Bir gece kulübü patronunun oğlu olan Tul, adamlarını söz verdiği gibi hızlı çalıştırdı. Tian bütün gün mesaj bekledi ve sonunda gece yarısı geldi. Aceleyle cep telefonunu eline aldı. Çok fazla detay yoktu; sadece kazayla ilgili bir rapor vardı.
"Gümüş renkli Porsche, Boxster S. Ratchadaphisek Yolu üzerinde Anayasa Mahkemesinin önündeki virajı hızla geçerek yaya yolundaki bir kadına çarptı ve olay yerinde ölmesine neden oldu. Sürücünün adı, Yaowaraj Çin Kasabasındaki ünlü kuyumcu Chanchai'nin en küçük oğlu Visanu Phongruengrong olduğu belirlendi. Merhumun adı, 23 yaşındaki Bayan Thorfun Charoenpol... ''
Son cümleye geldiğinde Tian'ın sol göğsünün içindeki organ şiddetli bir şekilde kasıldı ve ağrıyı azaltmak için eğilmek zorunda kaldı. Başucundaki masadan hemen ilaç tepsisini çekti ve hapları ağzına attı, ardından büyük yudumlarla su içti.
Vücudu tere boğulurken yan yatarak yatağına kıvrıldı. Ağrı kesici devreye girene kadar bekledi.
İmmünsüpresanı (Bağışıklık ilacı) almayı unutmuştu. Sonunda, kalp atışları normale dönene kadar derin derin nefes aldı.
Gözlerini kapattı ve karanlıkta düşündü; sadece son bir kanıt istedi. Eğer düşündüğü gibi değilse, araştırmasını hemen bitireceğine dair yemin etti.
Kararını vererek ayağa kalktı ve odadan çıktı. İkinci kata çıkan merdivenlerden gizlice ilerledi. Koridorun sağ ucundaki babasının ofisine vardığında, kapıyı açıp gizlice içeri girdi.
Tian telefonundaki el fenerini açtı ve odanın diğer ucuna kaydırdı. Babasının önemli belgelerini nereye kitlediğini iyi biliyordu.
Hiç sorun değildi. Anahtarın nerede olduğunu da biliyordu. Bu oda, küçüklüğünden beri onun oyun alanıydı.
Buda sunağındaki ayaklı tepsiyi kaldırarak, beklediği gibi altında dört anahtar buldu. Tian yere çömeldi ve bir klik sesi duyana kadar anahtarları birer birer çekmecenin kilit yerlerine soktu.
Hırsızı oynayan adam çekmece açıldığında sırıttı. Aradığı belgelerin olması gereken zarfı açtı ama hiçbir şey bulamadı.
Hayal kırıklığı içinde kaşlarını çattı. Babası onları başka bir yere mi saklamıştı? Bütün odayı ayırayamazdı, aksi takdirde bu tüm gecesini alırdı.
Başarısızlığına üzülerek yerde oturdu. Tekrar ayağa kalktığında, sol göğsünden sızan keskin bir sancı ortaya çıktı. El feneri görevi gören telefonu masanın üzerine düştü ve her tarafına kağıt yığınları saçıldı. Telefondan gelen beyaz ışık, üzerinde "Sınıflandırıldı." yazan kırmızı damgalı bir belgeye yansıdı.
Babası bu kadar umursamaz olabilir miydi yoksa kazara orada mı bırakmıştı? Durum ne olursa olsun, şans onun tarafındaydı! Kağıdı eline alırken Tian sertçe yutkundu.
= Organ Bağışçılarının Listesi =
"Bayan Thorfun Charoenpol"
Bu gerçek olamaz!!
Midesi aniden bulandığında kusma dürtüsünü bastırmak için elini ağzına kapattı. Belgenin fotoğrafını çekmek için hemen telefonunu eline aldı ve ardından kimse onu görmeden babasının ofisinden gizlice çıktı.
Kanıtını alırsa ve beklediği gibi olmazsa, gerçeği aramaya hemen 'son vereceğine' kendini ikna etmişti.
Ama hesaba katmadığı şey şuydu... Ya tam olarak aradığı şey gün yüzüne çıkarsa?
Şimdi ne olacaktı?
*****
Bundan sonraki günler emekli General'in en küçük oğlu, gümüş kaşıkla doğan bu genç adam o kadar üzgündü ki, son zamanlarda evde çok olmayan Leydi Lalita bile bunu hissetmişti. Kadın huzursuzlukla kıpırdanan en küçük oğluna, baktı. Haşlanmış pilavı ve karidesle onu rahatsız ediyormuş gibi kaşlarını çatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Tale Of Thousand Stars
General FictionTayland BL noveli A Tale Of Thousand Stars (1000 Yıldızın Hikayesi) çevirisidir. Gönüllü öğretmen Torfun, geçirdiği bir trafik kazası sonucu hayatını kaybeder. Kalbi ise nakil bekleyen Tian'a verilir. Bir dizi günlük sayfasıyla Tian, onun hayatı hak...