DERİN
Sabah yorgunca açtım gözlerimi. Lavaboda işlerimi gördükten sonra doğruca mutfağa indim. Mars, Atlas ve Emre abim oturmuş kahvaltı yapıyorlardı. Bende"Günaydın abilerim" diyerek masaya oturdum.
"Günaydın prenses"
"Günaydın Atlas abiciğim. Barış abim yok mu?"
" O sabahleyin doğru şirkete gitti. Emre abinde birazdan çıkar"
"Tamam o zaman" diyerek kahvaltıma yumuldum.
Kahvaltıdan sonra Atlas abim, Mars abim ve ben evde yalnız kalmıştık. Canım çok sıkılmıştı. O sırada aklıma muzipçe bir plan geldi. Ve hemen uygulamaya giriştim.
Mutfak çekmecelerinin birinden büyükçe bir leğen çıkardım. Abimler görmesin diye hızlıca banyoya çıktım. Neyseki ikiside telefona gömüldükleri için beni görmediler. Leğeni suyla doldurdum ve odamda kapının üzerine yerleştirdim. Ve bağırmaya başladım:
"ATLAS ABİİ ÜST RAFA YETİŞEMİYORUM BİR BAKAR MISIIIIIN?"
"Geliyorum" diye seslendi. Sonraysa ayak seslerini duydum.
"Ne alacaktın prensesi-"derken üzerine su büyük bir gürültüyle döküldü.
O sırada kahkahalarımı tutamadım. Atlas abimin üstü başı sırılsıklam olmuş, sabah özene bezene yaptığı kumral-sarı saçları suyun etkisiyle alnına yapışmıştı.
Atlas abim:"DERİİİİİİNN" diye bağırırken Mars abim "Ne oluyor burada-" diyerek yanımıza geldi. Derken abimi görmesiyle sözü yarım kaldı. Bense hala kahkaha atmaya devam ediyordum. Mars abimde dayanamayıp kahkahalarıma katıldı. O sırada Atlas abim öfkeyle odamdan çıktı. Bizse hala kahkaha atmaya devam ediyorduk.
Kahkahamız bitince aşağı salona indik ve hiçbir şey olmamış gibi televizyon açıp film izlemeye başladık. Yaklaşık bir saat kadar sonra Atlas abim üstünü başını düzeltmiş bir şekilde yanımıza geldi. Onun geldiğini görünce hemen doğrulup yüzüne sevimlice bakmaya başladım. Sonraysa:
"Abi kızmadın değil mi?" dedim.
"Eh, üstümü başımı batırmasaydın iyiydi."
"Ama abi kabul et nasıl yedin yemi"
"Orası kendi kendine temizlenmeyecek KOŞ DERİN KOŞ"
Son cümlemi söylemeseydim iyiydi. Odama çıkıp oflaya puflaya dağıttığım şeyileri temizlemeye başladım. Temizlik bitince aşağı salona indim ve kendimi koltuğa attım. Boş gözlerle tavanı izlemeye başladım. O sırada Mars abimin telefonu çaldı. Mars abim ekranda yazan ismi görünce hemen telefonu açtı:
"Alo? Efendim babacığım..."
"Tamamdır babacığım tamamdır...Görüşürüz babacığım..."
O sırada Atlas abim ve ben yan gözlerle birbirimize bakıyorduk. İkimizde ne hakkında konuştuklarını anlayamadığımız için sabırsızlıkla Mars abimin telefon konuşmasının bitmesini bekliyorduk.
Mars abim telefon konuşmasını bitirince gülümseyerek bize bakmaya başladı. Bende dayanamayıp sorumu patlattım:
"Abi babam neden aramış?"
"Bizi ziyaret etmeye geliyorlarmış Derinciğim, hatta yarın akşam burada olacaklarmış."
"İŞTE BUDUR BE!"
Annem ve babam işleri yüzünden yurtdışında çalışıyorlardı. Barış abimde büyük olduğu için bizi evde bırakıyorlardı. Son ziyaretlerinin üzerinden de bayağı bir zaman geçmişti. Yani bu kadar sevinmemiz çok doğaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Ailem
Teen FictionHala inanamıyordu... Bütün hayatı sadece bir yalandan mı ibaretti? Arkadaşları, ailesi, umutları, mutlulukları... Her şey geçmişte kalmıştı. Artık önüne bakıp zorluklara göğüs germesi gerekiyordu.