15 ✓

373 41 46
                                    

hyuka: naber?

jangwony: sana hala sinirliyim.

hyuka: ama dondurma ısmarladım.

jangwony: olabilir, 

ama hala beni oyuna getirip kalbime kılıcı sapladığına inanamıyorum.

hyuka: sen olsan saplamaz mıydın?

jangwony: hayır!!

ben olsam sana sanal gerçek gözlüğünü taktırıp hızla uzaklaşırdım, sonra da oyuna devam ederdik.

ancak sen kurnazlık yaptın user hyuka.

hyuka: vicdanım sızlıyor...

jangwony: sızlamakla en iyisini yapıyor.

biraz daha acı çek.

hyuka: görüntülü arasam?

jangwony: açmam.

hyuka: peki nasıl affettireceğim kendimi!!

üç koca paket çilek almıştım, o zaman çilekleri tek başıma yerim.

jangwony: ÇİLEK Mİ???!!!

hyuka: yarım saat sonra nehir kenarındaki parkta buluşalım.

jangwony: anlaştık.

iki paketi benimdir!!

hyuka: (;

•••

yarım saat sonra;

Wonyoung, hava biraz estiği için üzerine ceket almayan aklına söverken sonunda Kai'nin bahsettiği parka gelebilmişti.

Saat akşam sekizi geçtiğinden dolayı çocuk çoluk yoktu. Tek tük insanlar vardı, onlar da nehrin kenarında akşam yürüyüşü yapan kesimdi. 

Bir banka mazlum mazlum oturan Kai'yi gördüğünde gülmemek adına yanak içlerini ısırarak ona doğru ilerledi. Dünkü olaydan sonra dondurma yiyip evlerine dağılmışlardı. Hala üzerinde küçük bir nebze olsun sinir vardı genç kızın. Ancak tatlı bir sinirdi.

Kai'nin yanına çöktüğünde oğlan ani hareketlilikle ürkmüştü. Ancak daha sonrasında kendine gelip kucağındaki iki paket çileği Wonyoung'a uzatmıştı.

"Çilekle kalbimi kazanabileceğini mi düşünüyorsun user Hyuka?" diye söylendi genç kız. Kai, hafifçe başını yukarı aşağı doğru salladıktan sonra Wonyoung daha fazla içindeki gülme isteğini bastıramayarak gülmüştü. "Doğru düşünüyorsun."

Ona uzatılan koca paketleri banktaki boş yere bıraktıktan sonra yanında oturan gence tekrar döndü. 

Nehrin hafif dalgaları geceyi serinletmiş, arkalarındaki yoldan gelen akşam trafiği kuru bir gürültü yapıyordu. Tam tepelerinde ise onları aydınlatan bir sokak lambası vardı.

Paketten çıkardığı sulu bir çileği ağzına attıktan sonra Kai'yi de unutmayarak ikinci bir çileği narin parmaklarıyla kavradı ve oğlanın ağzına tıktı. Kai şaşkınca dudaklarının arasındaki çileğe bakarken genç kız kıkırdıyordu. 

Wonyoung ağzına ikinci üçüncü çileği atarken Kai'yi de unutmayarak bir yandan da onu besliyordu. İkisi de çıt dahi çıkarmadan sadece çileklerini yiyip nehrin dalgalarını seyrediyorlardı. 

wrong phone number | hueningkai wonyoung ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin