Kemirdiğim elimi rahat bırakıp oflayarak kafamı sıraya gömdüğümde içimdeki gereksiz hissi bacaklarımı titreterek atmaya çalışmıştım.
Birazdan Jungkook gelecekti ve sadece bir saat ders anlatacaktım. Tamam, bunda bir şey yoktu ama bende hoşlandığını bilmem ve her fırsatta yavşayacak olması istemeden içimi kemiriyordu.
İltifat ettiğinde ne diyecektim. Teşekkür edip kibar mı davranacaktım yoksa flörtöz yaklaşıp aynı iltifatları ona mı sunacaktım.
Sanırım ikisini de yapamazdım..
Öncelikle sakin olmalıydım ki bu benim için çok zor bir şeydi herhangi bir iltifatında cool olup zaten bildiğimi söylemeliydim.
Evet evet, asla kendimden taviz vermemeliydim.
Zil çalalı beş dakika oluyorken sınıfın boşalması ile kafamdaki tekrardan kaçmış olması ihtimali şimdiden sinirlenmeme sebep oluyordu.
Umarım gelmemek gibi bir hataya düşmezdi.
Matametik testim ile göz göze gelip bakışmaya dalarken bunalmış olan vücudumu ellerimi yelpaze olarak kullanıp serinletmeye çalıştım.
Önüme düşen saçlar sinirimi bozunca bugün kaybettiğim tokama sövdüm. Şuan ona çok ihtiyacım vardı.
Kapıda oluşan haraketlilik ile gözlerimi oraya çevirirken kapının önünde durmuş ve bana bakan Jungkook'a bakmıştım.
Siyah bol hırkası kaslı bedeninde oldukça hoş duruyordu. Okuldaki çoğu kızın seksi gördüğü masum yüzüne odaklandım.
O sessiz anı bozarak yanıma doğru adımlayıp konuşmuştu.
"Geç kaldığım için özür dilerim" diyerek yanıma oturdu. Derin nefes alışı ile öksürme ihtiyacı duydum.
Ses tonu melodi gibi kulağıma ulaşırken kekelerim diye konuşmaya cesaret edemeyerek sessiz kalmayı tercih etmiştim.
Fazla erkeklerle iletişim kurma gereği duymadığım için şuan gerilmiş olduğumu düşünerek Matametik kitabını açtım.
O günkü konuyu bularak ona yaklaştırdığımda gözlerimi bana bakan kahvelerine çevirdim.
"Bana değil kitaba bakacaksın"
Güçsüz çıkacağını düşündüğüm sesim tam tersine umursamaz çıkarken tebessüm etmesi işi zorlaştırmıştı.
Gerçekten fazlasıyla tatlı olmayı nasıl beceriyordu. Yanaklarını tutup sevmemek için zor duruyordum.
"Tamam kitaba bakacağım" elinin birini aramıza koyup kitaba doğru döndüğünde hafifçe boğazımı temizledim ve elime aldığım rastgele kalemle üstünü çizdiğim kelimelere bastırdım.
Konuya direkt girerek anlatmaya başladım. Arada ona bakıyor ve tekrardan kitaba odaklanıyordum.
Yavaş ve sakince anlaması için anlatırken kendimce aldığım notları da gösteriyordum. Fakat bacağıma değen eliyle istemsizce duraksadım.
Eteğimin açık bıraktığı tenimde bir iki saniyelik de olsa parmağını hissetmem miğdemin karıncalanmasına neden olmuştu. O da utanmış ve istemsizce yaptığını belli ederek hızla elini çekmişti.
Öksürüp başka yerlere odaklanırken bu olay olmamış gibi davranmayı tercih etmiş ve kolunu dürterek kitaba odaklanmasını sağlamıştım.
Fazla kasılan bedeni istemeden beni de kasarken konuyu bitirmiş ve kitabı kapatarak ayağa kalkmıştım.
Anlayıp anlamaması umrumda değildi sadece gidip derince nefes almak istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
die for you | Rosékook
Roman pour AdolescentsJeonk: Selam Nasıl erkeklerden hoşlanırsın