1.Bölüm=Mesaj

83 10 0
                                    

Yeni bir hikayem ile karşınızdayım. Bölümü okuyanlar oy versin.

BENİ BENİMLE BIRAK
Başlama tarihinizi yazın.

İYİ OKUMALAR....

1.Bölüm=Mesaj

Her şey bittiğinde eski hayatımı siyaha boyayıp üstüne beyaz kalemle ‘Yeni Bir Hayat ’ yazacaktım.

07.05.2017
Gözlerimi normal bir güne açtım. Yatağımdan kalkmak istemesem de okul vardı. Yatakta oturur pozisyona geldim. Komodinin üzerinden telefonumu alıp mesaj olup olmadığına baktım. İki mesaj gözüküyordu. Biri okul müdüründen diğeri bilinmeyen numaradan. Okul müdürünün attığı mesajı açtım. Sabah sabah ne atmış olabilir ki. Mesajı okumaya başladım.
‘Sevgili 11/B sınıfından Ada Derin Altan; Önümüzdeki senenin önemli bir yıl olduğu için o senenin projesi için 1 aylık bir gezi düzenledik. Katılım şart. Yarın saat 19.00 da okul önünde bulun. Bugün okulumuz kapalı. İyi günler.’
Telefona boş boş bakarken odama annem girdi.
“Uyandın mı kızım?”
“Uyandım anne. Ama bugün okul yok. Ve yarın bir aylık bir gezi düzenlenmiş. Gitmek istemiyorum. Projeden zayıf alsam ne olur ki?”
“Gideceksin bir tanem. Hadi hazırlanmaya başla.”
Oflayarak yataktan kalktım. O sırada annem odadan çıkmıştı. Odamdan çıkıp lavaboya gidecek iken aklıma bilinmeyen kişinin mesajı geldi. Odama tekrar dönüp mesaja baktım.
‘Savaş başlasın.
Kum saatini çevirdim.
Tek tek akıyor Kum taneleri.
Ama seni bitirmem için gereken süre.
Çok az...
Kimseye güvenme.
Mesela annene ve babana...
Çok yakında senin karşısına çıkacağım.
Hoş çakal Ada Derin...’
Mesajı anlamayıp tekrar okurken beynim bir türlü algılayamıyordu. Anneme ve babama neden güvenmeyecektim ki? Aklımdaki bir sürü soruyu kenara atıp odamdan çıktım. Odamın yanındaki lavaboya girip işlerimi hallettim. Lavabodan çıkıp mutfağa gittim. Annem kahvaltı hazırlıyordu.
“Günaydın anne. Babam nerede?”
“Günaydın kızım. Toplantısı varmış erkenden gitti.”
Kahvaltı masasına oturup atıştırmaya başladım.
“Ne yapacaksın bugün?”
“Gizem ile buluşuruz büyük ihtimal.”
Kahvaltımı yapıp odama gittim. Gizem ilkokul arkadaşımdı. Ama hala aynı okula gidiyorduk. Telefonumu eline alıp Gizeme mesaj yazdım.
‘Bugün okul yok. Dışarı çıkalım mı?”
Telefonumu komodinin üzerine koyup yatağımı topladım. Aklıma bilinmeyenin mesajı geldiğinde düşünmeye başladım. Ya biri oyun derdindeydi. Ya da gerçekten bir şeyler vardı. İlk seçenek daha doğru gibiydi. Ama gerçekten benden saklanılan bir şey de olabilirdi. Bildirim sesi geldiğinde düşüncelerimi kenara atıp telefonu elime aldım. Gizem mesajıma yanıt vermişti.
‘Olabilir kanka. Saat 11.30 da çıksak olur mu? Kardeşimi okula bırakacağım.’
‘Tamam.’ Yazıp gönderdim. Telefonu aynı yerine koyup dolabına yöneldim. Ama tam o sırada bildirim sesi gelmişti. Gizem yazmıştır diye telefonumu tekrar elime aldım. Ekranı açtığımda şokla mesaja bakmaya başlamıştım.
‘Bilinmeyen numaradan 1 mesajınız var.’
Mesajı içimdeki kötü hisle açtım. Mesajı açıp okumaya başladım.
‘İnanmıyorsan bana annene sor bakalım. 14.04.1999 da ne yaşandığını.’
Hızla odamdan çıkıp mutfağa gittim. Annem bulaşıkları makineye diziyordu.
“Anne 14.04.1999 da ne oldu?”
Annemin bakışları beni bulduğunda yüzünde tarifsiz bir korku vardı. Bilinmeyen doğru söylüyordu galiba. Çünkü anneme ne sorsam bana bakmadan cevap verirdi. Ama bu sefer cevap vermeyi bırak elindeki tabağı bile yere düşürmüştü. Bakışları arkama kaydığında arkamı döndüm. Dayım gelmişti. Onun da yüzünde tarifsiz bir korku gördüğümde anlamıştım artık. O tarih normal bir tarih değildi. Benim doğum günümde yani doğduğum yıl bir şey yaşanmıştı. Ama ne yaşandığını bilmiyordum. Dayım kolumdan tutup beni odama götürdü. Beni yatağıma oturtup önümde eğildi.
“Sen o günü neden sordun bakalım?”
“Şey...” Aklıma annemin günlüğü geldiğinde ufacık yalan söylesem bir şey olmaz diye düşündüm. “Annemin günlüğünde o tarih vardı. Hüzünlü bir şeyler yazıyordu. Bende merak edip sordum.”
“Peki. O gün sen doğduğun gün yani baban babasını kaybetmişti. Annen dedeni çok severdi. O gün hem dünyaya ay yüzlü, dünya güzeli bir kız doğmuştu. Ama biri de ölmüştü. Annen bunun için o günü hüzünle anlatır.”
Dedem hiç görmediğim dedem... Bana onun hakkında bir şeyler söylemezlerdi. Peki, neden bilinmeyen numara bunu önemsemişti? Bilsem ne olacaktı bilmesem ne olacaktı. Dayım anlıma öpücük bırakıp odamdan çıktı. Bildirim sesi geldiğinde elimdeki telefona baktım. Bilinmeyen yine mesaj yazmıştı.
‘Onların dediğine inanmamışsındır umarım. Çünkü anlattıkları hiçbir şey doğru değil. Çünkü deden yaşıyor. Ve onları o gün yaşanan olaydan dolayı evlatlıktan reddetti.”
Mesajı yutkunarak tekrar okuduğumda başımın döndüğünü hissetmiştim. Dayım neden bana yalan söylemişti. Ayağa kalkıp hazırlanmaya başladım. Gizemi bekletmek istemezdim. Siyah pantolon giyip üstüme siyah tişört giydim. Lensimi takıp saate baktım. 11.00’di. Saçlarımı da tarayıp, telefonumu da cebime koyup odamdan çıktım. Kafam allak bullak iken dış kapını oraya gidip siyah ayakkabılarımı giydim. Annem ile dayım mutfakta sessizce konuşuyorlardı. Kapıyı açıp çıktım. Asansöre binmeyi sevmediğim için merdivenlerden inmeye başladım. Zaten 3.katta oturuyorduk. Apartmandan çıktığımda derin bir nefes aldım. Gizemle her zaman buluştuğumuz parka doğru ilerlemeye başladım. Her adımım da dayımın söyledikleri ve mesajda ki yazılar geliyordu. Hangisine inanacağımı şaşırmıştım. Parka vardığımda Gizem boş banklardan birinde oturduğunu gördüm. Yavaş adımlarla yanına gidip oturdum.
“Ada yüzün niye solgun bir şey mi oldu?”
“Olmadı bir şey sadece biraz canım sıkkın.”
“Peki. Nereye gidelim?”
“Fark etmez.”
Ayağa kalkıp parktan çıktık. Buraya yakın alışveriş merkezine doğru ilerlemeye başladık. Gizeme anlatmak isterdim ama hiçbir şey kesin olmadığı için anlatamazdım. Telefonumdan bildirim sesi geldiğinde Gizem bana bakmıştı.
“Önemli bir şey değildir.” Dedim telefonumu çıkarıp mesaja bakarken. Mesaj yine bilinmeyendendi.
‘Aferin. Yanındaki arkadaşına hiçbir şey söylemedin. Ve sakın söyleme.’
Bu kişi benim konuştuklarımı nereden biliyordu. Artık cidden korkmaya başlamıştım. Acep üstümde dinleyici falan mı vardı? Bir mesaj daha geldiğinde ilk Gizeme baktım. Önden gidiyordu. Kafamı eğip mesaja baktım.
‘Gizeme güvenme. Biliyorum ilkokul arkadaşın. Ama şunu da bil. O kız seni kullanıyor. Bir hafta önce yaşanan olayda onun da parmağı var. Benden sana tavsiye şuan yanında bulunan herkese güvenme. Bana güvenebilirsin. Çünkü seni herkesten daha iyi tanıyorum.’
Olduğum yerde durmuştum. Gizem böyle bir şeyi nasıl yapardı? Aklıma bir hafta önce yaşanan olay gelmişti.
Bir hafta önce;
Bazen insan yanlış kişilere güvenebilirdi. Aynı şuan benim yaşadığım gibi. Karşımda Gizem ve Sanemin benim hakkımda kavgalarına şahit olmuştum. Daha doğrusu Gizem, Sanemi uyarıyordu. Beni fark etmedikleri için sesimi çıkarmadan onları dinlemeye başladım.
“Sanem sen nasıl böyle bir şey yaparsın hala aklım almıyor. Kardeşimizdi o bizim. Nasıl onun arkasından oyun çevirirsin.”
“Gizem senin de kardeşin var. Kardeşin ile seni tehdit etseler sende yapardın aynısını.”
“Asla yapmazdım. İkisini de korurdum. Peki sen ne yaptın? Kardeşimizi bir erkeğe yem ettin. Bravo sana.” Dedi alkış yaparken. Zihnimde Gizemin söyledikleri yankılanıyordu. Beni bir erkeğe yem mi etmişti. Tam yanlarına doğru ilerleyecek iken ağzımı bir el kapattı. Elin verdiği izinle çığlık atmaya çalıştım. Sesim boğuk çıkıyordu. Gizem ve Sanem bize doğru baktığında ikisinin yüzünde de korku vardı. Yan tarafımda siyah bir karaltı gördüğümde oraya baktım. Silahtı. Onlara silah tutuyordu.
“Eğer biriniz peşimizden gelirse o zaman ikinizi de öldürürüm.” Dedi arkamda ki kişi. Beni geriye doğru yürütürken zorla ilerliyordum. Arkamda ki elini çektiğinde çığlık atacak iken diğer eliyle kapattı. Silahı ne zaman indirmişti? Görüş alanıma bez girdiğinde nefesimi tuttum. Madem benle oyun oynuyorlar bende oynarım. Bezi burnuma bastırdığında nefes alıyor gibi yapıp kendimi kollarına bıraktım. Beni kucağına alıp arabaya bindirdi. Gözüm kapalı kaç dakika geçti bilmiyorum ama fren sesi geldiğinde gözlerimi açmadan beklemeye başladım. En sonunda kapı açıldı. Yanımdaki şahıs aşağı indi. Birkaç dakika sonra yan tarafındaki kapı açıldı. Beni yine kucağına alıp nereye gittiğimizi bilmediğim bir yere doğru ilerlemeye başladı. Şuan içimdeki ses birden bağır falan diyordu. Ama bu beni taşıyan şahıs salak değil ise kimsenin benim sesimi duyamayacağımız bir yere getirmişte olabilir. Yüzüme vuran aydınlık birden karanlığa dönüştüğünde kapalı bir yere girdiğimizi anlamıştım. Beni bir yere oturduğunda adım sesleri geldi. Gözlerimi kısık açıp etrafa baktım. Depo gibi bir yerdeydik. Beni kaçıran şahıs masa gibi bir yerde eline ip alıyordu. Bana doğru döndüğü zaman gözlerimi kapattım. Adım seslerinden sonra ellerimi alıp arkamda bağladı. Sıkılmıştım şimdiden. Yanımdan geçip gittiğini hissettiğimde kapı sesi geldi. Sonra kilit sesi... Gözlerimi açıp etrafa baktım. Bu adam harbi salaktı. Etrafa boş gözlerle bakarken bir ses geldi. Hayatımda en çok güvendiğim ve güveneceğim kişinin sesi... Gizemdi. Ama o adamla çok yakın bir arkadaş gibi konuşuyordu. Beni sırtımdan vuracağını zannetmemiştim. Onları dinlemeye başladım.
“Mert sana güvenerek yardım ettim. Ama ben yapamayacağım. Sanem ve benim yüzümden ona zarar gelmesini istemem. Ne istiyorsan bana yap. Ama ona dokunma.”
“Sanemle bir anlaşma yaptım. Ve o anlaşmada senin de imzan var.”
“O imzayı ben atmadım. Günlüğümde ki imzayı oraya geçirmiş. Ben imzalamadım.”
Onları şokla dinlerken kapı açıldı. Gözlerimi kapattım.
“Madem öyle seni de bunun yanına bağlayalım. Sonra sizi bırakırım. Ama bir hafta sonra senin ve Sanemin canı çok yanacak.” Dedi Mert. Sandalye çekme sesi geldi. Yan tarafımda sesler geldiğinde yeni uyanıyormuş gibi yapıp gözlerimi açtım.
“Neredeyim ben?” Dedim.
“Sizi kimsenin bulamayacağı bir yerde.” Dedi Mert. Gizemin burada olduğunu bilmiyormuş gibi şokla yanıma baktım.
“Gizem...”
“Ada...”
“Şimdi sizi bırakıp bırakmayacağım bir konuşmaya bağlı. Ben konuşmayı yapana kadar uslu durun.” Dedi. Kapıyı açıp çıktığında Gizeme baktım.
“Bu adam kim?”
“Bilmiyorum. Ada ben çok korkuyorum.” Şimdi sana bir sövmek lazımdı. Ama yine sövmeyeceğim. Acaba Sanem yüzünden Gizem zorla yardım ediyorsa? Kapı açıldığında içeri Mert girdi. Bir şey söylemeden ellerimizi açtı.
“Gidin bakalım.” Çok güzel oynuyorsunuz ama ben yemem. Bu işin içinde bir şey vardı. Ve ben bunu çözecektim.

BENİ BENİMLE BIRAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin