14

309 37 23
                                    

Buluşma Günü,, 15:36

Wonyoung, ağır sırt çantasının altında ezilirken ince ve güçsüz bacaklarıyla hızlı hızlı bahçe kapısına koşturuyordu. Açık bıraktığı saçları rüzgarla zıt yönlü olarak yüzüne yapışırken kendi kendine söylenip duruyordu. Dışarıdan bakıldığında paytak paytak koşmaya çalışan bir penguen gibi durduğu söylenebilirdi.

Nefes nefese, öğrencileri ittire ittire okul çıkışına geldiğinde sarı formalarının aksine lacivertin asil koyuluğu ile farklılığını belli eden çocuk görüş alanına girmişti. Tanıdık forma Hanlim'e aitti ve bu çocuk User Hyuka'dan başkası değildi!

Genç kız kalbi deli gibi yardırırken titrediğini fark etmişti. Onu her gördüğünde dizlerinin bağı çözülecekse vah haline... Alnının ortasından süzülen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp bir ceylan gibi seke seke Huening Kai'ın yanına gitti. Genç adam onu görür görmez saygıyla başını eğmişti.

İkisi de sessizce birbirlerine bakıp gergince bekliyorlardı. Birbirleri ile konuşmaktan çekinir gibi bir halleri vardı. Oysaki dün akşam Kakao Talk'da deliler gibi konuşanlar da ta kendileriydi.

"Şey..." diye mırıldandı Kai. "Selam."

"Selam."

Wonyoung da gergince onu yanıtladı. İkisi de birbirlerine selam verdikten sonra kısaca gülüşüp eski ciddi tavırlarına döndüler. 

Kai yavaşça caddenin ilerisine ilerlemeye başladığında Wonyoung da onu takip ediyordu. Ani bir hamle ile genç adam, kızın sırtındaki çantayı kedi omzuna taktı. Genç kız mahcupça gülümserken içinde uçuşan kelebeklere dur diyememişti.

"Buraya fazla uzak sayılmaz." dedi Kai. 

"Oldukça eğlenceli bir gün olacakmış gibime geliyor."

Başını sallayarak kızı onayladı. Az önceki utangaçlıkları biraz olsun yatışmış ve birbirlerinin yanında daha rahat hissetmişlerdi.

Gangnam'ın meşhur meydanına kadar yürüdükten sonra Kai derin bir nefes alıp Wonyoung'un elinden tuttu. Bu ani hamle ile şaşkınlığı iki katına artan Wonyoung sesini dahi çıkaramadan sadece birbirlerini sıkı sıkıya kavramış ellerine bakıyordu.

"Burası biraz kalabalık da."

Kai kısa bir açıklama yapmıştı. Wonyoung ise deliler gibi çığlık ata ata gülmemek için kendini zor tutuyordu. 

En sonunda ara sokakların arasındaki büyük atari salonuna gelebilmişlerdi. Kai gerekli ücreti ödedikten sonra çantalarını ve montlarını nazikçe kilitli dolaba yerleştirmişti. Wonyoung ise onun her centilmence hareketiyle daha da etkileniyordu.

Birlikte silah oyunu oynamak için büyük makinenin karşısına geçtiklerinde Wonyoung kırmızı, Huening Kai ise mavi takım olmuştu. 

Genç kız ekrana doğru fırlayan zombilere mermi yağdırıyordu. Huening Kai gülerek onu izlerken aniden fırlayan zombi canını yarıya kadar indirmişti. Bu da Wonyoung'un cırlamasına sebebiyet vermişti.

 "Ya! Dikkat et öleceksin."

"Kurtar beni o zaman." diyen mızmızlanan Kai gülümsemeden duramıyordu.

Wonyoung, önündeki zombileri boş verip genç adamın önündekilere mermi sıkmaya başladığında aniden atlayan zombi onun karakterini öldürmüştü.

"Kahretsin." diye mırıldandı Wonyoung. Bir bebek gibi dudaklarını büzüp sertçe oğlanın omzuna vurduğunda, "Seni kurtarayım derken ben öldüm."

wrong phone number | hueningkai wonyoung ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin