ÇEVRİMİÇİ KIZ

✨BİRİNCİ BÖLÜM✨

BEŞ GÜN SONRA

  Sınav salonlarının deniz manzaralı olması neredeyse yasadışı kabul edilmeli.

  Dışarıda ılık dalgalarının üstünde dans ederken ve çok aydınlık , rahatlatıcı görükürken, bizim iki saat tam aralıksız kalem tutmaktan kramp girmiş parmaklarla içeri tıklamamız nasıl adil olabilirdi? Kuşlar şakırken ve yakındaki bir dondurma arabasının neşeli ve tasasız melodisini duyduğuma yemin edecekken, Vlll. Henry'in dördüncü karısının kim olduğunu nasıl bilebilirdim?

  Tepesinden arsız bir çikolata parçası çıkan,enfes yumuşaklıkdaki bir dondurma külahının hayalini geçiştirmek için başımı iki yana salladım ve telepati yoluyla en yakın arkadaşım Elliot'ın beynine doğrudan bağlantı kurmayı denedim. Tarih sınavında bunca detay ve ismi hatırlamakta hiç zorluk yaşamıyor olmalıydı. Ona Viki lakabını takmıştım çünkü benim ders notlarım hafızamdan bin Snapchat hızıyla kaybolurken, onun beyni Vekipedi kadar çok bilgiyi saklar gibiydi.

İç geçirerek sınav sorusuna odaklanmaya çalıştım ama kelimeler gözlerimin önünde dans ediyordu ve kendi kargacik burgacık el yazıma anlam veremiyordum. Kağıdını her kim okuyacaksa, şansının benden fazla olacağını umuyorum.

  Yılsonu yeterlilik sınavı için tarih dersini almam başından beri kötü fikirdi. Zamanında, diğer herkesin tercihine uyup o sesi seçmiştim. Almam gerektiğini kesin olarak bildiğim tek ders fotoğrafccılıktı. Gerçek şu ki okul bitince ne olmak istediğim hakkında hiçbir fikrim yoktu.

  Sınıfta ön taraftaki sınav gözetmeni,"Pekala, herkes kalemini bıraksın", dedi.

  Bir anda dilim damağım kurudu. Ne zamandır hayallere dalmış durumda olduğumu bilmiyordum ama soruların tamamını bitirmediğimi biliyordum. Bu sınavlar önümüzdeki yıl alacağım dersleri belirleyecekti ve daha şimdiden her şeyi mahvetmişim. Avuçlarım yersen yapış yapış olmuştu ve dışarıda şakıyan kuşları artık duyamıyorum. Tek duyabildiğim, martıların gaklamasıydı. Kulağıma, "Çaktın, çaktın, çaktın" şarkısını Söyler gibiydiler. Midem bulandı ve kusacakmış gibi hisseddim.

  "Penny geliyor musun?" Kafamı kaldırdığı da dostum ve arkadaşım Kira masamın yanında bekliyordu. Sınav gözetmeni ben farkında olmadan çoktan kağıdını almıştı ve ban farkına bile varmamıştım.

  "Evet bir saniye" Çantamı alıp sandayyemden kalktım.
   Ayağa kalkar kalkmaz mide bulantısı, yerini rahatlamaya bıraktı. Sonuç ne olursa olsun, bitmişti. Son sınavımdı. Bu yıl da okul bitmişti!

   Kira'yla beşlik çakarken suratımda aptalca bir sırıtış vardı. Sınıf arkadaşlarıma, özellikle de Kira ve Amara'ya bu okulda geçirdiğim bütün zaman boyunca olmadığım kadar yakın hissediyordum. Sene başında yaśanan trajedi sonrasında, peş peşe gelen haberler dalgasında karşı etrafımda sağlam bir arkadaşlık duvarı oluşturmuşlardı. Rock yıldızı Flynn'le çıktığımı öğrenince medya çılgına dönmüş, sonra da bloğunu keşfetmiş, hayatımın mahrem detaylarını gün yüzüne çıkarmış ve Noah mega pop star Leah Brown'la sözüm ona bir ilişki yaşadığı için, beni yuva yıkıcı olarak ilan etmişlerdi. Hayatımın en kötü günlerinde. Ve hepsi geçince de yaşanan trajedi bizi bir arada tutmuştu.