Tuvalete girip elimi yüzümü yıkadım.
Kendime iki tane tokat atıp derin derin nefesler aldım.
Çantamdan çıkardığım rujumla makyajımı tazeliyip kafeteryaya indim.
"Levla bana da cay alır mısın?"
"Alırım hemen."
Levla çay almaya giderken kalan 20 dakikalık süreyi ders notlarına bakarak geçirmek istedim.
Bu örnek sorular gerçekten acayip zordu
Saclarımla oynarken soru sanki çözülmek istemiyordu.
Oflayıp kağıdı önümden ittim.
"Çaylarınız efendim."
"Teşekkürler canım."
O sırada Poyraz hoca yanımızdan geçti
"Hadi gençler ders başlamak üzere sınıfa çıkın."
Başımı sallayıp,yerimden kalktım.
Önümüzdeki kızların konuşmasına kulak misafiri olmuştum,asla dinlememiştim.
"Çok yakışıklı adam ya,nasıl öğretmen olabilir aklım almıyor."
Yanlarından hızlıca geçip Levla'nın yanına oturdum.
"Evet,arkadaşlar bugün ders işlemeyi düşünmüyorum size kağıtlar vereceğim bu kağıtlara benim hakkımda ki düşünceleri yazarsanız sevinirim.Öğrencilerimin görüşü benim için önemlidir."
Neyiz biz ilkokul çocuğu mu?
Önüme gelen kağıtla başımı kaldırıp gözlerine baktım.
Güzel kıvırcık saçları ve keskin bir çenesi vardı.
"Ad,soyad yazmanızı istemiyorum."
Kağıda sadece Akademik açıdan deneyimli bir öğretmen olduğunu doğruyu abartmadan yazıp elimi kaldırdım.
"Irmak?"
"Verebilir miyim?"
"Tabii masanın üstüne koy."
Çantamı topladıktan sonra kağıdı masaya koyup önünden geçtim.
Herkes dışarı çıktığında dersin bittiğini anlamıştım.
Dışarı Levla ile çıkıp otobüs durağına doğru yürümeye başladık.
"Gençler sizi ben bırakayım mı?"
Poyraz hocanın sesiyle kafamı önümde duran arabaya cevirdim.
Levla:
"Hocam benim otobüsüm geldi ama Irmak'ın ki daha geç gelir ben gideyim."
"Irmak hadi bin."
Levlaya kaş göz yapıp arabaya doğru adımladım.
Öğretmenimle aramda herhangi bir sorun çıksın istemiyordum.
"Çok teşekkür ederim , size zahmet vermek istemezdim."
"Rica ederim."
Sıcakladığım için ceketimi çıkardım.
"İstersen klimayı açabilirim."
"Gerek yok saolun."
"Şu benzinlikten biraz yakıt dolduralım."
"Bende hemen bir lavobaya gitsem sizin için sorun olur mu?"
"Hayır buyur lütfen."
O yakıt doldururken bende lavobada hafifçe yüzüme su çarpmış ve sarı renkte olan açık saçlarımı toplamıştım.
Lavabodan çıkarken çantamdan suyumu çıkartıyordum.
Bir bedene çarpmamla hafif sendeledim.
"Pardon Irmak bende seni arıyordum arabanın lastiğiyle ilgili bir problem oldu da istersen bir kahve içelim o olana kadar."
"Olur ."
Önünden ilerlerken elbisemi aşağı doğru çektirdim.
Gelen rüzgarla saçlarım uçuşmuştu.
"Saçların,çok güzel kokuyor."
Hazırlıksız yakalandığım bu iltifatla yanaklarım kızarmıştı.
"Teşekkür ederim."
"Sen her şeye böyle kızarıyor musun ?"
"Nasıl?"
"Bugün benim odamda da kızarmıştın da ondan dedim."
Gülerek söylediği bu şeyle kızarmam iyice artmıştı.
"Cevabımı aldım gibi gözüküyor."
Dudaklarımı ısırıp önüme döndüm.
Elini omzumda hissetmemle vücudum yavaşça titredi.
Poyraz'dan:
Onu ilk kez görmüyordum.
Bugün yanlışlıkla bana sürtündüğünde bile kendimi o kadar zor tutmuştum ki.
Omzuna elimi koyduğumda narin bedenin titremesiyle sırıtmaya başladım
Irmak'dan devam:
Omzuma koyduğu eli yavaşça belime gitti.
Bizi gören biri onun öğretmenim olduğunu zannetmezdi.
Kafasıyla gösterdiği yere doğru baktım.
"Gel oturalım biraz."
Sandalyemi çekip oturmam için yardım etti.
"Ne içersin?"
"Kahve."
Garson gelince siparişi vermişti.
"Bize iki tane kahve."
Garsonun gitmesiyle sorular sormaya başlamıştı.
"Niye işletme?"
"Aslında puanım tıp bölümüne tutuyordu fakat annem istemedi."
"Anladım...Niye?"
"Daha temiz bir iş yapmamı istiyordu sanırım.O yüzden.Peki siz niye işletme okudunuz?"
"Aynı sebeplerden diyelim,normal hayatımda daha renkli biri olduğum kesin."
Dediği şeyle hafifçe kıkırdadım.
"Profesör olmak için gençsiniz."
"Benimle lütfen sizli bizli konuşma zaten içim daraldı bugün,yaşlı hissediyorum kendimi ."
"Pekala."
Garsonun önümüze kahveleri koymasıyla sohbetimiz bir anlık kesildi.
"Sınıf birincisiymişsin."
"Nerden duydunuz yani duydun?"
"Notlara baktım."
"Ha."
Biz böyle sohbet ederken kahvelerimiz bitmişti.
"Hadi gel araba olmuştur."
Yavaşça yerimden kalkıp yürüdüm .
Arabaya bindiğimizde kemerimi takmaya çalıştım.
"İzin ver yardım edeyim."
Kafamı salladım.
Kemerimi taktıktan sonra çekilirken gözlerim dudaklarına kaymıştı.
Sertçe yutkunduktan sonra kafamı eğdim.
Boğazını temizleyip kendi kemerini taktıktan sonra yola başladık.
Evimin önüne geldiğimizde o da arabadan indi.
"Senin inmene gerek yoktu."
Yavaşça gülüp benimle beraber yürümeye başladı.
"Irmak sanırım aynı binada oturuyoruz."
"Hı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PROFESÖR|YİĞİT ALP POYRAZ
FanfictionO gün derse geç kalmıştım. Bu kötüydü. O geç kalınmasını hiç sevmezdi. Ve ben ona sadece derste değil her manada geç kalmıştım. | +18 BÖLÜMLER VARDIR |