PROFESÖR|YİĞİT ALP POYRAZ

1

Merhaabaa öncelikle ben Zeynep beni tanıyıp hikayeye başlamanızı isterim 19 yaşında 2. Sınıf üniversite öğrencisiyim umarım kitabımı beğenerek okursunuz sevgiler saygılar.

Okula geç kaldığım için hızlı hızlı kampüse doğru koşuyordum.

Üniversite olarak Boğaziçi'ni seçmişseniz hayat oldukça zordu.

Çok sıkı olan profesörler ve yapılan sınavlara karşı ayakta durmak ise felaket.

Ben Irmak,19 yaşında üniveriste 2. Sınıf öğrencisiyim ve şu an okula oldukça geç kaldım.

Hızlı hızlı çıktığım merdivenlerden sonra kapıyı iki kere tıklatıp izin almadan kapıyı açtım.

"B-ben çok özür dilerim profe-"

Karşımda ki öğretmen olamazdı değil mi?

"İçeri gel."

Başımı sallayıp amfide beni bekleyen Levla'ın yanına oturdum.

"Nerde kaldın kızım?!"

"Gelmedi ki otobüs,neyse sonra konuşuruz."

O sırada karşımda öğretmen diyemeyeceğim kişi konuşmaya başladı.

"Evet,herkese merhaba öncelikle.Ben Yiğit Alp Poyraz genellikle soyadım olan Poyraz ismini kullanırım.İşletme bölümünden mezun oldum sizin gibi fakat onun üstüne yurt dışında çift dal yapıp size işletme hakkında bilgiler öğreteceğim."

Arkadan Yelda'nın sesiyle hocanın konuşması bölündü.

"Kaç yaşındasınız profesör?"

"26."

Vay be gençmiş.

"Bende Boğaziçi mezunuyum ve hatta az önce dersime geç kalan sarışın kızın oturduğu yerde oturuyordum.Adın ne?"

"Irmak."

"Kendini tanıt."

"Adım Irmak,19 yaşındayım."

"Teşekkürler Irmak.Ve şimdi Irmak'ın yanında ki kız sen kendini tanıt."

Böyle böyle derken herkes kendini tanıtmıştı.

"Evet dersimize ara verelim yarım saat sonra tekrar burdayız."

O eşyalarını çantasına doldururken bende amfimden kalkmış kafeteryaya gitmek için sınıftan çıkıyordum ki yere düşen kağıt sesleriyle arkamı döndüm.

"Hay sikiyim bir bu eksikti."

Dudağımı dişleyip güldüm .

"Bu sana komik mi geldi Irmak?."

"Hayır profesör sadece daha önce hiç bir eğitmenimin küfür ettiğini duymamıştım açıkçası daha samimi geldi...neyse ben size yardım edeyim."

Hemen yere eğilip kağıtları topladım.

"Buyrun efendim."

Ben yerde ona kağıtları uzatırken onun ayakta olması...

Çok hoş bir pozisyon olmamıştı.

Hemen ayağa kalkıp kağıtları ona uzattım.

"Irmak ellerim çok dolu acaba odama kadar kağıtları getirmeme yardımcı olabilir misin?"

"Tabii."

O önden ben arkadan gidiyorduk.

Odasına geldiğimde kağıtları nereye koyacağımı bilmediğimden

"Efendim bunları nereye koyayım?"

Arkası dönük eşyaları yerleştirirken masanın üstünü işaret etti.

Arkası dönükken temas etmeden kağıtları düzenleyip koymak için önüne geçtim.

İşi bitip önüne dönünce kalçam istemeden de olsa ona sürtünmüştü.

Hemen kendimi ileri doğru çekip yanından çıktım.

"Şey...efendim ben gidebilir miyim izniniz varsa."

"Tabii buyur."

Kıpkırmızı bir şekilde odasından çıktığımda kadınlığımdaki sızının neden olduğunu sorguladım.