Dakikalar... Saatler... Bitmek bilmeyen gözyaşlarım kızarmış olan yanaklarımdan süzülüyordu. Tül perdenin ardından odaya uzanan ışık karanlıkta kalan eşyaların gölgelerini birer yaratık gibi gösterirken asıl yaratığa uğramıyordu bile. Köşede duvar dibine öyle bir sinmiştim ki o ışığın beni görmemesi gayet normaldi. Islanan pijamamı düzeltip bacaklarımı mümkünmüş gibi daha da kendime çektim. Gerçekten yok olmak istiyordum. Beni kimse görmesin, tanımasın, umursamasın istiyordum. Artık ağlamamak, dayak yememek istiyordum. Babamın istediği gibi bir evlat olmak hatta başarabilirsem onun benimle gurur duymasını istiyordum.
"Asena!" diye bağıran babamın gür sesi olduğum yerde sıçramama sebep olurken hızla ayağa kalkıp gözyaşlarımı sildim. Odanın kapısını açıp salonda oturan babamın yanına gittiğimde yüzüme bile bakmadan "Cüzdanını, okul çantanı, bugün giydiğin ceketi her şeyi getir." dedi. Korkmama rağmen dediğini yapmaktan başka çarem yoktu. İstediklerini odadan alıp getirdiğimde ilk olarak cüzdanımdaki paranın hepsini almıştı. Çantamda bir şey bulamadığından öylesine yere atmış ceketimin ceplerini kontrol ediyordu.
"Bu ne lan!" dediğinde karşısında ecel terleri döküyordum. "Lan sen bir de sigara mı içiyorsun?" diye ayaklandığı an bir iki adım gerileyip "Hayır baba benim değil o vallahi." desem de elinden kaçış yoktu. Kolumu sıkıca tutup elinde tuttuğu sigara paketini gözüme yaklaştırıp "Eğer seni bir daha böyle yakalarsam paketteki tüm sigaraları yediririm duydun mu!" Kafamı aşağı yukarı salladığım an benden tiksinircesine bakıp sertçe kolumu bıraktı. "Siktir git şimdi karşımdan!" Yere attığı eşyalarımı toplayıp odama döndüğümde ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.
Benden bu kadar nefret etmesinin bir sebebi olmalıydı. Bende onun evladıydım, hata yaptığımda bu kadar sert tepki almayı haketmiyordum. Beni neden sevmediğini o kadar çok merak ediyordum ki. Ona bunu soracak cesaretim olsaydı keşke.
Çantamı tekrar hazırlayıp yatmaya hazırlanıyorken Alperen kapıyı çalmadan açıp içeri girdi. "Naber?" diyen ağzına bir tane çakmak istiyordum. "İyi" dedikten sonra yorganın ucunu kaldırıp oturacaktım ki beni durdurup samimiyetsiz bir şekilde sırıttı. "Ödevim var. Yarına teslim edilmesi gerekiyor." Şaka yapıyordu değil mi?
"Yap o zaman Alperen." diyip kolumu çeksem de o tekrar tutup beni kendisine çevirmişti. "Sen yaparsın. Sabah ilk derste teslim edilecek ona göre." Gözlerimi devirip "Saçmalama Alperen neden ben yapacakmışım? Uykum var çık dışarı." Beklemediğim şekilde sertçe çenemden tuttuğunda öfkeyle ona baksam da yüzündeki iğrenç ifadeyle bana bakıp "Sen yapacaksın yoksa babama bütün gün Batur'la flört ettiğinizi söylerim." Olduğum yerde kaskatı kesilirken bana göz kırpıp odadan çıktı. Öylece dikilirken tekar, elinde birkaç defterle dönmüştü. "İyi geceler canım kardeşim." İşte gerçek Alperen geri dönmüştü. Onun iyi birisi olduğuna inancım asla yoktu bana bunu hatırlattığı için kendi kendime teşekkür ederken açtığım yatağı kapatıp tekrar masanın başına geçtim.
*****
"Asena!" diye odaya giren annem beni masanın başında hala uyanık görünce gözlerini devirip "Ödev mi biriktirdin sen yine?" dedikten sonra perdeleri açıp camı araladı. Leş gibi kokmuş arada bir havalandır şu odayı her şeyi ben mi söyleyeceğim! Kalk hazırlan hadi." Annem arka arkaya konuşup odadan çıktığında Alperen'in defterlerini kapatıp geriye doğru esnedim. "Yaptın mı?" diye odaya dalan Alperen'e sadece başımı salladığımda uzanıp yanağımdan makas almış sonra da defterlerine uzanmıştı. "Aferin canım kardeşim." diyerek o da odadan çıktığında elimle yanağımı silip ayağa kalktım.
Hazırlanmam dün olduğu gibi uzun sürmemişti. Çantamı alıp odadan çıktığımda babam mutfaktan bana ve Alperen'e seslenmişti.
"Efendim baba." diyip mutfak kapısında dikildiğimde "O piçlerle görüşmeyeceksin. Alperen gözün bunun üzerinde olsun oğlum. Tek bir hatasında bana söyleyeceksin tamam mı?" Alperen başını salladığında tereddütle babama bakıp "İyi de baba, aynı sınıftayız biliyorsun. Hem onlardan başka arkadaşım yok. Lütfen." Babam sanki hiçbir şey duymamış gibi kahvaltısına devam ederken bir çare anneme bakmıştım ama ondan da olumlu bir ifade görememiştim. Çaresiz ayakkabılarımı giyip evden çıkmıştım. Alperen de tıpkı babamın istediği gibi ensemdeydi. Evin köşesinde beni bekleyen Tufan ve Melih'i gördüğümde arkamda olan Alperen yanımdan geçip karşılarına dikildi. "Bundan sonra Asena'yla görüşmeniz yasak. Ne sabahları almaya gelin ne de akşam bırakmaya. Okulda bile konuşmayacaksınız duydunuz mu?" Melih ve Tufan birbirlerine bakıp güldüklerinde bende Alperen'in arkasından olanları izliyordum. "Ya Alperen bir siktir git. Hadi Asena." Tufan bana elini uzatırken Alperen Tufan'ı itekleyip "Babam Asena'nın artık sizinle konuşmasını istemiyor. Uzatmayın da yürüyün hadi." Melih dikkatle bana bakarken yalvarırcasına bende ona bakıyordum. "Alperen benim sabrımı zorlama!" tufan dişlerini sıkarak Alperen'in üzerine yürürken

ŞİMDİ OKUDUĞUN
NUMUNE
Teen FictionUfacık bir dürtüye ihtiyacım vardı. Hiç istemediğim kişiden olsa bile kendime gelmem için yeterli olmuştu. Merhabalar, ben Asena. Nam-ı diğer NUMUNE. Sizden beni sevmenizi beklemiyorum. Ama bu saatten sonra bana saygı duyacaksınız.