Bölüm 2- Kabus

295 18 2
                                    

Önceki bölümden:

"Hiçbir şey bilmiyorsun, Kırmızı." dedi Kurt gülmeyi bitirdikten sonra.

"Benim bir adım var."

"Benim de." dedikten sonra biraz daha güldü Kurt.

Aslında dalga geçiyordu ama kız Kurt'un başka bir adı olduğunu daha önce hiç duymamıştı. Bu yüzden bu komik olmayan espriye gülemedi.

"Gerçekten mi?" diye sordu kız.

"Öğreneceksin, Kırmızı. " dedi ve arkasını döndü Kurt. Başka bir konuşma geçmedi.

Kiz kasabaya geri dondu.

-----------------------------

NOT: Evet arkadaşlar. Beni aylardır bekleyen okuyucularımın hatrına kendimi gerçekten zorladım ve sonunda hikayeyi kurguladım. Çünkü ilk bölüm, bana bir anda gelmiş bir ilhamdan ibaretti ve aslında devamını hiç düşünmemiştim. Ayrıca derslerim biraz ağırdı bu yüzden düşünmeye pek vaktim olmadı bu yüzden sizden çok özür diliyor ve sabrınız için teşekkür ediyorum. Bu yazdığım asıl kurguya geçiş bölümü gibi bir şey oldu. Bu da demektir ki bir sonraki bölümün gelişi daha çabuk olacak. Umarım beğenirsiniz. Bu bölümün çok mükemmel olması için özel olarak uğraşmadım. Ama kurgum beni heyecanlandırıyor. Umarım sizi de en az benim kadar heyecanlandırır. :)

P.S. Hikayeyle ilgili aklınıza gelebilecek tüm ayrıntı sorular -en azından bir kısmı- benim de aklıma geldi ancak hepsini geçiş bölümünden sonraki bölümlerde halledeceğim bu yüzden sorun etmeyin. Ama sorularınız için mesaj kutum hep açık :)

Bir Not Daha: İlk bölümü ve tanıtımı yazalı epey olduğu için bu bölüm ile aralarında uyuşmazlık olan yerler olma ihtimali var.Gözüme bir şey çarpmadı ama uyarırsanız düzeltirim. :)

Tekrar teşekkür ediyorum. İyi eğlenceler.

O kötü ve büyük Kurt'tu. Korkunç bir masal kahramanı. Hikayenin kötü adamı. Sivri dişli, uzun kulaklı. Meşhur Kırmızı Başlıklı Kız'ın büyükannesini yiyen sahtekar ve acımasız Kurt.

Ama her insanın olmadığı biri gibi davrandığı bir dönem vardır. Her ne kadar kurt olsa da...

Kırmızı ayrıldıktan sonra kendi etrafında dolanmaya başladı Kurt. Havayı kokladı. Kar geliyordu. Sürüyü toplamanın vakti gelmişti. Bu akşam avlansalar iyi olacaktı. Aksi taktirde kar kalkana kadar sıçan ve ölü hayvanlarla beslenmek zorunda kalacaklardı.

Uzun ağaçların arasında hızla koşarak tepeye tırmanmaya başladı. Serin rüzgarı kürkünün arasından kayıp giderken hissetmek paha biçilemez bir histi. Tepeye ulaştığında uzun uzun uludu. Sonra ayı seyretti. Burada olmaktan gerçekten hoşlanıyordu. Sürünün lideri olmaktan, kurt hayatından.

Ama her kahramanın bir sırrı vardır.

Çok geçmeden sürünün diğer üyeleri de geldi. Şimdi av vaktiydi.

--

Kırmızı Başlıklı Kız , nam-ı diğer Fiona , kasabaya elinden geldiğince az dikkat çekerek girmeye çalıştı. Etrafta epey kargaşa vardı. İnsanlar samanların arasına, çatı katlarına , bahçelerine hatta mezarlıklara bir şeyler saklıyorlardı. Yarın büyük gündü. Askerler gelecek ve halktan destek adı altında yağmalama yapacaklardı.

Hava kararmıştı. Hızla eve girdi. Ev halkı onu farketmemişti. Annesi muhtemelen " bir şeyler saklama kafilesi "nin içerisindeydi ve babası da olsa olsa kasabanın başkanına yalakalık yapmakla meşguldü. Odasına geçti ve aynasının karşısına oturdu. Sedir ağacından bir sandalyesi ve ahşap bir masası vardı. Ama kendini görmeye yetecek büyüklükte bir aynası vardı. Odası sessiz ve karanlıktı. Sadece aydan gelen beyaz ışık aydınlatıyordu odayı. Kız önce geceliğini giyindi sonra yavaşça saçlarındaki tokaları çıkardı ve biraz ürpertici ancak sakin sessizlikte , aynada kendisini seyretti. Bir şey düşünmeden. Yavaşça tüm yüz hatlarını ardından kulaklarının hemen yanından aşağıya sarkan saçlarını... Sonra kendisiyle göz göze geldi ve bir süre öylece kaldı. Saniyeler birbirini kovaladı.

Kırmızı Pelerinli Kız ( askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin