"Hae Rin-ah!" diye bir bağırış daha duyulmuştu, odamızın banyosundan. Gözlerimi hafifçe araladım ve yavaş yavaş yattığım yerde doğruldum. Direkt olarak baktığım tarafta olan banyonun kapısı sertçe açıldı ve içinden Min Seo unni çıktı. Bornoza sarınmıştı, saçı ıslaktı ve elindeki tarağı tehditkar bir şekilde bana doğru sallıyordu. "Hae Rin! Saatin kaç olduğunun farkında mısın? Acilen kalkıp bir şeyler ye! Jina yemek hazırlıyor, ona yardım et." Gözlerimi birkaç kez ovuşturup kafamı onaylarcasına aşağı yukarı salladım. Min Seo unni de tatmin olmuş bir şekilde gülümseyip banyonun kapısını kapattı. Oturduğum yerden ani bir hareketle kalkmamla beraber kafamı ranzanın üst kısmına geçirmem bir olmuştu. "Ah!" acıyla inlemiş ve kafamı tutarak olduğum yerde büzülmüştüm. Banyonun kapısı da bir kez daha açılmıştı. "O ses de neydi?" dedi Min Seo telaşla. "Ben iyiyim, iyiyim. Uyanmak için buna ihtiyacım vardı." dedim onu sakinleştirmek için ama Min Seo unni beklediğimden çok daha rahat bir tepki vermiş, kahkahalara boğulmuştu. "Unni, niye gülüyorsun?" dedim yaşaran gözlerimi ona çevirip. "Sabah sabah yine kendini sakatladın ya, ona gülüyorum. Ama kendine bugün iki kat dikkat etmen lazım. Biliyorsun, bugün çıkış sahnemiz var!" Gözleri parlıyordu. Bugün için kaç yıldır gece gündüz çalışıyorduk, bu halini anlayabiliyordum. Çünkü ben de en az onun kadar heyecanlı ve bir o kadar da mutluydum. Kafamı ovuşturarak odadan çıktım, yurdun büyük banyosuna girip yüzümü yıkadım ve her sabahki cilt rutinimi uyguladım. Oh, iyice uyanmış ve ferahlamıştım. Çıkıp kahvaltıyı hazırlayan Jina'ya yardım ettim. Bir süre sonra herkes sofrada yerini almıştı. Evet, gerçekten mükemmel bir başlangıç yapmıştık güne. Bugün iyi bir şeyler olacaktı, biliyordum. Çıkış şarkımız için çok uğraşmıştık, çünkü çıkış şarkımızı biz yazmak istemiştik. Tanrı'ya şükür yeni kurulan bir şirket olan Solid Entertainment'taydık. Dediğim gibi, yeni kurulan bir şirketti ve ilk çıkış yapacak sanatçı biz olacaktık. Bu yüzden az çok herkesle yakın bir ilişkimiz vardı hatta CEO'yla bile oturup yemek yemişliğimiz var. Ve yine bu sayede bizi yapacağımız müzik ile ilgili çok fazla sınırlandırmıyorlardı, hatta neredeyse hiç sınırlandırmıyorlardı. Her neyse, bütün bunlar bir yana, hazırladığımız şarkının nasıl tepki alacağı çok büyük merak konusu. Umarım bir şeyler başarabiliriz, fighting!
♪♪♪♪♪
"Oh my god! They like me the best!" diye bağırdı, iPadin ekranına bakarken Christie unni.
"Unni!" diye seslendim mutfaktan, "İngilizce konuşunca Min Seo unni'nin sinirlendiğini biliyorsun."
"Okay!"
"Ayrıca masayı toparlamada yardımcı olabilirdin unni!" diye söylendi Jina.
Min Seo mutfağın tam yanında olan kapıdan, ağzında bir diş fırçasıyla ve saçında bir bandanayla çıktı ve gözlerini devirdi. Evet, farkındayım, Min Seo unni banyoda biraz fazla vakit geçiriyor. "Bu kadar cüretkar bir maknae daha yok! Hae Rin sana yardım ediyor ya işte Jin Ah!"
"Ediyor ama neden her zaman biz yapmak zorundayız bu işleri?"
"Başlamayın yine. Her sabah aynı kavga." dedi kendi odasından çıkarken Mi Rae unni. Ah, o dışarı çıktığı gibi ortama elit bir hava yayılıyordu.
"Geri kalanını ben yaparım. Siz oturun Jina ve Rin." dedi nazikçe Jina'nın elindekilerini alırken. Ah, tanrım. Onu her gün görüyorum ama benim için bile çok ulaşılmaz biri. Çıkış yaptığımızda herkes onun için ölecek. Çıkış demişken, Taehyung Oppa da bugün Music Bank'de olacaktır. Onu görünce nasıl davranmalıyım? Bunu bir süredir düşünüyordum. Onu tanımamış gibi yapmak zorundayım, eğer arkadaş gibi davranırsam bu onu rahatsız edebilir ya da zor duruma düşürebilir.
"Rin-Ah! Bütün ilgiyi üzerine çekmişsin! Senden nefret ediyorum." dedi ağlamaklı bir sesle, Min Seo unni. Hepsi bir iPad'in etrafında doluşmuş kendileri hakkında yorumları okuyorlardı. Bunu bizim teaser fotoraflarımız yayınlandığından beri her gün yapıyorlar.
"Tabii ki toplayacak, o bizim en güçlü visualımız!" deyip Min Seo unniye dil çıkardı Jina. Tekrar Christie unni'nin elinde tuttuğu iPad'e dönüp birkaç şeye göz attı. "Hae Rin unnie Daebak! Bu resimde çok iyi çıkmışsın!" diyerek bana baktı.
"Visual olan Min Seo unni, ben değilim Jin Ah." dedim. Bunu Jina'ya 50. söyleyişimdi büyük ihtimalle. "Evet, söyle ona Rin! Anlamıyor bir türlü!" deyip geri dil çıkarttı Jina'ya.
Tam onların oturdukları koltuklarla yemek yediğimiz masanın arasında bir yerlerde dikilip onların bu haline güldüm. Arkamdan bir kıkırdama duyuldu, Mi Rae unni de kendini tutamamış ve gülmüştü. Kıkırdaması bitince "Hazırlanmaya başlayın, Hyun Woon oppa birazdan gelir." dedi içerdekilere seslenerek. Herkes bir ağızdan "Tamaam~" dedikten sonra oturdukları yerden kalkmış ve hazırlanmaya başlamışlardı. Mi Rae unni'nin dediği gibi Jae Hyuk Oppa (Menajerimiz) de yarım saate kalmadan gelmişti.♪♪♪♪♪
Music Bank'ın yapılacağı yere vardığımız gibi sahnede denemeler yapmaya başlamıştık. Çıkış sahnemiz olduğu için daha erken gelip her şeyi iyice kavramamız gerekiyordu. Biraz ara vermiştik ve bu arayı dinlenmek yerine gördüğümüz herkese, önceden aldığımız minik içeceklerden dağıtarak geçirmiştik. Herkesle aramızı iyi tutmak için böyle bir şey düşünmüştük. O sırada tanıdık olmayan bir ses duyuldu. "Wow, ballı yeşil çay! Ben de istiyorum." Arkamı dönüp bunu söyleyen kişinin yüzüne bile bakmadan eğildim ve nazikçe elimdeki şişeyi uzattım. "Teşekkürler..." dedi şişeyi uzattığım kişi, ani hareketimi tuhaf bulmuş bir ses tonuyla. Yüzüme güzel bir gülümseme yerleştirdim ve doğrulup az önce bana teşekkür eden kişiye baktım. "Önemli de..." cümlemi bitiremeyecek şaşırmıştım. Az önce çay verdiğim kişiyi tanıyordum. BTS'ten Jimin... Ve arkasında büyümüş gözlerle bana bakan, en az benim kadar şaşkın olduğunu düşündüğüm Taehyung oppa duruyordu. Yo, bu kadar çabuk değil. Onunla karşılaşmamız bu kadar ani olmamalı. Daha hazır değilim.
Şaşkınlıkla ağzından ismim dökülmüştü.
"Hae Rin-ah..."
Taehyung oppa...----------------
OMG! Acaba nereden tanışıyorlar? *çok şaşırmış emoji*
Bu bölüm kısacık oldu ama diğer bölüm heyecanlı olecek inş!
Yorumlarınızı, votelarınızı esirgemeyiniz pls *ağlayan emoji*Not: Medyaya HERA kızlarının kısa kısa bilgilerini içeren bir resim koydum ifinim. Aklınız karışmasın diye şeyettim. Umarım beğenirsiniz. Ehe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Clarity
FanfictionBeni bulunduğum durumdan kurtardığın için, bana umut olduğun için, bana sevgiyi öğrettiğin için teşekkür ederim Taehyung. Seninle tanışmak başıma gelen en güzel şeydi, her ne kadar başına beladan başka bir şey açmasam da... Y/N: Bana bu ilhamı verdi...