GÜNAYDIN ELİESHA...

51 5 4
                                    

   Günaydın mı dalga mı geçiyorsunuz benimle? Benim gibi birinin gündüzü gecesi bile olmaz,hele ortalıkta neşeyle dolaşacak halleri hiç!

     Günaydın demişti Daniel -yeni ailemin şımarık ve biricik oğlu,benden bir yaş küçük- "Günaydın". Sadece başımı sallayarak cevap verebildim. Çünkü çok uzun zamandır sadece kendimle konuşuyordum. İnsanlarla konusmak bana anlamsız bi rahatsızlık veriyordu. İnsanların gözlerinin içine bile bakamıyordum. 

-Neden sürekli gözlerini kaçırıyorsun. Geçmişi unutmanın zamanı gelmedi mi?

  Geçmişi unutmanın zamanı mı olur gerzek!

-Bilmiyorum. Belki de gelmiştir. Ama normal bir insan gibi yaşamanın zamanı sanırım hiç gelmeyecek Daniel. Beni anlıyor gibi durmasan da desteğin için sağol.

  Birkaç dakika bana baktı,biraz acıma duygusu,biraz da sevgiyle sanırım. Neredeyse bu dünyada beni sevdigine inandığım tek kişi oydu. Evet tek kişi. Ama insan sevildigine hicbir zaman emin olamaz. Ah Eliesha!

   Daniel kahvaltının hazır olduğunu ve annesinin bu durumuma çok üzüldüğünü falan zırvalayıp çıktı. Bu ilaçlar benim iştahımı engelliyordu ve sanki körkütük sarhoşmuşum gibi de neredeyse her yerde uyuyakalmama sebep oluyordu. Bir lokma bir şey bile yiyesim yoktu. Hatta midemin bos olduğunu öylesine hissediyordum ki.

    Hemen kahvaltı için aşagıya indim. Angel'ın -yeni annemin-  düşünceli bir şekilde oturduğunu gördüm. Benim geldiğimi görünce hemen ayağa kalktı sarıldı ve öptü. Gerçek annemden göremediğim şefkati başka bir kadında bulmuştum. Gerçekten çok iyi kalpli bir kadındı. Beni de yetimhaneden ölen kızı yerine almıştı. İşin tuhafı beni ölen kızına çok benzetmesiydi. Bana anlamsız gelse de onun için çok çok önemli bir hadiseydi bu.

   Hiç kahvaltı etmek istemiyordum ama yine de oturdum masaya. Aynen bir yabancı gibi. Aynen bir yabancı! Aslında altı yıldır bu ailede yer alıyor olsam da öyle kolay olmuyor du benimsemek. Daniel da birkaç dakika sonra geldi ve büyük bir iştahla kahvaltısını yapıp okul için evden çıktı. Ben de okula gidecektim, hem de hemen yarın. Hiç istemiyordum ama Angel kaydımı çoktan yaptırtmıştı. Günlerim uyumak ve düşünmekle geçerken okulda çok canım sıkılacaktı buna neredeyse emindim.

   

    Angel da çok düşünceli görünüyordu. Sebebini tahmin edebilsem de sorup onu üzmemek için hicbir şey sormadım. Daha birkaç gün önce Edward ile kavga etmişlerdi ve Edward evi terk etmişti. Hatta artık eve bile uğramaz olmuştu. Angel aldatıldığından şüpheleniyordu. Bu yüzden sürekli ağlıyordu. Edward'a çok kızmıştım. Zaten gercek babamın şefkatini bile tadamamışken, öz annemden daha yakın bulduğum bu kadını üzmesini görmek beni daha da mahvediyordu. 

    Odama çıkıp biraz kafa dinlemek istiyordum. Yeniden sabah olana kadar ne odamdan çıkmayı, ne de komseyle konusmayı istiyordum.

Perdeler Ardındaki SesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin