Alarmın sesiyle gözlerimi açtım ve bir süre tavanı izledim. Gördüğüm rüyanın etkisiyle miydi yoksa duyduğum özlemden mi bilemiyorum ama telefonu hemen elime aldım ve whatsapp'a girip Can'a mesaj attım.
Can.. O zamanlar daha 13-14 yaşlarındaydım. Lise sınavı için dershaneye gidiyordum. Dershanedeki en yakın arkadaşım Sena'yla aynı kişiye aşık olmuştuk, Can'a. Tabiki bundan Sena'nın haberi yoktu. Bana heyecanla anlattığında 'bende Can'ı seviyorum' diyemezdim, diyemedim de. Sena'yla Can aynı sınıftaki iki yabancı gibilerdi, bizim aksimize. Biz Canla çok konuşurduk, sınıfta da , mesajlaşarakta. Benim onu sevdiğimi bilip bilmediğini bilmiyordum ama Sena'nın zorlamaları üzerine Sena'nın ondan hoşlandığını mesajlaşırken bir gün Can'a söylemiştim. Karşılığında aldığım "Anı, bunu kendine niye yapıyorsun? Cidden bana arkadaşınımı ayarlayacaksın? Peki sen buna dayanabilecek misin? Bizi yan yana görmeye?" tepkisiyle alt üst olsam da belli etmeden "Neden dayanamayım ki, iki tane sevdiğim arkadaşım birlikte olmak isterlerse ne yapabilirim ki. Hem bak Sena çok iyi bir kız çokta güzel. Neden olmasın ki?"diye yanıt vermiştim. Gözlerimden yaşlar süzülürken. Şu an bile bir yanımın onu sevmesine sebep olacak "Sena'ya söyle olmaz. Ben başkasından hoşlanıyorum. Kim olduğunu sorarsa yakınında bir yerde olduğunu söylersin."cevabını hiç unutmamıştım.Eskileri hatırlarken istemsizce yüzüm gülmüştü. Canla hiç kopmamıştık. Daha doğrusu ben ondan kopamamıştım. 6 yıldır aklımda da kalbimde de sadece o vardı. Bu sürede arkadaşlarımın zoruyla bir kaç kişiyle sevgili olmayı denemiştim fakat çok uzun süremeden ayrılmıştım hepsinden. 6 yıldır Canla ara ara konuşuyorduk. Onu unutabilmem nasıl mümkündü ki?
Whatsapp'a girdim. Ve Can'ın profiline girip mesaj attım.Anı : Günaaaydın. Nasılsın bakalım?
Daha uyanmamıştır diye düşünüp kendimi banyoya attım. Duştan çıkıp hazırlandıktan sonra hala uyuyan ablamı öpüp aceleyle evden çıktım.
Dün dersimi aldığım için bu sabah servise erken gelmiştim. Neyseki sadece 2-3 kişi vardı. Hızlıca yerime oturup kulaklığımı taktım. Bir şarkı açıp kafamı cama yasladım ve gözlerimi kapattım.
20 dakikalık bir servis yolculuğundan sonra sınıfa gelmiştim. Bir önceki gün oturduğum sırama eşyalarımı bırakıp, kantine bir şeyler almaya gittim. Su, kahve ve sandaviç aldıktan sonra geri sınıfa dönüp yerime oturdum. Sandaviç ve kahvemi bitirirken sınıf arkadaşlarım da gelmeye başlamışlardı. Telefomu kaldırıp mesaj gelip gelmediğine baktım. Hiç mesaj yoktu. Kalp kırıklığıyla gözlerimi devirdim ve başımı masaya koyup şarkı dinlemeye devam ettim.Üzerinden ne kadar vakit geçti bilmiyorum ama yanıma birinin oturduğunu hissetmiştim. Kafamı masadan kaldırıp bakmak içimden gelmediği için hiç istifimi bozmadım. Şarkılar ardı arkasına sıralanırken, bir anda sınıfta oluşan hareketlenmeyle kafamı kaldırıp baktım. Hoca gelmişti. Yanımda hala biri oturuyordu yüzümü ona dönünce Mert'in gülümseyen suratını görüp göz devirdim.
"Günaydın, en azından sınıftakilerden biraz daha az nefret edebilir misin benden?" diye sorduğunda gülüp onu taklit ederek " Sınıftakilerden biraz daha az nefret etmiyor olsaydım yanımda oturuyor olmazdın deve" dedim. Şaşırarak baktı ve "Deve?"diye sordu. "Boyunun farkında mısın cidden sen? Resmen benim boy hakkımı da sana vermiş" deyip yukarıyı (Allah'ı) işaret ettim. İlk kez espiri yaptığımı duymanın şokuyla güldü ve "Aaa sen o kadar da yabani değilmişsin ya" dedi.
Hoca derse başlayınca telefonu masanın üzerine Mertle aramıza koyup defterimi çıkardım.
Dersler hızla geçip gidiyordu. Öğle arası olduğunda 1 saatlik boşluğu fırsat bilip kitap okuyabilecektim. Heyecanla elimi çantama attığımda Mert'in sesiyle ona döndüm. "Ee hadi gelmiyor musun?"
"Nereye gelmiyor muyum? Yok hayır gelmiyorum" dediğimde gülüp yanıma geldi, yanıma oturup bana yaklaştı ve gözlerime bakıp "Acıkmadın mı ufaklık?" dedi. Neden bu kadar yakın olduğumuzu anlayamayıp kendimi geri çektim. Normal bir kız bu hareketinden etkilenebilirdi. Bende etkilenebilirdim belki, sonuçta yakışıklı ve derin bakışları olan biriydi ama sadece arkadaş gözüyle baktığım için sanırım, çekici gelememişti o an. "Ufaklık derken? Hem ben gelmiyorum kitap okuyacağım."gözlerini devirip dudaklarını büzdü ve "Yalnız mı yemek yiyeyim Anı? İçin rahat edecek mi gerçekten beni yalnız yollamaya?" bununla başa çıkılamayacağını dün anlamış olmam gerekmiyor muydu? Sinirlendiğini belli ederek ayağa kalktım ve onu önüme doğru ittirerek cafeye doğru yol aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANI
Teen FictionBir kitapta okuduğum "Mutluluk kendini gülümserken bulduğun anlarda saklı." cümlesini kendi yorumumla düzeltip hayat mottom haline getirmiştim aslında. "Mutluluk, biriktirdiğin anılarda saklıdır." Hayatımın her noktasında tek bir isteğim vardı aslın...