8.Bölüm Tozkopran İskender mi?

1.4K 65 47
                                    

Elif'in Anlatımıyla:

"Elif?" Asya'nın sesini duyunca gözlerimi açtım. Beyaz. Sadece beyaz vardı. Nerede olduğumu bilmiyordum. Buraya nasıl geldiğimi de.

"Elif, neredesin?" Arkama döndüm. "Buradayım Burak!" Diye seslenmek istedim. Ama ağzımı açamadım.

"Elif!? Allah kahretsin, umarım birşey olmamıştır." Sinan'a cevap vermek istedim. "Buradayım." Demek istedim.

Ama yapamıyordum. Olmuyordu.

Bir anda tekme sesi geldi. Burnum erkek parfümü kokusuyla doldu. Önce büyük bir gürültü geldi. Daha sonra fotoğraf sesi duydum.

***

Asya'nın kahkahasını duyduğumda sonunda gözlerimi açabilmiştim. Yattığım yerden kalkmaya çalıştım. Ama birşey beni engelledi.

Kafamı kaldırdım. Yanımda bana sarılan İskender'i görmemle gözlerim kocaman açıldı. Öküz, ahtapot gibi sarılmıştı.

(Bu şekilde olduklarını düşünün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bu şekilde olduklarını düşünün.)

Çığlık atıp İskender'i yataktan ittim. Sert bir şekilde yere düştü.

"AHH!?" Kafasını kaldırıp odada göz gezdirdi. Sonra Tayfun'a baktı. "Manyak mısınız oğlum? İnsan böyle mi uyandırılır?"

Yataktan kalkıp ona cevap verdim. "Sen insan değil... Öküzsün. O yüzden böyle uyandırılman normal." Dedim.

Ardından ekledim. "Ayrıca... Tayfun'a kızma seni yataktan iten bendim." Bana anlamamış gibi baktı.

"Ne? Neden?" Göz devirdim. "Çünkü bana ahtapot gibi sarılmışsın!? Of neyse... Hadi arkadaşlar gidelim."

Odadan çıkmak için kapıya yöneldiğimde kapının kırık olduğunu gördüm. "Bu kapı niye kırık?" Burak ve Tayfun dışında herkes güldü.

"Şimdi şöyle... Siz okula girdikten sonra biz yarım saat felan bekledik, sonra siz gelmeyince endişelenmeye başladık." Burak Asya'nın ardından söze girdi.

"Daha sonra okulun her yerine baktık, ilk başta revirde olabileceğiniz kimsenin aklına gelmedi. En son Ece söylediğinde buraya geldik."

"Ama... Kapı kapalıydı, biz de kapıyı kırdık bebekleri-" Tayfun Duygu'nun sözünü kesti.

"Tabi sizi bu halde bulmayı beklemiyorduk." Önce bana sonra sinirli bir şekilde İskender'e baktı.

Salih Hoca ve Rüya Hoca içeri girdi. "Ne oluyor çocuklar? Bu kapı niye kırık?" Arda sarılma kısmını atlayarak Rüya Hoca'ya olanları anlattı.

"Tüh, yeni kapı yaptırmak gerekecek. Neyse, zaten eskiydi bu kapı." Salih Hoca İskender'e baktı.

"Oğlum? Sen niye yerdesin?" İskender bir an bana baktı. "Şey... Yataktan düştüm de." Ayağa kalkıp Salih Hoca'nın yanına gitti.

"Peki, Mavi Ay. Siz bizimle gelin. Eve gidince herşeyi anlatacağım. Kasırga... Siz de evlere dağılın hadi bakalım."

Salih Hocaların evine gittik.

"E hocam neredeydiniz?"

Rüya Hoca mutfağa gidince, Salih Hoca kısaca başlarına geleni anlattı. "Eee..." Dedim. Sonra başımla İskender'i işaret ettim.

"Bu çocuk kim?" Salih Hoca güldü. Elini İskender'in omzuna koydu. "Bu çocuk... Tozkoparan İskender."

Ağzım açık kaldı. "Ne!?" "Tozkoparan İskender mi?"

Selam kuzular.

Çok boş bir bölüm oldu ama yapacak birşey yok...

Aklıma fikir gelmedi.

Umarım beğenmişsinizdir.

Bir sonraki bölüme kadar...

Hoşçakalın sağlıcakla kalın kuzular.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 10, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kalbim Sana Ait -İsEl-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin