𝒞𝒽𝒶𝓅𝓉ℯ𝓇 𝒯𝓌ℴ

775 80 146
                                    

"𝙵𝚛𝚎𝚎𝚍𝚘𝚖"

"𝙵𝚛𝚎𝚎𝚍𝚘𝚖"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.
.
.


(Y/N) içindeki özgürlük çığlıklarına kulak vermişti. Gidecekti buralardan. Kendini küçücük hissettiren bu duygudan kurtulacaktı. İçinde anlayamadığı birşey vardı. Ortaya çıkmaya çalışıyordu sanki birşeyler, bir çiçeğin tohumundan çıkacağı zamanki gibi kıpır kıpırdı içi. Başlayacağı bu yolculuğun onun için bir arayış olduğunu düşünüyordu (Y/N).

Gideceği için üzülmüyor da değildi tabi. Çok sevdiği Madam Ping'ini bırakıyordu. Onun çok üzüleceği düşüncesi (Y/N)'nin boğazında bir yumru oluşturuyordu. Veda etmek istiyordu ama eğer gideceğinden haberi olursa buna izin vermeyeceğini (Y/N) çok iyi biliyordu. Eşyalarını küçük sırt çantasına toplarken durup etrafta göz gezdirdi. Cam kapaklı dolabın içinde biraz parşomen ve mürekkep olduğunu gördü. (Y/N) saate baktı. Madam Ping'in gelmesine daha çok vardı.

(Y/N) hızlıca parşomenleri ve mürekkebi alıp divana kuruldu. Hissettiği şeylerin kağıda akıp gitmesine izin verdi. Madam Ping'in kendini anlamasını istiyordu. Gittiği için kırılıp gücenmek yerine gönlünün rahat olmasını istiyordu. Tek sorun kağıda akan tek şey kelimeleri değildi; göz yaşlarını da akıtıyordu. İpek gibi el yazısının üzerine damlayan bir iki yaş kağıttaki mürekkebi de alıp götürmüştü.

(Y/N) ağlıyordu çünkü yine kimsesiz kalacağıdan korkuyordu. Sevgisiz yaşamak bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biridir. İnsanlar nasıl yetiştirilirse ileride çevresine onu saçarmış. (Y/N)'nin gözlerinden bu sözlerin ardından eski bir anı paçası geçti. Sıcak ve mutlu bir anıydı; beyazlar içinde biri onu sarıp sarmalamıştı. Küçüktü (Y/N) anısında.

Daldığı düşüncelerinden kafasını sallayarak kurtulmaya çalıştı (Y/N). Yinede üzülmek yerine mutlu hissetti. Yalnızlık korkusu kaybolmuştu sanki. Ne olursa olsun vazgeçmeyecekti. Mektubuna odaklanıp son satırlarını da yazdı ve dikkatlice katladı eski sararmış kağıdı. Mektubu üzerine birkaç Mint iliştirerek yatağının üstüne koydu. Madam Ping bu çiçeğe bayılırdı. (Y/N) seviyordu aslında. Çok hoş bir rengi vardı ama Glaze Lilly (Y/N) için daha güzeldi. Bir an (Y/N) çıkacağı yolculukta neler bulacağını düşündü. Umutluydu.

(Y/N) açık kahverengi çantasını eline alıp kapıya yöneldi. Ne olur ne olmaz diye kış ceketini aldı. Üstündekiler bahar kıyafetleriydi ve üşüyebilirdi. Ayakkabılarını giyip evden çıkacakken durdu. elini kapı kolundan çekti ve çatı katına çıktı. Kimseye görünmeden çıkacaktı ve evleri çok iyi bir konumdaydı. Çatı girişi, kendisi ile neredeyse aynı yükseklikte bir duvara bakıyordu ve şehir duvarı oraya örülmemişti. (Y/N) dikkatlice çatıyı süsleyen ince ahşabın üstünde yürüyüp uç kısma geldi. bir iki ayarlamadan sonra duvarda gözüne çarpan bir çıkıntıya doğru atladı ve hızlıca tırmandı.

Yere ayak bastığında ardına bakmadan koşmaya başladı. şehirden uzaklaşıp kuzeydoğuya gidecekti. Liyue'ya en yakın ama bildiği tek en uzak yere gidecekti; Wangshu Inn'e. (Y/N), Madam Ping'in ona diktiği pelerini giyip şapkasını kafasına çekti. Böylece onu tanımayacaklardı. Ama (Y/N) izlendiğini nereden bilebilirdi ki?

.
.
.

Güneşin aydınlattığı gök, mavi renkler yerine paletini turuncu ve morlara boyamaya başladığında Madam Ping tüm işlerini bitirmiş olarak eve dönüyordu. Elinde, Xiangling'in pişirdiği ve (Y/N)'nin bayıla bayıla yediği kurabiyelerden vardı. Yaşlı kadın tüm gün onu ihmal ettiğini düşünerek minik bir hediye almak istemişti. Söylene söylene evin kapısına geldiğinde cebinden Silk çiçekleri ile süslü anahtarlığını çıkarttı. (Y/N) bunu yapmayı ilk öğrendiği zaman Madam Ping'in bütün balmumu kolleksiyonunu bozmuştu ama o zaman küçük ve sevimli bir çocuk olduğu için ona kızamamıştı. İncecik şekilli balmumu içine özenle yerleştirilmiş Silk'ler ilk topladığı zamanki gibi capcanlıydı.

Kapı biraz gıcırtı ile açıldığında Madam Ping ayakkabılarını çıkarıp köşeye koydu ve ışıkları kapalı evde ilerlemeye başladı.

"(Y/N)! Uyuyor musun güzel kızım? Sana kurabiye getirdim."

Cevap alamayan Madam Ping sakince evin içinde dolaşmaya başlamıştı. Salona, mutfağa, balkona bakmıştı ama bulamamıştı. En son (Y/N)'nin odasına gelmişti. Kapıyı açtığında içi taze Mint kokusu ile dolan oda onu karşıladı. Yaşlı kadın yatağın üzerindeki çiçekleri görünce istemsizce gülümsemişti. Odada ilerleyip çiçekleri kaldırdı ve altındaki mektubu buldu. Madam Ping iç çekerek mektubu okşadı.

"Bunun bir gün olacağını biliyordum. Yolun açık olsun (Y/N). Ben hep burada olacağım."

Gidişi onu üzmüştü ama cesareti ve istekleri yaşlı kadını sevindiriyordu. (Y/N) çok zeki ve güçlüydü ama hala gözünde onun yanına ilk getirildiği hali canlanıyordu. kocaman (E/C) gözleri, sevimli bir karmaşa olan (H/C) saçları...

"İçindeki şeyleri keşfet (Y/N). Benliğinin farkına var."

.
.
.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Blessing of The Wind / Genshin İmpactHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin