Herkese merhaba! Öncelikle bir şey söylemem lazım yani söylemezsem çatlayacağım. Buradan sonrası spoiler -> Ben az önce sırlar çetesi bölümünü izledim ve Marinette Alya'ya uğur böceği olduğunu söyledi çok şaşırdım çok iyi bir bölümdüüü! Hala çok çok çok şaşkınım. Her neyse başlayalımm!
**********
Babamın uyuduğundan emin olduktan sonra Plagg babamın odasına gitti. Ben de o sırada çantama birkaç parça kıyafet atıyordum.
Yaklaşık iki dakika sonra Plagg geldi. "Tavus kuşu mucizesini de aldım. Hadi gidelim artık!" dedi. "Plagg, pençeler!"
Dönüştükten sonra camdan çıkıp evden olabildiğince uzağa gitmek istedim. Nereye gitsem bilmiyordum. O sırada görüş alanıma Dupain-Cheng pastanesi girdi. Hiç düşünmeden oraya gittim. "Kara kedi! Hoş geldin." dedi Bayan Dupain-Cheng. "Merhaba, birkaç günlük kalacak yer arıyordum, burada kalabilir miyim?" dedim çekinerek. "İstediğin kadar kalabilirsin!" dediğinde rahatladım. Ardından "Marinette! Misafirimiz var! Onunla sen ilgilenir misin, ben müşterilere bakıyorum!" dedi. Marinette "Tamam!" deyip buraya geldi ve beni görünce çok şaşırdı. Tabi normal bu, sonuçta hangi kahraman sizin evinize misafirliğe geliyor? "K-kara kedi misafirimiz mi?" dedi annesine. "Evet tatlım. Hadi siz yukarı çıkın." dedi.
Marinette'in odasına girdiğimizde üzerinde benim olduğum posterler bizi karşıladı. Bunu görüp gülümsedim. "Kara kedi, ne oldu?" dedi Marinette bana merakla bakarken. Ona anlatmaya karar verdim. Sonuçta yabancı değildi ve Marinette'i iyi tanıyordum, o asla sırları başkasına anlatmazdı. "Babam..." dedim ve cümlemi devam ettiremedim. Gözümden bir damla yaş aktı. "İyi misin kara kedi?" dedi üzgünce. "Marinette... Babam, Hawk Moth'muş! O yüzden evden kaçtım. Kalacak hiçbir yerim yok ve ne yapacağımı bilmiyorum!" Ağlamam şiddetlendi. Marinette çok şaşırmıştı. Bana sarıldı. Beni biraz sakinleştirmeyi başarmıştı. "Ayrıca Mayura da babamın asistanıymış! Hala inanamıyorum! En güvendiğim iki kişi baş düşmanım çıktı! Neyse, babam sabah uyanınca o iki mucizeyi de bulamayacak, artık akumalanmalar da olmayacak. Çünkü ikisini de aldım!" dedim ve cebimden kelebek ve tavus kuşu mucizelerini çıkardım. "V-vay canına! Kara kedi sen tam bir kahramansın! Kendi baban bile olsa acımadın. Kahramanlara da bu yakışır zaten."
***************
Marinette'den...
"Marinette?"
"Efendim?" dedim kara kediye doğru dönerek. "Ben şu süper kahramanlık olaylarından çok sıkıldım. Zaten Hawk Moth'un mucizesi bende, yani hiçbir akumalanma olamaz. O yüzden artık kimliğimin gizli olmasını istemiyorum. En azından sana karşı." dedi. "N-ne? Ama bu doğru olur mu ki?" Aslında haklıydı, ama neden bilmiyorum bunun doğru olduğunu hissetmiyordum. "Neden bana göstereceksin peki? Yani neden uğur böceğine değil de bana?"
"Ona da gösteririm ama sana göstermemin sebebi, sana güvenmem. Çünkü sen benim çok iyi bir arkadaşımsın. Pençeler kapan." Hızlıca ellerimle gözümü kapadım. Kara kedinin sevdiği bir arkadaşı mıydım?! "Bir dakika, yoksa sen... Adrien!" Doğru tahmin etmiştim. Adrien kara kedi miydi? Şoktaydım! Demek ki kara kediye Adrien ile ilgili şeyler anlatınca o yüzden beni o kadar iyi dinledi! Benimle sevgili olmaya çalışıyordu! Ah inanmıyorum! "Adrien..." dedim ve ağlamaya başladım. Neden ağladığımı bilmiyordum ama onun kollarında olmak beni rahatlatmıştı. Birkaç dakika boyunca konuşmadık, sadece sarıldık. "Ne oldu Marinette?" dedi Adrien. "Şey, çok şaşırdım. B-ben neden ağladığımı bilmiyorum." dediğimde güldü. "Ağlarsan seni akumalarım." dedi ve ikimiz de aynı anda kahkaha atmaya başladık.
"Ben tuvalete gideceğim." deyip odamdan çıktım. Tuvalete gitmek bahanesiyle odama uğur böceği olarak gelecektim ve... Sonrasını bilmiyorum. "Tikki! İnanabiliyor musun? Defalarca reddettiğim kara kedi, aşık olduğum Adrien'mış!" dedim. Sevinçten havalara uçuyorum adeta. "Evet! Aslında ben zaten biliyordum onun Adrien olduğunu." dedi Tikki. Gülmeye başladık. "Tikki benekler."
Hızlıca çatıya çıktım ve oradan kendi odama girdim. Adrien'a selam verdim. "Uğur böceği! Burada ne işin var?" dedi şaşkınlıkla. "Ben de seni arıyordum kara kedi." dedim sırıtarak. Şaşkın bir şekilde suratıma bakmaya devam etti. "Sen nasıl..."
"Nasıl mı biliyorum? Benekler kapan." Şok üstüne şok yaşamıştı Adrien ve bu hali çok komik ve sevimliydi. "Marinette?! İnanmıyorum sen gerçekten uğur böceğisin! Sensin!" dedi ve bana sarıldı. "Evet öyle oldu." dedim gülerek.
*************
Adrien bana her şeyi anlatmıştı ve beni üzdüğü için yaklaşık yüz kere özür diledi. O kızı ben sanmış yoksa onu sevmiyormuş! Bu beni daha da mutlu etti. "O zaman biz çok iyi sırdaş olacağız." dedim mutlulukla. "Ve çok iyi bir çift." dedi Adrien kara kedinin gülüşünden yaparak. Bu yanaklarımı kızartmıştı. Adrien ile sevgili olmak... Bu bir hayalken şimdi gerçekti!
"Hadi bunu kutlayalım!" dedi Duusu. Kwamileri serbest bırakmıştık. Gabriel ve Nathalie ile yaşadıkları o zaman zarfı boyunca kim bilir ne kadar acı çektiler, ne kadar üzüldüler... O yüzden onlara özledikleri özgürlüklerini vermiştik Adrien ile. "Evet kutlayalım!" diyerek Duusu'nun dediğini onayladı Noroo. "Adrien sen gerçekten çok güçlüsün, bunu unutma. Üzüldüğün zaman bunu hatırla." dedim çünkü tekrar somurtmaya başlamıştı. "Artık hayatımda sen varsın, kolay kolay üzülmeyeceğim!" dedi ve beni öptü. Adrien... Seni gerçekten çok seviyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKENİN ARDINDA... (ADRIENETTE)
FanficGözlerim dolmuştu, hayır ağlamamalıydım. Şuan olmazdı, burada olmazdı. Ama işte insan kendisine engel olamıyordu. Bardaktan boşalırcasına yağan bir yağmur gibi akıyordu göz yaşlarım gözlerimden... Koşarak tuvalete gittim. İnşallah bir hayal görmüşüm...