SERSERİ KIZ

198 10 5
                                    

   Merhaba arkadaşlar.Bu benim ilk kitabım olduğu için çok özel olucak.Sizden tek ricam Vote vermeniz.Bu sayede daha güzel,daha heyecanlı bir kitap olur.Herkesin isteyeceği isteyeceği bir aşk.Sizi seviyorum.Öptüm Muckkkk :*

    Ben Uzay.Evet ismim gerçekten Uzay.Hani şu çok ünlü Altındağ'ların oğlu Uzay Altındağ.Annesinin üzerine titrediği,en güzel okullarda okuyup,en marka kıyafetleri giyen Uzay Altındağ.Herkesin arkasından annesinin kuzusu dediği çocuk benim.

    Hiç bir zaman kendi seçimlerimi yapamadım.Kararlarımı çoğu zaman annem ve babam karar verdi.Daha 8 yaşındayken bile mesleğim belliydi.Babamın ölümünden sonra holdingin sahibi olacaktım.10 yaşındayken bile evleneceğim kız belliydi.Babamın ortağının kızı Hazal Doğan.Onlar yüzünden şuan Hazal diye sevmedigim bir kız ile beraberim.

    Tek istediğim özgürlük.Hiç sahip olamayacağım şey özgürlük.Arkadaşlarım ile zaman bile geçiremiyorum.Gençliğimi babamın holdinginin içinde evraklar ile geçiriyorum.

     Annem çatalını ve bıçağını su içmek için tabağa bıraktığında kahvaltı masasında oluşan ses,ürpermeme sebep oldu.Annem,suyundan bir yudum aldıktan sonra bardağı masaya koyup "Bugün için bir planın var mı Uzay?" diye sord.Anlamsızca kafamı iki yana salladım.Bütün gün babamın yanında hesap yapmak istemediğim için ne yapsam diye düşündüm.Annem boğazını temizleyerek "Babanla gitmeye ne dersin?" dedi.Kötü bir amacı yoktu ama beni özgür bırakması gerekiyordu.Canımın sıkıldığını hissettirmek amacıyla oflayarak elimi saçlarımın arasından geçirdim."İstemiyorum anne." dedim.Ciddi bir şekilde "Ama gidiceksin." dedi.Artık ciddi anlamda sıkılıyordum.İçim daralıyor.Annemin ölmesi için dua edecek hale bile gelebiliyordum.Sesimi biraz daha yükselterek "Gitmek istemiyorum!" diye söylendim.Annem çatalını masaya vurdu ve "Uzay gideceksin." diye bağırdı.Çatalımı sıktığımı farkettiğimde anneme sinirlendiğim için kendimi öldürmek istiyordum.Ayağı kalkarak "Anne beni rahat bırak!" diye bağırdım.

  Arkamı dönerek odanın yolunu tutmaya başladım.Hızlı hızlı odama ilerliyorken babam bana "Uzay gel buraya oğlum" diyerek duraksattı.Gözlerimi kapatarak babamın yanına gittim.Ona hediye olarak aldığım siyah saati takıyordu.Yatağa oturdum ve oflayarak ellerimi saçlarımın arasından geçirerek "Baba özür dilerim." dedim.Babam saatini taktıktan sonra yanıma oturarak sırtımı sıvazladı."Dileme oğlum.Sen kötü bir şey birşey yapmadın ama annen son günlerde biraz kötü.Biliyorsun dayının ölümü onu yıprattı." diyerek eli cüzdanına gitti.Cüzdanından 500 TL çıkarttı ve "Al bunu yetmezse kartlarını kullan." dedi.Oldukça şaşkındım.Bu parayla ne yapacaktım ki? Beni zorla yanında sürüklemesi gerekmiyormuyu? Hiç bir şey demeden odadan çıktım.Kız kardeşim Güneş yanıma gelerek "Babamla gitmek istemiyorsan beni Nergis kafeye bırakacaksın" diyerek yanağımdan makas aldı.Babamla gitmeyecektim ama onu oraya sap gibi yollamak istemiyorum.Kolunu omuzuna attım ve merdivenlerden aşşagıya indik.İyi bir hayatım olamayacaktı ama aynısının Güneşe olmasına izin vermeyecektim.

   Kafeye giderken "Ne isin var orda?" diye sordum.Gözlerini devirerek "Kızlarla kız günümüz" dedi.Kız günü mü? Çok saçma.Hevesle mutluluğunu izlerken "OMG!Bir tumblr girl!" diyerek parmağıyla birisini işaret etti.İşaret ettiği kız harika fiziğe,serseri bir tarza ve alev gibi saçlara sahipti.Gerçekten ilginç gözüküyordu.Benim annem geçici dövme yaptırmama izin vermiyorken karşımda duran kız duvara yaşlanıp narince tuttutuğu sigarasını içiyordu.Yediğim dirsekten sonra kızı bakışlarımla yediğimi farkettim.Acıyla "Manyak napıyorsun?" diye Güneş'e bağırdım.Anlamsızca bakarak "Ben tanışmayı deniyeceğim.Sen burada köksal.Bir daha nerden bulacaksın böyle kızı." dedi.Aklıma Hazal geldi.Kızla gidip konuşabilirdim ama Hazal şuan beni süslü hayallerine dahil ederken onu üzemezdim.İtiraz ederek "Saçmalama küçük kardeşim.Seni umursamaz" dedim.Güneş bana bakıp varmısın iddasına işaretini yaptı.Hani şu maç öncesi serserilerin yaptıgı isaret.Kafamı sallayarak küçük bir "Fight Time" der gibi baktım ve gülerek "Eğer kazanırsan sana bir Barbie alacağım" dedim.Dil çıkararak kızın yanına gittik.
(+lar Güneş,-ler o kız)
+Selam!Çok havalısın.
-Dalga geçiyorsun küçük kız?
+Hayır cidden çok havalı ve güzelsin.Senin gibi olmak için nelerimi vermezdim ki?
-Nelerini?
+Ne?
-Nelerimi vermezdim dedin ya nelerini vermezdin.Topuklu ayakkabılarını?Yoksa pahalı çantanı ?
  -Öyle demek is--
  +Yaşın daha  çok küçük neden oyuncak bebekleriyle oynamıyorsun?
  -Heyy! Ben 15 yaşındayım.
  +Ben de 18.

  Kimse benim kardeşimle bu şekilde konuşamazdı.Kıza bakarak "Önemli olan şurdakinin yaşı"diyerek kafamı gösterdim.Kızın konuşmasına izin vererek Güneş'i çekerek yolumuza devam etmeye başladım.Nasıl bir kızdı bu? Güneş kafasını kaldırmadan "Ben özür dilerim.Böyle olacağını bilmiyordum." dedi.Onu üzmek istemediğim için "Boşversene." diyerek iç geçirdim.Kafenin önünde onu bırakıp geri dönerek yürümeye başladım.

   5 dakika sonra tekrar kızın olduğu yere yaklaştığımda kız hala orda duruyordu.Bakıslarımı ondan alarak ellerim cebimde yürümeye başladım.Tanıdık bir ses "Heey!Beklesene" diye bağırdı.Arkamı döndüm ve o kızı gördüğümde kafamı yukarı kaldırarak nefesimi geriye verdim.Yanıma geldiğinde "Ben öyle demek istemedim." dediğinde ona bakıyordum.Bakışlarımın onu rahatsız edebileceğini düşünerek bakışlarımı kaçırdım.Beraber yürümeye başladık ve ben "İlgilenmiyorum" dedim.Kaşlarını çatarak "Özür dilemiyorum ki?Sadece öyle demek istememiştim." diye karşılık verdi.Sakince "Madem demek istemedin neden özür dilemeyi denemiyorsun?" diye sordum.Alaycı ses tonuyla "Ben özür dilemem ap--." derken sözünü keserek ona döndüm ve "Bana aptal deme.Sana bağırmak istemiyorum.Hiç bir kıza bağırmadım bile.Bana ilki yaşatma." dedim.Beni takmıyordu.Beni süzüyordu ve cebinden telefonu çıkardı.Bir telefona bir de bana bakıyordu.Telefonu elinden çektim ve gördüğüm görüntününün beni şaşırtmasına izin verdim.Telefonunu elimden çekrtiğinde "Sen o çocuksun.Evet ya nasıl tanımam.Hani o annesinin kuzusu Uzay Altındağ." dedi 'annesinin kuzusu' kelimesine vurgu yaparak.Bir an kendimi tutamayıp kareli bir gömleğin örttüğü omuzlarını tuttum ve onu sallayarak "Hayır değilim.Annesinin kuzusu filan değilim." diye kükredim.Kız bana tokat atarak beni sakinleştirdi.Şok olmuştum.İlk defa bir kıza bağırmış ve canını acitmaya kalkmıstım.Ama canınını acıtmadığımı biliyordum çünkü hiç bir şekilde sıkmadım sadece dokundum.Anlamsızca kıza bakarken "Özür dilerim.Sakinleşmek gerekiyordu." dedi.Ona baktım ve utnaç hissettim.Duvarları tekmeledim ve ağlamaya başladım.Sonra "Lanet olsun!" diye bağırırken kız bana bir tane daha yapıştrıdı ve "Sakin ol.Canım acımadı.Çünkü sadece dokundun ve salladın.Kolumu sıkmadın." diye kafasını salladı.Bunun üzerine ağlamaya başladım.Sonra nefesim kesildi.Hayır olamaz! Yine lanet olsası panikatak krizini geçiyordum.Olmaz olmamalı! Nefes alamıyordum ve bu beni saldırganlaştırıyordu.Korkuyordum.Bayılmaktan korkuyordum.Eğer bayılırsam ayılamazdım.Zorlukla "Git  burdan.Beni görmedin git!" diye bağırdım.Benim söylediklerimin aksine "Yardım etmeme izin ver yanındayım sakin ol." diyordu.Kafamı salladım.Son saniyelerimi yaşıyor gibi hissediyordum.Bu yanlıştı cünkü son 3 dakikam vardı.Bir derin nefes almaya çalışarak "Beni bırak git.Başın belaya girer.Git burd--'' derken sözümün kesildiğini hissettim.Dudaklarını dudaklarıma yapıştırarak sanki bunu istiyormuş gibi dudaklarını dudaklarına bastırıyordu.Kalbim yerinden çıkacak gibiydi.İlk öpücüğümü yaparken sakin olmam beklenemezdi.Cidden bunu istiyormuydu.İstemese çoktan bırakmıştı diye düşünüp belinden tutarak kendime çektim.Bunu yaparken beni iterek nefes nefese "Napıyorsun gerizekalı?!" diye bağırdı.İyi de beni öpen oydu.Cidden değişik bir kız.Önce öpoyor sonra kızıyor.Şaşkınca "İlk sen başlattın." dedim ve  "Evet seni öptüm çünkü panik atak geçiriyordun.Bir yerde okumuştum eğer panik atak geçiren birisi nefesini tutarsa kriz geciyormuş.Haklıydın!Seni bırakıp gitseydim keşke!Gerizekalı!" diyip beu yerde bıraktı ve kalkıp gitti.Afallayıp toparlanırken "Cidden geçti." diyip gülümsedim.Cebimden telefonumu çıkarım ön kamerayı açtım.Dudaklarımda kırmızı ruj izi kalmıştı.Gözden kaybolmadan yavaş yavaş yürüyordu.Arkasından "Teşekkürler.Dudaklarımda bıraktığın rujunu silmeyip seni hatırlayacağım.Umarım tekrar karşılaşırız." dedim.Arkamı dönüp kendimi saşırtarak hoplaya zıpalaya eve gittim.Dudaklarımı saklayarak odama çıktım.

ELLERİ ELLERİMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin