♬ Lately I've been thinking',thinking about what we had.♬
-
Genç adam, hunharca yağan yağmurun altında olmayı umursamayıp hırkasının kapüşonunu daha da ileri çekip arasında 1 metre kalmış olan bank'a varıp oturdu.Avcunu açıp kolunu ileri uzattı.Su damlaları avcuna düşüp süzülürken kulağında çalmakta olan şarkıya eşlik ederek yoğun gözlerle etrafı gözlüyordu." Feeling like I'm breathing my last breath.
Feeling like I'm walking my last steps" Yağmurdan dolayı soğuyan havaya aldırmıyor,şarkısını eşsiz sesiyle mırıldanarak söylüyordu.Yorulmuştu artık, Sevdiklerine olan özlemi çok kabarmıştı bazen genç adam ' keşke idol olmasaydım' diyordu ancak bu fikri sürekli çelişiyordu burda 7 kardeşi vardı.Onları bırakamazdı,ancak annesi ve babasını ölesiye özlüyordu bu birden bire değil,stajyerliğinden beri özlem duyuyordu ailesine.Katlanmak zorundaydı sonuçta o bir idol'dü. Dünya star'ıydı.Hayalini gerçekleştirmek için büyük riskler almıştı.Geri dönemeyeceği bir yola girmişti.Lee know'un kol ve el damarları kendi belli ederken genç adam soğuğa yenilip ellerini hırkasının cebine koyup derin bir nefes çekip havayı içeri alınca yerinden kalkıp çaprazında duran Jyp binasına ilerledi. Neyseki geceleyin kimse olmuyor,dışarıya 10 dk da olsun çıkıp hava alabiliyordu.Binaya girip pratik odasına çocukların yanına giderken kapıyı açtığında gördüğü manzarayla çocuklara buruk bakışlar yolluyordu.Saat gecenin 3'idi çalışmak zor gelmiş olmalıydı zaten tüm gün meşgullerdi şu an patates gibilerdi.
Hyunjin,felix ve jeongin 3'lüsü birbirlerinin omuzlarına dayanmış şekilde sırtları koltuğa değiyor bacakları ise halının üzerinde duruyordu. Jisung ve changbin ortada yoktu seungmin ise işi çıktığından burda değildi zaten.
Lee know gözleriyle arayıp bulduğu battaniyeyi yerinden alıp çocukların üzerini örtüp,hyunjinin gözüne değen saçını geriye attı.
"Uyurken bile saçı açık.." söylenerek olduğu yerde dikleşirken oda'da yeni gördüğü chan'a ve yaptığı şeye baktı. Chan neredeyse hiç uyumuyordu.. bu duruma ne kadar üzülselerde chan'ın hastalığı buydu az uyku ona yetiyordu. Önünde açık olan bilgisayarda birşeyler yaparken Minho'nun odaya girdiğinden haberi yoktu..
Minho rahatsız etmemek adına kendi halinde takılmaya karar verip gözüne takılan içki şişesine yönelip yere oturarak önünde duran içki bardağına içkisini doldurdu.Kim almıştı bilmiyordu ve umrunda değildi.Sabah başı patlayacak gibi olacaktı ama kalbindeki ağrılar kadar olmazdı.Fiziksel acıyı ruhsal acıya tercih ederdi minho.
2.bardağını yudumlarken bardağa boş bakışlar atmaya devam ediyor,zihnine dolan şeyle içiş hızını arttırıyordu.Unutmak istiyordu.Aklında olan kişiyi,hislerini unutmak istiyordu.Bu doğru değil di.. olmamalıydı da.
Karanlık odayı aydınlatan bilgisayar kapandığında odayı karanlık kaplamıştı.
"Sen çıldırmışsın lee min ho" hyung'unun boğuk sesi kulağına dolduğunda cevap vermeyip elindeki bardağı parmakları arasında döndürmeye devam etti.Bir bardak daha dolduracakken içki şişesi eline gelmemişti bıkkınlıkla omuzlarını salıp chan'a hayıflandı "Aissh hyung şişeyi verir misin?" O bangchan ise bu saatte daha çok içmesine izin vermeyecekti.
"Saat 4'e geliyor kalk ve uyu minho"
Chan minho'nun ya yanında ya da karşısında duruyordu ki sesi yakın geliyordu.Hoşnutsuz gelen sesiyle minho dudaklarını yalayıp "Son 1 bardak hyung.Hadi ver şişeyi"
Karanlıkta şişeyi bulsa bardağa nasıl doldurcaktı?
Chan'ın onaylamayan sesi odaya dolarken minho inatla öne atılıp sesin geldiği yeri -yani sağına-doğrulacakken bardağa dolunan içki sesiyle geri olduğu yere doğrulup elini bardağa götürdü. Ardından bir doldurma sesi daha kapladı odayı.
Minho,chan'ı göremeyeceğini bilsede gözlerini açıp sağına bakıyordu.Az önce içmesine izin vermezken şimdi kendi de içiyordu ne vazgeçirmişti onu? Chan geceleri içmekten haz almazdı.Belki de sadece minho'ya eşlik etmek istemişti.Belki de kendisininde rahatsız olduğu bir durum vardı.
İçkisinden birkaç yudum alıp avcunda tutmaya devam etti. "Şu sıralar moralin düşük gibi.. neyin var" minho sessizce iç çekip dudaklarını araladı " Ailemi özledim sadece" ailesini hep özlüyordu,ama daha çok özlediği biri vardı keyfinin olmaması neden bu kişi ve duygularıydı.Minho bu hisleri yüzünden kafası hep karışıktı.Her ne kadar bu duygulara kendisi karar veremese de bu yanlış mıydı? Diye düşünüyordu.
" Hepimiz özlüyoruz...özleminin birden buna çökeceğini sanmıyorum" bir içki sesi daha.Chan.. bir kerede aptala yatamaz mısın?
Minho birşey diyecekken ağzını geri kapattı söyleyeceği şeye çok ağır tepki alacaktı.Gerçi chan'dan sır çıkmazdı ancak minho sorunlarının kendisinde kalmasını tercih ederdi. Ortalık sessizliği korurken bu sessizliği bozan yine chan olmuştu.
"Hoşlandığın biri mi var?"Duyduğu şeyle bacakları gerilirken ayak uçlarını sıkmaya başlanmıştı.Ne zaman gerilse bacağını sıkardı.Yıllardır arkadaşlardı konuşmasalar bile neler olduğunu kavrayabilirlerdi.Chan'ın nokta atışı sorusu da buna kanıttı.Bakışlarından bile anlıyordu.
Minho yine konuşmadı,chan ise cevabını almış gibiydi. Sessizlik hep 'evet'cevabını verirdi.
Chan düz çıkan sesiyle" Hangi şirkette?" Chan bunun heves olduğunu düşünüyordu içinden 'umarım hevestir ve sorunsuzca yok olur' dilekler geçiriyordu. Bir idol aşık olamazdı böyle hakkı yoktu.KPop'un katı kuralları.. sevdiği kişi açığa çıkarsa ikisinin de hayatı riske girerdi.
Minho yarısı dolu olan bardağını ağzına dikip bardağı parkenin üzerine bıraktı.Minho sanki konuşmamaya yemin etmiş gibiydi.Cevap vermek istemiyordu çünkü hem alacağı korkudan hem de ne diyeceğini bilmiyor durumdaydı.Minho aşk hastalığına yakalanmıştı... bir idol'ün olmaması gerekeni yapıp aşık olmuştu.
"Ünlü değil" minho kesik kesik çıkan sesiyle sözünü bitirdiğinde yutkundu. Söylediği şeyle parkeye konulan bardağın sesi odada yankılanırken chan, olmamasını dilediği şeyi sordu.Bu kesinlikle olmamalıydı.
" Minho, sakın stay'lerden birine vurulduğunu söyleme."chan umutla sorusuna cevap bekliyorken minho chan'ı dağıtacak şeyi söyledi.Sızlayan kalbi,sulanan gözüyle,odanın karanlık oluşundan yararlanarak bunları saklamadı ve kalbinin titremesine izin verdi.
Minho olmaması gereken birine vurulup sevgisini içine gömdü.
" Üzgünüm hyung"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cafuné-LK
Fanfiction" Feeling like I'm breathing my last breath. Feeling like I'm walking my last steps" Yağmurdan dolayı soğuyan havaya aldırmıyor,şarkısını eşsiz sesiyle mırıldanarak söylüyordu.Yorulmuştu artık,