Bölüm 6: Bizim Hakkımızda

79 6 7
                                    

"Taehyung?"

Ben şaşkınlıkla megafonu izlerken içeridekiler. "Ne?" diye bağırıp arkama doluşmuşlardı.
"V sunbaenim?" "Ne-neden burada?" "Rin için gelmiş işte salak!" "Kıskandııım~"
Taehyung utangaçça gülümsediğinde arkamda söylenenleri duyduğunu anladım. Kızlara dönüp "Shh!" yaptıktan sonra megafona konuşmaya devam ettim. "Neden buradasın?" dedim heyecanla. Kim bilir kaç kişi şuan onu takip ediyordu.

"Konuşmamız lazımdı."

"Delirdin mi? Dışarı adımımı attığım anda yüzlerce fotoğrafımızı çekecekler. Hatta buraya gelirken her adımını çekmişlerdir ve eğer bizim yurdumuzun burada olduğunu öğrenirlerse ben-"

"Rin-ah~~ Biraz aşağı gel işte."

Yüzümün tamamen boş bir ifadeye büründüğüne yemin edebilirim. "Sen sarhoş musun?"

"Yoo." dedi biraz üstünü toparlayıp.

Çekingen bakışlarla HERA üyelerine baktım. Hepsi kocaman gülümsüyordu.

"Şey..." dememe kalmadan Min Seo unni sırtıma vurdu iki defa. "Rin'imiz büyüdü~~ Koş in aşağı bakalım!"

"Hemen döneceğim." dedikten sonra kapüşonlu bir mont giyip kapüşonunu kapattım. Montun önünü de kapatıp ellerimi cebime soktum ve aşağı indim. Kapının önünde bekleyen Taehyung beni görünce gülümsedi. Gülümseme Taehyung! Öyle yaparsan sana git diyemem.

Oturacak bir yer bulup oturmuştuk. Etraf zifiri karanlıktı. Etrafı kontrol edip dursam da kimseyi görmüyordum. Belki de takip edilmemişti? Düşüncelerimi anlamış gibi açıklama yaptı Taehyung.

"Rahatla. Kimsenin beni takip etmediğine eminim." dedi sakin bir tonda.

Sakinleşmeye çalışsam da hala endişeliydim. "Öyle diyorsan..." Biraz bekleyip yüzümdeki endişeli ifadenin kaybolmasını sağladım. "Sen yurdun adresini nereden buldun?"

"Bulurum ben." deyip göz kırptı. "Aslında numaranı alacaktım fakat telefonlarınızı toplamışlar..."

Gözlerimde buz gibi bir ifade var. "Taehyung-ah... Sapık mısın? Stalker falan?.."

Sessiz bir kahkaha attı, halbuki ben ciddiydim. "Ani... Sadece konuşmamız gerektiğini düşündüm."

"Ne hakkında?"

"Bizim hakkımızda." İfadesi de pek bir ciddiydi. Benim de yanaklarım hafif kızarmıştı.

"N-n-nasıl yani?"

4 Yıl Önce

Bir kez daha vücudum yerle buluşmuştu. Bu sefer kesinlikle bir tarafımı kırdım. Acıyla inlerken sürünerek CD çalara doğru gittim ve müziği durdurdum. Müziğin durmasıyla sırtımı yere verdim ve nefes alış verişimi düzene sokmayı bekledim. Başım dönüyordu. Bir şeyler yemem lazım... Ama yemeyeceğim.

"Bir yerine bir şey olmadı ya?"

Duyduğum sesle yerimden doğruldum. Ah, beni böyle görmek zorunda mıydı?

"Bir şeyim yok." dedim Taehyung'un gözlerine bakarak. Kızaran yanaklarım için yaptığım dans pratiğini suçlayabilirdim ama aslında utancımdandı. Ayağa kalkıp odanın arka tarafındaki banka doğru ilerledim. Üstünde duran suyumu içip havlumla terimi sildim hafifçe. Taehyung sadece odanın kapısından beni izliyordu.

"Kendini çok zorluyorsun." Banka oturup gülümsedim.

"Yoo. Sadece seni beklerken vakit öldürüyordum." Aslına bakarsanız, Taehyung'la çıkmaya başladığımızdan beri üç gün olmuştu ve ben bu dans derslerini daha çok ciddiye almaya başlamıştım. Çünkü iki gün önce Taehyung'un dansını izlerken, neden bilmiyorum, içim bir hoş olmuştu. Hani o ilham alma duygusu vardır ya, öyleydi sanki. Büyülenmiştim. Bu yüzden artık kendi dersim bittikten sonra boş bir sınıfa geçip dans etmeye devam ediyorum. Fakat maalesef... Gerçekten bu işte çok beceriksizim. İki gündür saatlerce sadece bir koreografiyi çalışıyordum ama henüz yarısına kadar bile gelememiştim. Sinirle dudağımı ısırdım ve kafamı aşağı çevirdim. İstediğim şeyi başaramadığımda bu beni deli ediyordu. Ben bunları düşünürken Taehyung yavaşça bana yaklaştı fakat ben yere doğru baktığım için sadece ayaklarını görebiliyordum. Kafamı kaldırıp bakamadım. O ise yavaşça dizlerinin üzerine çöktü. Doğruca gözlerimin içine bakıyordu. O sanki benim beynimi okumaya çalışıyor gibiydi. Yavaşça elini kaldırıp saçlarımın arasından geçirdi. Bu hareketlere kesinlikle alışık değildim. Hiç aşık olmadım, birine kalbimi açmadım, birinin omzunda ağlamadım, zayıf noktalarımı asla belli etmedim. Ama düşünmeden önce gözlerimi kapamıştım. Saçlarımda süzülen elini alıp hafifçe yanağıma bastırdım. Elini, elimle yanağım arasında tutuyordum, gözlerim kapalıydı. Bu, beni resmen deşarj ediyordu. Bugün cumaydı. Uzun bir hafta olmuştu.

My ClarityHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin