WP - 1

137 15 22
                                    

Multimedya: Rauf & Faik - Bu mutluluk mu?

Elbisemin eteklerini tutarak yavaş adımlarla balo salonuna giden merdivenden indim. Herkesin gözü bana çevrilirken son basamaktan inip reverans yaparak ablamın tahtının yanında duran tahtıma oturdum.

"Bu nasıl bir elbise Lalisa? Sen asla benim gibi olamayacaksın."

Kafamı eğip sessiz kaldım. Ablam ve babam beni sevmezlerdi. Onlara göre ben bir oksijen israfı ve krallığının yüz karasıydım.

Nedenini hiç bir zaman öğrenemesemde annem yüzünden olduğunu biliyordum.

Derin bir nefes verip gülümsemeye çalıştım. Bir süre sonra ablam dans etmek için piste adımladı. Babam ise gürültüden başı ağrımış olacak ki istirham etmeye gitti.

Bir anda mermi sesleri çıkmasıyla çığlık atarak yere çöktüm. Babamın odasında olduğunu biliyordum fakat ablamın nerede olduğunu bilmiyordum. Umarım onlara bir şey olmazdı.

"Asker!" diye bağırıp buraya gelmelerini bekledim. Ama kimse gelmiyordu!

"Yardım edin!" diye bağırıp ellerimi kafama siper ettim. İnsanların çığlıklarına karışan çığlıklarım durmak bilmiyordu.

Hızla yanımdan geçerek az önce oturduğum tahtıma saplanan mermiyle kocaman bir çığlık attım.

Bir anda kollarımdan çekilmem ile kafamı kaldırdım. Onlar üniformalı kaptanlardı. Bu kaptanlar başka ülkenin gemi kaptanıydılar. Bizim ülkemizde ki kaptanların çoğunu denizcilik merakım olduğu için çocukluğumdan beri tanırdım.

"Siz kimsiniz?"

Beni dinlemeden çekiştirmeye devam ettiler. Sarayın arka kapısından geçip sola doğru sürüklendim.

Bu yol limana gidiyordu. Ben de ailemden gizli gizli gitmek için bu yolu kullanırdım.

"Çabuk bırakın beni bu bir emirdir!" deyip debelenmeye başladım.

Zorla kollarımdan tutup hayatımda hiç görmediğim bir gemiye bindirdiler. Tam geminin adını okuyacakken güverteye doğru itildim.

Ellerim yere sürtünmenin etkisiyle sızlıyordu.

"Burada senin emirlerin geçmiyor prenses."

Korece konuştuğunu anlamamla bende korece konuştum.

"S-Sen kimsin? Kimsiniz siz?" diye bağırıp ellerimle gözümdeki yaşları sildim.

"İpleri çözün! Kaptan! Prensesi aldık dümeni kır. Kore'ye geri dönüyoruz."

"Bakın beni kaçırmakla hata ediyorsunuz." diye bağırıp ayağa kalktım.

Kimse beni takmıyor herkes işiyle ilgileniyordu. Sinirle ellerimi saçlarımdan geçirip düşünmeye başladım.

Beni neden kaçırırlardı ki? Ben ailemin sevmediği oksijen israfı krallığımın yüz karası olan bir prensestim.

Omzumun üstünden o adama tekrar baktım. Üstündeki kıyafetler bir kralın veya prensin giyeceği türden kıyafetlerdi.

Kore'nin kralı veya prensi miydi? Yanına yaklaşıp tam karşısında durdum.

"Kral yada prens misiniz?" diye sormamla yüz ifadesini hiç bozmadı.

"Kralım." deyip iki elini arkada birleştirip yürüdü.

Peşinden ilerleyip önüne geçtim ve reverans yaptım.

Worthless PrincessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin