Gece, mutluluktan uyuyamamıştım. Bu kadar mutluluğa yabancıydım. Bu yaşananlar gerçek miydi?
"Marinette! Uyandın mı?" dedi annem ve odama girdi. "Uyandım." dedim. Aslında hiç uyumamıştım. "Kara kedi nerede?" dedi etrafına bakarak. "Salonda ona yatak hazırlamıştım. Uyuyordur." dedim ve ikimiz de salona gittik. Benim aksime o, mışıl mışıl uyuyordu. "Kara kedi! Kahvaltı hazır!" dedi annem onu uyandırmaya çalışarak. "Günaydın Bayan Dupain-Cheng, günaydın Marinette!" dedi ve doğruldu.
************
Okula gitmek için evden çıktığımda, kara kedi de evden çıktı. Kimsenin görmediği bir yerde dönüştükten sonra okula doğru el ele yürümeye başladık. "Alya çok şaşıracak." dedim. Güldü. "Evet."
Okula girdiğimizde bizimkilerin yanına geldik ve herkes bize bakmıştı. Alya ve diğerleri bağırarak "Ne oluyor burada?!" dediler. "Sevgilimle tanışın!" dedi Adrien. Herkes şok içinde bize baktı. "Ay inanmıyorum! Mari ve Adrien sonunda sevgili oldular! Oh! Artık huzurla ölebilirim!" dedi Alya. Kahkaha atmaya başladım. "Tebrikler!" dedi ve bize sarıldı Ayden. Daha sonra sadece benim duyabileceğim bir şekilde "Çok tatlısınız." dedi. Ben ise herkesin duyabileceği şekilde "Teşekkürler!" dedim.
************
Son teneffüste sınıfımıza kız sürüsü geldi. Ne olduğunu merak edip Alya'yla onların yanına gittik. "Ne oluyor?" dedi Alya kızlara doğru. Ve o an içlerinden birisin Adrien'ın eski sevgilisi olduğunu fark ettim. Beni kıskanmıştı sanırım. Kıskanç! "Sen Adrien'ın yeni sevgilisi misin?" dedi bana iğrenerek bakmaya çalışarak. Çok komik duruyordu. Gülmemeye çalıştım. "Evet, ne oldu ki?" dedim. "Hiç, sadece seni bir görmek istedim güzel miymişsin diye." dedi ve gitti. Alya gülmeye başladı. "Sana nasıl baktığını gördün mü?!" dedi gülmesini arttırırken. "Evet!" dedim ve ben de gülüşüne eşlik ettim. O sırada yanımıza Adrien geldi ve "Kötü bir şey dedi mi?" dedi. "Hayır."
**************
Kantine gelmiştik ve Adrien bana bir şey ısmarlamak istediğini söylemişti. "Ne yiyelim?" diye bir soru yöneltti. "Bilmiyorum ki." dedim her zamanki kararsızlığımla. O sırada Adrien'ın telefonuna mesaj geldi. Nino'dandı.
Dostum! Baban gelmiş. Nerede olduğunu soruyor.
"Eyvah! Demek sonunda evden kaçtığımı fark etmiş. Nereye gitsem acaba?!" dedi endişeyle. "Kızlar tuvaletine gir bence. Bir şey olursa uğur böceğine dönüşüp seni kurtarırım." dedim. "Tamam!" dedi ve gitti. Ben de hiçbir şey olmamış gibi sınıfa tekrar gittim. Gabriel Agreste, Bayan Bustier'e bağırıyordu. "Oğlumun yerini söyleyin derhal!" dedi, çok kabaydı. "Efendim size söyledim derste vardı, zaten gelir teneffüs bitince." dedi kibar halini koruyarak Bayan Bustier. "Tamam o zaman, o gelene kadar burada bekleyeceğim." dedi ve Adrien'ın sırasına oturdu. "Ama Bay Agreste, derste de mi bekleyeceksiniz?" dedi Bayan Bustier. "Gerekirse evet!"
Onlar tartışmaya devam ederken Alya ve Nino yanıma geldi. "Neden bu kadar sinirli duruyor?" dedi Alya. "Adrien evden kaçmış, babası o yüzden geldi okula sanırım." dedim açıklama yaparak. Hawk Moth olayını anlatmalı mıyım diye düşünüyordum, bence anlatmalıydım. Hem bize yardım ederlerdi. "Neden kaçmış?" dedi Nino. "Kimseye söylemezseniz anlatırım." dedim ve söz verdiler. "Tamam, Gabriel Agreste Hawk Moth'muş ve onun asistanı da Mayura'ymış. Adrien onların mucizesini gizlice alıp evden kaçmış. Yani artık akumalanma olmayacak!" İkisi de şok olmuştu. "Nasıl bir insan ya şu Gabriel?!" dedi Alya ve ona hak verdim. "Hem mucizesi yok diye hem de Adrien evden kaçtı diye çok sinirli. Şimdi anladım. O zaman Adrien'ı saklamalıyız!" dedi Nino ve bugünlük okulu ekmeye karar verdik. Adrien'ı tuvaletten alıp koşarak okuldan çıktık.
**************
Şimdi hepimiz benim odamdaydık. Bir plan düşünüyorduk. Derken, Tikki bana fısıldadı. "Bir şey söylemem lazım." Başımı 'tamam' anlamında salladıktan sonra tuvalete gitme bahanesiyle odamdan çıktım. "Marinette, Nooro bana Gabriel'ın mucizelerinin nereye giderse gitsin bulabileceğini söyledi. Özel bir tablet varmış, onu alman gerekiyor! Yoksa yakında buraya da gelecek!" dedi. "Tamam, Adrien'a da söylemem lazım. Gabriel'la tek başıma savaşamam." dedim ve odama geri döndüm. Alya ve Nino yoktu. "Neredeler?" dedim Adrien'a. "Alya'nın aile yemeği varmış, Nino da davetliymiş. Gitmek zorunda kaldılar." dedi. "Tamam bu daha iyi oldu çünkü şuan uğur böceği ve kara kediye ihtiyacımız var." dedim göz kırparak ve anlatmaya başladım.
Konuşmam bitince 'tamam' dedi ve dönüşüp odamdan çıktık. Eyfel'in önüne gittik ve Gabriel'ı beklemeye başladık. Tahmin ettiğimiz gibi, birkaç dakika sonra geldi. Arabadan çıkıp bize baktı ve ben tavus kuşu mucizesini, kara kedi de kelebek mucizesini Gabriel'a gösterdik. "Bunları mı arıyordun Hawk Moth?!" dedim bağıra bağıra. Çevredeki insanlar bize baktı ve onun Haw moth olduğunu anladılar. "Sizin gibi birinden beklemezdim..." dedim ardından. Birkaç kişi gelip Gabriel ve Nathalie'yi tuttular. "Teşekkürler!" dedim ve arabaya girip o tableti aramaya başladım. En sonunda Nathalie'nin çantasında bulduğumda tableti onlara gösterdim ve yere attım. Kırılana , paramparça olana kadar ezdim. "Neden masum insanları akumalama gereği duydun?!" dedi kara kedi Gabriel'a. Gabriel üzgün görünüyordu. "İkinizin mucizesini birleştirilince çok büyük bir güç açığa çıkıyor. Ben o güçle Emilie'yi tekrardan hayata döndürmek istiyordum. Hepsi buydu. Gerçekten..." dedi ve küçük bir gözyaşı aktı gözlerinden. Doğru söylüyordu. Belliydi. İnsanın aşk için göze alamayacağı şey yoktu. Ona üzülmüştüm. "Seni anlıyorum ama, ölen bir insan geri getirilemez. Ne kadar zor olsa da ölümünü kabullenmek gerekir. Senin yaptığın gibi insanları akumalayarak ve bizden mucizelerimizi zorla almaya çalışarak hiç olmaz. Bu kötülük. Sen özünde iyi bir insansın Gabriel Agreste." dedim. Umarım onu ikna edebilmişimdir. Çünkü gerçek buydu. Bu sefer tam anlamıyla ağlamaya başladı. Vay canına Gabriel Agreste ağlıyordu. "Çok özür dilerim! Zaten sırf bu yüzden oğlumu kaybettim! Nasıl olduysa Hawk Moth olduğumu öğrenmiş ve evden kaçmış! Onu hiçbir yerde bulamıyorum!" Kara kediye baktım, çok üzgün görünüyordu. "Sizi evinize bırakalım, daha sonra oğlunuzu getiririz." dedi kara kedi. Sanırım eve gidince gizli kimliğini gösterecekti. Emin misin dercesine baktım ve o da evet anlamında başını aşağı yukarı doğru salladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/264709452-288-k461563.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKENİN ARDINDA... (ADRIENETTE)
FanfictionGözlerim dolmuştu, hayır ağlamamalıydım. Şuan olmazdı, burada olmazdı. Ama işte insan kendisine engel olamıyordu. Bardaktan boşalırcasına yağan bir yağmur gibi akıyordu göz yaşlarım gözlerimden... Koşarak tuvalete gittim. İnşallah bir hayal görmüşüm...