tavsiye : özellikle deniz ve ilkim sahnelerini okurken medyadaki şarkıyı dinleyin.
Allah'ım çok mutluyum. Lunaparka gitmiştik. Yanlışlıkla da olsa ellerimiz birbirine değmişti. Yanlışlıklaydı ama yine de çok güzeldi. Gondola bindiğimizde benim korktuğumu anlayıp bana sarıldığı an çok unutamıyorum. Aşk böyle birşey mi? Kalbim yerinden çıkacak gibi oluyor yaşadığımız anları düşününce. Aynaya baktığımda kendimi hiç bu kadar güzel görmemiştim. O kadar çok parlıyordu ki gözlerim ilk defa gözlerimin rengini net olarak görebiliyordum. Birden onun gözleri gözlerimin önüne geldi. Buğday teni güneşten yanmıştı. Hele o dağınık saçları küçük bir çocuğu andırıyordu.
Ben ne saçmalıyorum yine. Sanki o kadar yakışıklı bir çocuk bana bakacakmış gibi. Ama olsun bir saniye bile olsa gözlerimin içine bakmıştı. Offff unutamıyorum işte ne yapabilirim.
- İlkim hadi gel artık aşağıya okuldan geldiğinden beri odandan çıkmadın.
- Tamam geliyorum anne.
Merdivenlerden inerken bile gözlerimin önündeydi. Onu düşünmekten merdivenlerden aşağıya düşüyordum.
- Ne gerizekalısın sen İlkim doğru düzgün merdivenlerden bile inemiyorsun.
- Sanki çok umurunda gibi yapma istersen Havin Hanım(!)
- Evet değil ne olmuş?
- İşte bende bundan bahsediyorum ya. Senin ne umurunda ki zaten. O yüzden merak ediyormuş gibi davranma.
Ben bu lafı söyledikten sonra kapı çaldı. Kapıyı annem açtı. Her zaman ki gibi iş için bir kaç adam müsvettesi falan geldi. Annemle çalşanlar nasıl adam olacaklarsa artık o kadar adamlar işte.
- Ben dışarıya çıkıyorum.
- Nereye yine?
- Biraz hava alacağım. Burada hiç kalmadı da.
- Geç kalma.
- Sanane ya öff sanki çok bir yerlerinde.
Kapıdan çıktım. Parka gittim. Küçücük bir çocuk bisikletten düşmüş annesi kaldırıyordu. O an o kadar ağlamak istedim ki benim hiç böyle bir anım olmadı annemle.
- Ahh!
- Dikkat etsene biraz.
- Yardım edeyim.
- İlkim.
- Deniz.
- Özür dilerim sert çıkıştım ama senin olduğunu görmedim.
- Önemli değil.
- Neden ağladın sen?
- Gözüme toz kaçtı da.
- Hadi ama bu numarayı yutucağımı mı sandın. Ne oldu?
- Şurada ki küçük çocuk ve annesi çok duygulandırdı beni. Ne kadar sulu gözüm.
- Neden peki?
- Düşmüştü annesi de kaldırdı. Benim annemle hiç böyle anım olmadı.
- Üzüldüm.
- Üzülme. Alıştım artık ben. Sadece... Neyse boşver.
- Söyle seni dinlerim.
- Sen n'apıyorsun burda?
- Beni boşver sen baya sıkkın görünüyorsun.
- Sonra anlatsam.
- Tamam. Bende sizin şu köşedeki pastanenin poğoçalarını çok seviyorum. Onlardan almaya geldi. (Aslında seni görmeye geldim.)
- Ne güzel. (Beni görmeye gelecek hali yok ya. )
- Teşekkür ederim benimle bugün lunaparka geldiğin için.
Yüzümde hafif bir tebessümle
- Bu benim ilk lunaparka gidişim.
- Ben seni yine götürürüm.
Bu sözü söyledikten sonra yüzünde o kadar güzel bir gülümseme olmuştu ki. Ahhh!
- Ne oldu?
- Yok bir şey , öylesine bir ah geçirdim.
- Artık benim gitmem lazım Deniz. Görüşürüz.
- Görüşürüz.(Sevdiğim kız ama sen bilmiyorsun. )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşım
Romanceİlkim aslında doğruları bildiğini zanneden 19 yaşında güzel genç bir kızdır. Hayat ona doğruları çok sonradan gösterecektir. Annesinden sürekli hakaret duyan ve babasından dayak yiyen bu kızın öğreneceği gerçek nedir?