Soğuk. Başı rastgele bir banka yaslı, beli ve kalçası soğuk betona değerken hissedebildiği tek şey buydu Yoongi'nin. Dişlerinin arasından bir küfür savurup doğrulmaya çalıştı. Saatlerce o halde kalmış gibi her kemiği, her eklemi kaskatı kesilmişti. Gözlerini kamaştıran ışığa karşı ayağa kalkıp siyah deri ceketinin üstündeki tozları silkeledikten sonra cebinden telefonunu çıkardı. 07:48. Dersi saat 9 da başlıyordu, ve olduğu yerin evine yarım saat uzaklıkta olduğunu biliyordu. Çünkü hep buraya geliyordu. Evine doğru bildiği yolu yürürken her adımını nefretle atıyordu Yoongi, emindi gece dairesinin kapısını kilitleyip pijamalarıyla yatağında yatıyordu. Haftada en az üç kez onu giyindirip kuşandırıp bu siktiğimin parkına getiren neydi anlamıyordu.
Eve vardığında artık cebinde olmasına alıştığı anahtarı deliğe sokup havasız kokan daireye girdi. Zaten üşümüştü duş falan almayacaktı. Ellerini ve yüzünü yıkayıp gardıroptan beyaz bir gömlek çıkardı. Gömlek giymekten nefret ederdi ama bilirsiniz, okul kuralları. İnsanlara laf anlatamayacak kadar tahammülsüz olduğundan kimseyle zıtlaşmak istemiyordu. Siyah pantolonunu ve koklayıp temiz olduğuna kanaat getirdiği çoraplarını giydikten sonra aynaya baktı. Darmadağınık siyah saçlarını elleriyle şöyle bir düzeltti. Bakışları hafifçe kulağının arkasındaki siyah, ince sembole ilişti. Nefret ediyordu. Nerden geldiğini bilmediği o şeyden nefret ediyordu. Hayatında neden ve nasıl olduğu belirsiz, kontrol edemediği anormalliklerden bıkmıştı artık. Normal bir hayatı olması için her şeyini verebilirdi. Sinirlendiğinde camları çatlatmaktan, sabahları neden gittiğini bilmediği bir parkta uyanıp durmaktan, heyecanlandığında bir şeyleri uçurmaktan, hatırlayamadığı geçmişinden, hiç tanımadığı ebeveynlerinden, bu dünyada kendini bildi bileli hep bir başına olmaktan, nereden geldiğini ve nereye gittiğini bilmediği lanet hayatından bıkıp usanmıştı. Olan biteni birilerinin öğrenmesinden hep korkmuştu. İnsanların onun kaçık bir ucube olduğunu öğrenmesine izin veremezdi.
Ama bunları düşünmeye vakti olmadığından, aynadan uzaklaşıp içinde ne olduğunu pek de önemsemediği sırt çantasını omzuna attı ve evden çıktı. Hızlı adımlarla okulun yolunu tuttuğu sırada cebinden bir dal sigara çıkarıp yaktı. Bu şeyi içmemesi gerektiğini biliyordu. Hem zar zor kazandığı parasını da sigara sömürüyordu zaten. Yine de mecbur hissediyordu kendini çünkü düşünmekten uzaklaştırıyordu onu, hayatını sorgulamaktan uzak tutuyordu. Okula yaklaştığını görünce sonuna geldiği sigara izmaritini yere atıp siyah botunun ucuyla ezdi. Cebinden telefonunu çıkardı, 09:13 . Umursamaz tavırla üçüncü kat koridorundaki sınıfını buldu. Kapıyı şöyle bir tıklatıp cevabı beklemeden içeri daldı.
"Yine geç kaldınız Bay Min, yerinize geçebilirsiniz." dedi kadın gözlüklerinin ardından. Yoongi o daha cümlesini tamamlamadan kendini en yakın arkadaşının yanına atmıştı zaten.
"Oğlum neredesin sen? Aradığımda telefonun kapalıydı. Bir gün zamanında gelsen dişimi kıracağım." dedi uzun boylu çocuk koyu kahve saçlarının arasından arkadaşına bakarak. Bir yandan da geçirmeyeceğini bilse de defterine yazdıklarını göstermeye çalışıyordu.
"Beton yerine sıcak yatağımda uyandığım zaman deneyeceğim Taehyung." çantasından kalem çıkarmaya çalışırken fısıldadı yanındakine. Başına gelenleri bir tek Taehyung'a anlatabiliyordu. Kendini bir tek ona yakın hissediyordu. Arkadaşı her ne kadar şapşal da olsa birbirlerini yargılamıyorlardı, anlıyorlardı. Tae de Yoongi'ye benziyordu, ailesini o da hatırlamıyordu, kimsesi yoktu bildiği. Yine de bunun hakkında pek konuşmazlardı. Sanki sustuklarında hayatları daha normal ve anlaşılır hale gelecekmiş gibi hissediyorlardı ikisi de.
Ders esnasında Yoongi'nin karnının sessizliğin ortasında kükremesinden sonra teneffüs olduğunda doğruca kantine yollandılar.
"Ah Min Yoongi, kıskanıyorum seni. Çok eğlenceli bir hayatın var." dedi Taehyung gülerek. Yapacak bir şeyi olmadığından arkadaşını kızdırarak eğlenmeye karar vermişti. Yoongi ise ona uzatılan sandviçlerden birini alırken ona sinirli bir bakış attı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Royal | Sope
Fanfic'Sen buraya ait değilsin Yoongi. Senin dünyan çok farklı. Hayatın, varlığın tahmin ettiğinden de değerli. Sadece içindeki gücü nasıl kontrol edeceğini bilmiyorsun. Ben de bunu öğretmek için buradayım' Sope / Vmin