ÖYLE BİR HAYAT Kİ BU...

54 5 2
                                    

-Lütfen bırakma beni.

Gözlerimden sicim gibi yaşlar akarken içimde kocaman bir çığlık yükseliyordu. Arkasına bile bakmadan giden anneme son bir kez yalvardım.

- Anneeee. Bırakma.

Gitti. Beni , daha sadece dört yaşında olan öz kızını , bırakıp gitti. İçimdeki korku sessiz bir çığlık gibi yükseliyordu. İçimde fırtınalar kopuyordu ama bu dışa yansımıyordu. Bağırmak çığlık çığlığa yalvarmak istiyordum. Ama sadece sessiz gözyaşlarımı serbest bırakabiliyordum.

Hayatımdaki ilk bosluk buydu belkide;bir türlü anlam veremedigim. Hayatın bu denli acımasız oldugunu daha o yaşlarda pek anlayamasam da ruhumun ve kalbimin en derinliklerinde hissetmistim.

Neyse ki uyanmıştım. Bu da sıradan kabuslarımdan biriydi işte. Neredeyse her gece hayatım gözlerimin önünden film şeridi gibi geçiyordu. Ama ölmüyordum!

Titreyerek yataktan kalktım. Odanın içi yarı karanlıktı. Antidepresanlar başımı öyle ağrıtıyordu ki bazen dengemi kaybedip düşeceğimden korkuyordum. Korktuğum başıma gelmişti. Bir yandan kesik kesik nefes alıyor,diger yandan da kalkmak için çabalıyordum.Bir an önce elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmek istiyordum ve kana kana su içmek. Sonunda zor da olsa kalkabildim. Biraz su içtikten sonra aynanın karşısına geçtim. Hala gün aydınlanmamıştı. Saçlarım dağınıktı gözlerim hem kızarmış hem de şişmişti. Perişan bir haldeydim. Sabah olsun istemiyordum,kimse benimle ilgilensin konuşsun istemiyordum. Zaten hiçbir şey umrumda değildi hem de hiçbir şey!

Yere çöktüm ve dolaba hafif yaslanarak göz kapaklarımın yeniden ağırlaştığını hissediyordum. Uyumaktan da korkar olmuştum. Ama yine de derin bir uykunun beni bekledigini kabullenmistim.

Perdeler Ardındaki SesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin