Adsız Bölüm 20

4 1 0
                                    


                TARÇIN VE GARİP

Tarçın ve Garip idi köpeklerin adı.

Tarçın dişi, sokaktan gelmişti cinsini bilmiyorum.

Garip ise erkekti, ellerimde büyüdü.

Beyaz karavan kapısını aralayan Dayı içeriden havasız kalmış buzdolabı kokusu eşliğinde dışarı çıktı ve bu köpeklerin nasıl evlendiğini, insanlara nasıl ders verdiğini anlattı arkadan beri seslenerek...

"Bak Telengüt, konuyu değiştiriyorum çünkü yüreğimdeki o kadının acısı bu var ya hiçbir tarifi yok... Sana şu köpeklerin nasıl evlendiğini anlatayım " dedi.

"Garip, Labrador cinsi sarıya çalan beyazbir köpekti...

Eski bir çalıştığımız yerin patronun bahçesinde dünyaya geldi, öyle sahiplendik. Balkonda Mozart dinleterek büyüttük.

Çoban köpeği gibi oldu maşallah. Tarçın ise, fırtınalı bir akşam bizim çıkmaz sokağa geldi. Yolunu kaybetmişti belli ki. Dayak yemiş gibiydi, ben yaklaştıkça vik vik ediyor geri adım atıyordu . Kızarmış gözleri, düşmüş kaşları, gözünde yaşları ise ciyaklıyordu.Bana dokunmayın artık dercesine tutum sergiliyordu. Sucukla, köfte kalmıştı sabahtan sıcak değildi ağızı yanmazdı, yanmıştı yüreği zaten yeterince önüne bıraktım. İnsanlardan nefret edercesine çaresizdi ama boynu eğik değildi, içinde bir mücadele ruhu vardı. Yıkılmış umutlarını ayakta tutmaya çalışıyordu. Usulca verdiğim yemeği yerken, gözü hâlâ etrafı kolaçan ediyordu. Savaş şoku denilen Shell Shock girmişti sanki iliklerine.Ayak yemişti sanki insanlardan, dayak yemişti sanki hayattan...Ona İnsanlığın kötü olmadığını öğretmeliydim. Dili olmasa da zihninde insanlığın ölmediğini bilmeliydi. İnsanlıktan geçtim bu vicdan vazifesiydi.

Ama bu vicdan ki çocuklara aşılanan hayvan sevgisi ile geliştirilirdi, ülkemizde ne yazık ki hayvanlar insan sevgisi aşıladı bizlere ki onlar bizleri sevdiler, biz onları sevemedik...

Köpekler insandı , bense vasiyet vizyonumdaydım...

Dünya duysa keşke sesimi el birlik çocuklarımıza hayvan sevgisi aşılasak, vicdanlı bireyler yetiştirmeye sebebiyet versek ...

Eskiden Tengricilikte ne güzelmiş, çocuklara hayvan sevgisi aşılarlarmış.

Son sigaramı içmeden söndürmeme sebep oldu yemekten sonra bir gün köpeğim ile oynamak. O benim köpeğim değildi, ben onun insanıydım aslında. Dertliydim bohem hayatın derdine düşmüştüm.

Sigaramı içime çektim ve köpeğimden ters yöne üfledim.

Dumana doğru fırladı, kokladı ve tıksırmaya başladı.

Gelip ağzımı yalamaya başladı ve su içmeye gitti, ağzını yıkarcasına.

Tekrardan yanıma geldi, ağzımı silmeye devam etti ve gözlerime öfkeyle bakarak havladı...

Neden bunu içiyorsun dercesine.

Köpekler insandı , bense vasiyet vizyonumdaydım...

Sonra benim yanımdan uzaklaştı, Tarçındı eşinin adı, eşinin yanına doğru koştu eşine kısık sesle havladı. Sevmeye gittim Tarçın'ı.

Tarçın, burnumu kokladı ve yeni doğmuş yavrularını siper etti, belli ki kokuyu algılamıştı siper etti yavrularını sevdirmedi. Gözlerini gözlerimden ayırmadı tetikteydi her an. Saldıracakmışçasına bakıyordu, bir nevi tehdit ediyordu beni. Avuç kadar çocuklarını ağzına bir bir alıp erik ağacının dibine götürdü.

Vasiyet 6284Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin