Tüm ekip okulun kantininde sessiz bir şekilde oturarak birbirlerine bakıyorlardı. Changkyun ve Jooheon'un sevgili olması kanlı bıçaklı olan bu iki grup üyelerinin hiç hoşuna gitmemişti. Chris ve Hyungwon, kendi aralarında sohbet ederek bu gergin ânı yok saysalarda diğer üyeler için aynı şey geçerli değildi.
Shownu, Wonho'ya imâyla bakarken Wonho ise onun bakışlarından kaçmak için gözlerini tüm kantinde gezdiriyordu. Minhyuk, yeni aşkı Kihyun'a hülyalı bakışlarını atarken hiçbir şeyden haberi olmayan Kihyun ise kendisine yiyecek gibi bakan bu çocuğa bir türlü anlam verememişti.
Yeni aşıklar Changkyun ve Jooheon ise dip dibe girerek birbirlerinin kulaklarına tatlı sözcükler fısıldıyorlardı. Masadaki gerginlik umurlarında değildi çünkü arkadaşlarının zamanla birbirlerine ısınacaklarını sanıyorlardı.
Jooheon, Changkyun'un kulağına biraz daha yaklaşarak ona "Başka bir yere gidelim mi?" diye sorarken aklında cidden sadece biraz daha sessiz bir yere gitmek vardı fakat Changkyun bunu çok yanlış anlamış ve yeni sevgilisinin omzuna hafifçe vurarak "Sapık." diye yakınmıştı. Jooheon, onun neden böyle dediğini anlamasada Changkyun'un elini tuttuğu gibi onu kantinden çekiştirerek çıkarmıştı.
Grubun geri kalanı hâlâ birbirlerine kötü kötü bakarken bu sessizliği bozan kişi Minhyuk olmuştu. "Eee, daha daha nasılsınız Bay Yoo?" diye sorarken Kihyun'a hülyalı bakışlarını atmaktan geri kalmıyordu. Kihyun "Sen sorana kadar iyiydim." diye kendince ona laf sokarken Hyungwon onun bu hâllerine gülmemek için zor duruyordu. Kihyun ile tanıştıklarından beri kedi köpek gibi dalaştıkları için alışıktı bu tavırlarına.
"Kalbimi kırıyorsun ama aşk tanem. Seninle tanışmak istiyorum işte, neden beni reddediyorsun ki?" Minhyuk, sanki alınmış gibi yüzünü büzüştürürken köşeden onları izleyen Wonho arkadaşına umutsuz bir vaka gibi bakıyordu.
"Seninle tanışmak isteyen kim, kuçu kuçu seni. Git yavşayacak başkalarını bul." Kihyun, oturduğu sandalyede geriye yaslanırken kibirli bir tavırla Minhyuk'a laf yetiştiriyordu. Wonho, daha fazla bu görüntüye dayanamadığı için gülerek yerinden kalktı ve "Ben biraz hava alacağım. Derslikte buluşuruz." diyerek kantinden çıktı.
Wonho'nun arkasından da Shownu çıkarken onun çıkması kimsenin dikkatini çekmemişti. Shownu, genel olarak gruptaki en sessiz kişiydi fakat konuştuğu zaman herkes onu dinlerdi, bir nevi grubun beyniydi.
Wonho, bahçedeki çardakları es geçerek çoğu zaman kimsenin olmadığı arka bahçedeki banklara ilerlerken arkasından gelen Shownu'yu daha fark etmemişti. Bahçenin en sonundaki banka oturup ceketindeki sigara paketini çıkarıp dudaklarına yerleştirdi ve daha bir nefes çekebilmişken dudaklarından sigara alındı. Kaşlarını çatarak hem paketi hem de ağzındaki sigarayı alan kişiye baktığında Shownu'yu görmüş ve edeceği küfürleri geri yutmuştu.
"Demek bu yüzden sık sık dışarı çıkıyorsun. Hem de bu soğuk havada." Shownu, elindeki sigara paketine tiksinmiş bakışlar atarken hâlâ Wonho'dan bir cevap bekliyordu. Onun sigara içtiğini bile yeni öğreniyordu.
"Karışmasana sen. Sürekli dibimdesin, rahat bırak artık beni." diyen Wonho'ya karşı Shownu sadece ona üstten bir bakış atmış ve Wonho'nun gözleri önünde elindeki sigara paketini buruşturarak bankın biraz ilerisindeki çöp kutusuna fırlatmıştı.
Wonho, şaşkınlıkla ayağa kalkarak Shownu'ya bakarken "NE YAPTIĞINI SANIYORSUN SEN?!" diye bağırmış ve çöp kutusuna üzüntüyle bakmıştı. Sürekli sigara içen biri değildi ama bugünkü paketini özellikle içmek istemişti çünkü aldığı bu sigara vişne aromalıydı.
Shownu, Wonho'ya yine aynı bakışlarını atarken boşalmış banka oturdu ve b,r bacağını diğer bacağının üzerine atarak bankta iyice yayıldı. Wonho, onun bu hâllerini görünce iyice deliye dönerken sinirle yumruklarını sıkmış ve sinirinin yatışmasını beklemişti fakat sadece beklemişti. Çünkü her beklediği saniyede siniri iyice artarken artık içinde bir öfke topu oluşturmuştu.
Wonho, sinirle bankta oturan çocuğa ilerlerken içinden ona tonla küfür ediyordu. Yumrukı yapmış ellerinden birini açarak hızla Shownu'nun yakasını kavradı ve kendine doğru çekerek yüzlerinin birbirine yaklaşmasını sağladı.
İkisi de sessizce birbirlerine bakarlarken Shownu yüzünün yakınındaki bu güzel beden yüzünden zorlukla nefes alıyordu. Wonho ile başlarda dalga geçse bile zamanla hisleri kuvvetlenmiş ve anlamadığı bir şekilde kendini ondan hoşlanırken bulmuştu. Gözleri yavaşça Wonho'nun dudaklarına değerken fark etmeden kendi dolgun dudaklarını da yalamıştı.
Wonho, bir an da değişen atmosfer yüzünden tüm dikkatini Shownu'nun kararmaya başlamış gözlerine verirken Dudaklarından dışarıya sızan vişne kokusunun farkında değildi. Bu koku Shownu'yu iyice etkilerken "Bir şey... yapacağım fakat lütfen... bana kızma." demiş ve daha Wonho'nun cevabını beklemeden onu dudaklarından öpmüştü.
Wonho, ayakta olduğu için onun bu ani hareketine karşı tökezlemiş ve kendini bir an da Shownu'nun kucağında bulmuştu. Tamam, dışarıdan bu görüntü biraz garip görünebilirdi. Sonuçta herkes iki yarı adamı kucak kucağa görmüyordu fakat ikisi de bunu dert etmiyordu.
Shownu, Wonho kendisini itmediği için iyice cesaretlenmiş ve ellerini onun ince beline sararak iyice kendine çekmişti. İkili orada dakikalarca tutkuyla öpüşürken onları uzaktan izleyen Hyungwon ve Changkyun idi.
Hyungwon, yanındaki arkadaşını dürterek elini bir kez açıp kapadı ve "İddiayı ben kazandım, şimdi ver bakalım 20 Dolarımı." demişti. Changkyun, cüzdanından 20'lik çıkarırken fazlasıyla somurtuyordu.
Bir hafta önce Hyungwon, Changkyun'a Shownu ve Wonho arasında bir şeyler olduğundan şüphelendiğini söylemişti fakat Changkyun buna tabii ki inanmamıştı. Sonuçta Shownu gibi bir soğuk nevalenin Wonho gibi bir çapkından hoşlanacağına asla inanmıyordu.
Bu konuşmanın sonunda ise ikisi bir iddiaya girmişti ve bu iddianın kazananı ise Hyungwon olmuştu. Arkadaş gruplarındaki kaos ikisinin de sanki enerji depolamasına yardım ediyor gibiydi, bu yüzden nerede kaos varsa bu ikili aynı an da oraya üşüşüyorlardı.
Ve sıradaki kurbanları ise kesinlikle Lee Minhyuk ve Yoo Kihyun idi.
○●○●
Son bir bölüm kaldı. Daha sonra yeni ficler yayımlayacağım.
Oy vermeyi unutmayın lütfen :)