MASKENİN ARDINDA... (ADRIENETTE)

3

Adrien'dan...

Uğur böceğiyle konuşmamızın ardından eve geleli on dakika olmuştu. "Plagg inanabiliyor musun? Ben uğur böceğinin kara kediden hoşlanmasını beklerken o Adrien'dan hoşlanıyormuş! Hala çok şaşkınım!" odamda bir çocuk gibi dönmeye başladım. Kendimi çok mutlu hissediyorum. Uğur böceği benden hoşlanıyor!   "Kesin bizim okulda! Ah bir de Kagami ile yakın olmamdan çok rahatsızmış! Demek ki kıskanıyor! Ya çok tatlı..." 

"Adrien! Sakın bana onun kimliğini öğrenmeye çalıştığını söyleme!" diyerek kızmaya başladı Plagg. "Tamam söylemem." dedim onu daha fazla sinir etmeye çalışarak. Ve başarılı olmuştum. Bu haline gülmeden edemedim. "Ama ne olur ki kimliğini öğrensem? Uğur böceği, onun kimliğini öğrendiğimi eğer bilmezse hiç bir şey olmaz. Ben de zaten kendi kimliğimi söylemem. Bence gayet güzel olur. Hem ikimiz de hayatımızın aşkını bulmuş oluruz." diyerek şimdiden hayal kurmaya başlamıştım bile. "İğrenç! Neyse tamam izin verdim." dedi Plagg ve ben bu sefer sevinçten zıplamaya başladım.

Marinette'den...

"Keşke Adrien'dan hoşlandığını söylemeseydin Marinette." dedi Tikki. "Neden ki? Zaten Adrien'ın bir sürü hayranı ve arkadaşları var. Kara kedinin gizli kimliğimi bulması çok düşük bir ihtimal. Ayrıca gidip Adrien'a   'arkadaşlarının ismini ver' falan da diyemez." dedim. Ardından Tikki biraz düşünüp "Ne diyeyim, haklısın." dedi.

O sırada Alya beni görüntülü aradı. Açtım. Diğer kızlarla birlikteydi. "Marinette! Hadi sen de gel, biraz gezeceğiz." dedi Alya. "Üzgünüm Alya, yarına bir sürü yetiştirmem gereken ödevler var ve ben hiçbirini yapmadım. Belki başka zaman gelirim." dedim. Gerçekten de tonlarca ödevim vardı. "Ah, hep son güne bırakmak zorunda mısın?" dedi ve gülmeye başladı. "Kızlar, size bir şey soracağım.. Ben bunu aslında uzun zamandır düşünüyordum ama söylemeye çok çekiniyordum." dedim. Ah evet sonunda onlara söyleme zamanı gelmişti. "Nedir o?" dedi Alix. "Adrien'a olan hislerimi ona söylemeyi çok istiyorum." dediğimde herkes mutluluktan çılgına döndü. "Söyle Marinette! Lütfen söyle!" dedi Rose. Alya ise "Yok gibi davranma olayına ne oldu?" diye sordu. "Bilmiyorum, ama birden hislerimi söylemeyi çok istediğimi fark ettim." "Aferin benim Marinette'ime! Yaparsın be kızım!" diyerek desteklediler beni. Çok mutlu oldum ve daha çok gaza geldim. "Daha sonra detaylıca konuşuruz şimdi ödev yapmam lazım! Görüşürüz!" 

"Görüşürüz!" dediler ve telefonu kapatıp ödevimi yapmaya başladım. O sırada televizyon kendi kendine açıldı. Konuşan kişi bir akumatizeydi! "Uğur böceği ile kara kedi! Bana mucizelerinizi vermezseniz çok kötü şeyler olacak!"

"Ah,  tam da ödevime başlamıştım! Tikki benekler!" Camdan çıkıp hızlıca akumatizenin olduğu yere doğru koşmaya başladım. 

Geldiğimde, kara kedinin çoktan oraya vardığını gördüm. "Selam leydim!" dedi gülümseyerek. "Selam."

********

Hawkmoth'u bir kere daha yendik ve ben yoyomla bir kere daha akumayı yakaladım. 

"Güle güle küçük kelebek." dedikten sonra şanslı tılsımda çıkan makası havaya fırlattım. "Mucize uğur böceği!"

"Çak bakalım!"

"Kara kedi!" diye seslendim arkasından tam gidecekken. "Efendim?" deyip bana doğru döndü. "Sen çok iyi bir dosttun, şimdi de çok iyi bir sırdaş olduğunu fark ediyorum. O yüzden sana bir şey daha diyeceğim." dediğimde merakla cümlenin devamını bekledi. "Ben sanırım yarın Adrien'a hislerimi açıklayacağım. Ondan çok uzun zamandır hoşlanıyorum ama o beni fark etmiyor. Eğer ona hislerimi söylemezsen sanırım onu sonsuza kadar kaybedeceğim."

"Bir kedi tavsiyesi, bence de söyle! Çok iyi olur! Eminim o da seni seviyordur!" dediğinde buruk bir şekilde gülümsedim. "Ben o kadar emin değilim kedi. Her neyse dönüşmek üzereyim. Hoşça kal!" dedim ve yanından ayrıldım. Yarını sabırsızlıkla bekliyordum... İnşallah kötü bir şey olmaz...

********

Ertesi gün mutlulukla uyandım. Bugün büyük gündü! Kısa bir hazırlanmanın ardından aşağı inip güzelce kahvaltı ettim. Biraz fazla stresliydim ama bunu takmamaya çalıştım. Kahvaltım bitince koşar adımlarla okula gittim. 

Kızların yanına gittiğimde en büyük sırıtışımla onlara selam verdim. Ayden da yanımıza gelmişti ve ona da anlatmıştım. "Stresin var mı?" diye sordu Alya. "Dürüst olmak gerekirse ölecek kadar stresliyim!" dedim. Ayden omzumu sıvazlamaya başladı. Kendimi güreşe gidiyor gibi hissettim. "Bak şöyle düşün,  evet şuan çok streslisin ama belki bugünden sonra hayatın çok daha güzel olacak. Adrien ile birlikte." deyip göz kırptı. "Haklısın... Ama ya beni reddederse?" dedim. Şimdi de bu düşünce beni korkutuyordu. "Mari, yapmak zorunda değilsin." dedi Alya. Ama ben kararlıydım. "Yapacağım!" 

"Yapacak!" dedi Rose bana destek çıkmak için. Ona doğru bakıp gülümsedim. "Tamam, sakinim. Bana bir su verin!" 

**********

Adrien'dan...

Şuan uğur böceği kesin çok stres yapmıştır. Bunu düşünüp gülümsedim. Acaba kim çıkacak? Meraktan çıldıracağım. Ama ya Lila , Chloe gibi biri çıkarsa? Hayır neden çıksın ki sonuçta uğur böceği çok güzel, kendinden emin, cesur ve iyi kalpli birisi. Ama Lila ya da Chloe eğer uğur böceği olsaydı zaten uğur böceği egolu, yalancı, kötü birisi olurdu. Evet, tamam... Uğur böceği her kimse, onu bütün kalbimle seveceğim. Benden hoşlandığını itiraf ettiği an ona sarılacağım. Ah, çok heyecanlıyım!

"Adrien, neden gergin duruyorsun?" dedi Nino. "Bilmem. Neyse ben bir su almaya gideyim." dedim ve kantine doğru gittim. O sırada birisi arkamdan beni dürttü. 

Arkamı döndüğümde bir çift mavi şirin gözle karşılaştım. İnanmıyorum, uğur böceği işte karşımdaydı! 

O daha bir şey diyemeden hızlıca sarıldım. "Ben de seni arıyordum... Senden çok hoşlanıyorum, benimle sevgili olur musun?" deyiverdim hızlıca. Gördün mü uğur böceği? O kadar da kör değilim.

"A-adrien, sevgilin olurum tabii ki!" dedi ve dudaklarını dudaklarıma değdirdi... Ve ben çok mutluydum, sonunda hayallerimin leydisine kavuşmuştum...

********

Burada mutlu sonla bitti sandınız değil mi? Hadi bismillah daha 3 bölüm oldu. Siz hele bir diğer bölümü okuyun, sonra karar verin. sodpgjedsgnvds

Her neyse şimdilik hoşça kalıın! 

Her şey dahil 846 kelime <3