İğrenç alarm sesinden sonra kalktım.Bugünün anlam ve önemi büyüktü.Bugün kampa gidiyoruz..
Hemen dolabımın başındayım.Dizlerimde bir şort ve pembe askılımı giydim,saçımı dağınık bir örgü yaptıktan sonra hazırdım.Beyaz converse’lerimi giydikten sonra tekrar dolabımın başına geçip kampta giyeceğim kıyafetleri bavuluma attım.
Pıtır pıtır mutfağa indim”Günaydın çekirdek ailem” selamımı verdim.Kübra’ya ”Bizim eve uç”mesajımı attıktan sonra bişiyler atıştırıp muhteşem televizyon koltuğuma oturdum.Kübraların Evi iki sokak altımızdaydı.Birazdan gelirdi.Telefonla oynarken kapı zili sesi duyuldu.Bizim kız gelmişti.
Kübrayla bizim arabaya bindik.Kamp otobüsünün olduğu yere gidiyorduk.Annemle sarılma faslından sonra bavulumu bagaja koydum.Otobüse girip koltuğuma oturdum.Kulaklık moduma girmiştim ki yan tarafa bi taş oturdu.
Aman Tanrım dedim.
O neydi öyle.
Marstan kaçmış olmalı.
**1 saat sonra**
Kamp alanına geldiğimizde büyük bir arazide küçük kulubecikler yapmışlardı.Biraz ilerisinde deniz vardı. siyah bavulumu alıp kübrayla kulubemize geçtik.
Üstüme siyah hırkamı almak için bavulumu açtığımda olanları anlamıştım ve ufak bi şok geçirdim.Bu bavul benim değildi.
Benim olmayan bavulu alıp çadırımızın kapısının önüne çıktığımda elinde benim bavulum elinde olan birini gördüm.
Bu kimdi ?
Tabi ki de otobüsteki çocuk.Arkasına dönüktü.Bende arkasından yaklaşıp karnına yumruğu geçirdiğimde kısa bir “mal mısan” bakışı attı.Sonra
”Napıyosun kızım gerizekalı mısın?”diye bağırdı.
”Sensin gerizekalı hem çantamı çal sonrada hakaret et.”
“Al çantanı,bavulunu benimle muhattap olma tamam mı güzelim ?.” Bavulumu atar gibi verdikten sonra bavulunu tekmeleyerek attım.Arkamdan küfür mırıldandığını tahmin ediyorum.
Telefonda iremle konuşan Kübra beni görmedi.Kankamın kankası düşmanımdır felsefesiyle Kübra'nın arkasından yaklaşıp saçını çektim .Kübra;
"Allah belanı versin Ada"
"Tövbe de mal.Issız kamplarda."
Saat öğlen 12'iydi sanırım kamp rehberi öğle yemeği için duyuru yapıyordu.Kübrayla yemek yiyeceğimiz masalara gittik.
Herkes yemeğini yedikten sonra sahile voleybol oynamaya gitti.Poyraz denen taş ötesi taş çocuğun bana "Sarı kafa sahalara mı dönüyor?"demesiyle cidden afallamıştım.Bu lafa karşılık voleybol oynamam gerekirdir.Voleybolu severdim ama iyi olduğum söylenemezdi.
Ama Poyraz'a bakılırsa idaalıydı.Birkaç kızdan oluşan takımımızı topladım.Onlara iyi bir gaz verdikten sonra oyuna başladık.Poyrazların takımı çok iyi oynuyordu çoğu servise karşılık veremesekte iyi oynuyor sayılırdık.
Maçın başlamasından yaklaşık yarım saat sonra Poyraz'ın karnıma attığı topla yere düştüm.
Sonrası karanlıktı.
Umarım beğenirsiniz.İlk bölümler biraz kısa olabilir ama olaylar gerçekleştikçe uzatacağım.Eleştiriye açığım.
Multide Ada :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ YAĞMURU
Novela Juvenil"Gözlerinde kayboldum ben.Öldüm kızım seninle.Sana baktıkça işkence çektim ben.Lan seviyorum.Köpek gibi.Ada.Bırak beni olmaz.Sen sevme beni Adam.Sen zayıf bir gemisin bana gelme, yaktım ben o limanları.Yok artık güzelim." "Beraber başka limanlar bul...