyuşan bedenimi dikleştirip elimdeki tepsi ile harabeye dönüşmeye yüz tutmuş, duvarları rutubetlenmiş salondan geçerek mutfağa girdim.
Hazal annem evde yoktu bir kaç gündür gelmediği için komşular tarafından sorguya çekileceğimin farkında olup çoktan yalan bir konuşma hazırlamıştım bile.O her zaman sorumsuz bir kadın olmuştu. elbette yaralıydı, elbette yaralıydım. Ama mecburduk işte bazı şeylere. O parasına bakardı. Ben ev ile ilgilenip görünmezlik rolüne devam ederdim.
Götürdüğüm çayları tepsiden masalara dizerken Ayşen ablanın meraklı sesi ile duraksadım. "Kaç gündür mahallede dolanıp duruyor polisler. Yine ne oldu acaba kız?" Gözlerimi pencereye çevirdiğimde gördüğüm yansımamın ardında olan adam tüm düşüncelerimi işgali altına alan kişiydi.
Aytaç lidar...
İçimi kaplayan heyecan ile birlikte dudağımda ki hafif kıvrılma birleşti. Dik duruşuyla karşısında ki polis ile sohbet ederken onu tanıdığından emindim. Aytaç abiyi buradaki herkes tanırdı polis de dahil.Kalktığım koltuğa geri oturduğumda konu dağılmış dedikodu faslı başlamıştı. Ayşen abla sıcacık gülümsemesi ile bana döndüğünde gülümseyerek karşılık verdim.
"Ee güzelim, yok mu damat adayı?"
Nefesimi tutarken selda abla da Ayşen ablaya destek çıktı.
"Varsa da söylemiyorsan, darılırız ona göre."
Başında ki yazma ve kınalı saçlarına yalancı bir şaşkınlık ile baktım.
"Olur mu öyle şey selda abla olsa ilk size söylerim zaten."Yalan. Külliyen yalan.
Dikkatlerini benden dağıttıklarında rabianın mesajını görüp izin isteyerek oturduğum yerden kalktım. Üstüme siyah şişme montumu giyerken kulaklarımın üşümemesi adına selda ablanın ördüğü mor bereyi başıma geçirdim. Kapının ardında beni bekleyen rabia anında koluma girerek beni peşinden sürüklemeye başladı.
Nereye gittiğimizi bilsemde ses etmemiştim. Kalbime geçen özlem daha ağır basıyordu çünkü. Hafif karanlık çöktüğünde ulaştığımız mekanın girişini her seferinde olduğu gibi içimden tekrarladım.
"Mora clup.." Onu ilk gördüğüm yerdi. Benim için bir hayli özel olan bara girdik. Gece daha başlamadığından fazla insan olmasa da nasıl dolduğunu en iyi biz bilirdik. Bazı geceler o kadar dolu olurdu ki, eleman yetmediğinde biz yardım ederdik.
Bu bar, rabianın abisi seyit abiye aitti. Seyit abi hepimizin büyüğüydü. Ona saygı duyar ve güvenirdik ama ne yazık ki bir ay önce hapise girmişti. Nedenini ise bilmiyorduk. Rabia haberi duyduğu an kendinden geçişi kabus gibiydi. O kötü anları hatırlayınca daraldım. Ne kadar rabia çırpınsa da, aytaç abi bizim bilmememiz gerektiğini bastırarak belirtmişti. Seyit abi neyse aytaç abi de oydu bu semtte ki herkes için. onlara saygı duyarlardı.İmkansızlığı ise burada başlıyordu.
Rabia kolumdan çıkarak canerin karşısına oturduğunda bende rabianin yanına yerleştim.
Caner çapkın sırıtışı ile göz kırptığında rabia canerin yanağından makas aldı.
"Yapma şöyle tatlı tatlı hareketler deli etme adamı."
"Ya sen ne biçim sevgilisin benim sana bunları demem gerekiyor balım." Vıcık ilişkilerine göz devirdim.
"Beğenirsen aslan parçası." Caner ile rabia tatlı ama bir o kadar da mide bulandırıcı atışmalarına devam ederken kapıdan beklenen kişi girdi.
Aytaç lidar, herzaman ki suratsızlığı ile birlikte barın kapısından içeri girerken gözleri kısa bir süreliğine üstünkörü bize değdi. O an kısa bir saniyeliğine kalbim atmayı bıraktı. Anında başımı yere eğerken rabia arsızlığı ile birlikte aytaç abiye el sallayıp yanımıza çağırdı. Gelmemesi adına dua ederken başımdaki gölge ile birlikte derin bir nefesi içime çektim. "Nasılsınız gençler."
Sen gelene kadar daha iyiydim. Caner, "eyvallah abi seni sormalı." Diye yanıtladı.
"Aynı. İş, güç koçum." Gözleri kısaca bana değdikten hemen sonra arkasını dönüp yanımızdan uzaklaştı. Gitmesiyle bedenim gevşerken rabianın bakışlarına denk geldim. Kafamı iki yana salladığımda üstelemeyerek önüne döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaktüsün Aysarı
RomanceAşktı bu işte, sorgulanırmıydı ki? Bilinmez. Bir zamanlar yanımda asla içmediği sigarasını dudakları ile buluşturdu. Bedenim kadar yitik ruhumda sorgulamadı bu durumu. O sorgulanmaya en uzak adamdı gözlerimde. Ağlıyorum be adam, silsene gözyaşım...